Kötü bir gün geçiriyordum. Luhan yine ruh gibiydi, beni görmüyordu ve ben onu takip edip mafya kılıklı adamların eline düşmüştüm. Korkunç bir amca Çince konuşup sinirimi bozmuştu ve öfkeyle kalkıp zararla oturmuştum. Sanki Luhan ile sevişemediğim için şikayetçiymişim gibi konuşup rezil olmuştum.
"Sevişmek? Sen oğlumun sevgilisi misin?"
Luhan şaşkın şaşkın bana bakarken amca konuşunca dikkatim o yöne kaymıştı. Bu arada bir şey fark etmiştim ve Luhan' ın şaşkınlar kulübüne katılmıştım.
"Hiiiii! Amca Korece biliyor!"
Luhan elleriyle yüzünü ovuştururken ben de Luhan' ın babası olduğunu öğrendiğim korkunç adamın biraz önce söylediğim her şeyi anladığını fark edip korkudan sıçmamak için göt kaslarımı sıkıyordum. Amca yerinden kalkıp bana doğru gelirken istemsiz geri geri gidiyordum ama arkamda bir ayı vardı ve ona çarpıp durmak zorunda kalmıştım. Amca çenemi tutup yüzümü sağa sola çevirdi. Ardından kolumdan tutup dans eder gibi beni kendi etrafımda döndürdü.
"Güzel parçaymış. Ama doğuramaz ki bu. Yoksa öyle bir özelliği var mı?"
Korkudan ağzımı bile açamıyordum. Korkunç amca dibimdeydi! Ama bu korkunç adamın DNA'larını taşıyan Luhan konuşma cesaretine sahipti.
"Saçmalama moruk, erkek olduğunu göremeyecek kadar kör müsün? Hem o benim sevgilim falan değil. Hatta o benim hiçbir şeyim değil."
Evet, ben onun hiçbir bir şeyi değildim. Lanet sözler canımı yakmıştı. Ağlamak istiyordum ama şimdi ağlarsam rezil olurdum. Bu yüzden dudağımı ısırıp amcaya baktım. Adam yerine geçip oturdu tekrar. Muhatabı ben değildim artık. Sessizce köşeme çekilmiş, Luhan' ın sözlerine içerliyor ve baba oğul arasındaki konuşmayı takip ediyordum.
"Her ne boksa... Bir an önce şu okulu bitirip yanıma gel artık. Emekli olmak istiyorum. Bu sene de bilerek sınıfta kalırsan mezun olamadan okula veda edersin."
Luhan' ın benden büyük olduğunu ilk kez duyuyordum. Bana kendisi hakkında hiçbir şey söylemiyordu ki! Onun hakkında çok az şey biliyordum. Eh, ben onun hiçbir şeyi değildim yani bilmeme de gerek yoktu. Şerefsiz herif!
"Sana annemle yaşayacağımı, Çin' e gelmeyeceğimi daha önce söyledim. Benimle uğraşma bunak, sen zararlı çıkarsın."
Sessizce köşemde bekleyeceğimi söylemiştim ama "Sen kim boksun da koskoca mafyaya kafa tutuyorsun, hele yarrağğğma bak hele" dememek için kendimi çok zor tutuyordum. Adam tükürse boğardı bu salağı, bu da Mematicilik oynuyordu koca mafya babası karşısında.
"O zaman bu oğlanı götürürüm yanımda. Bu da iyi dövüşüyormuş, adamlar birkaç kez senin yanında görünce araştırdılar ama yüzünü hiç görmemiştim. Yerime bu geçer. İster misin delikanlı?"
Laf ne ara beni bulmuştu bilmiyorum ama aslında fena fikir değildi. Mafya babası olup aşırı zenginlik içinde yüzebilir, sinirlenince birilerini dövebilir, kumarhanelerde iki zara 100.000 dolar verebilir, birisi itiraz edince de sigaramı ağzıma koyup belimdeki silahı çekerek "kendi payımın amına koyayım" diye kükreyip ortalığı kan gölüne çevirebilirdim. Güzel stres atma yöntemiydi. Bir an gerçekten heyecanlanmıştım.
"Gerçekten yerinize ben geçebilir miyim amca?"
Kurduğum mafya babası içerikli hayaller yüzünden heyecanla sorduğum soruya Luhan' ın babası kahkaha atarak karşılık verince benimle dalga geçtiğini anlamıştım. Baba-oğul çok kötüydü bunlar. Ne güzel hayaller kurmuştum. Üstelik hayallerimin devamında Luhan avukat oluyordu, ben de onu bir dava için tutuyordum ve çılgın bir aşk yaşıyorduk. Güzel hayallerdi ama yüzme bilmiyorlardı. Bu yüzden suya düşünce dibe batmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ore No Kawaii Monsuta
FanfictionAşık olduğun birinden nefret edebilir misin? Ana Çift: HunHan/HanHun *Smut içerik vardır. İlerleyen bölümlerde daha çok olacaktır. Yaşı küçük olanların gelmemesi önerilir. *Şiddet ve argo içerir. *Bölümler haftalık olarak yüklenecek.