Ι

25 7 7
                                    

Sarai.

19.12.1918

Doğum günümdü. Hayatımın en mutlu anlarını yaşıyordum sanki. Sevdigim insanlarla yani; annem, babam ve ben...

"Happy Birthday Sarai" diyen anneme ve babama baktım bir dilek diledim...
Pastamı üfledim ve sarıldık birbirimize.

Yedik içtik hatta oyunlar oynadık. Saat fazlasıyla geç olunca annem ve babam ile sarıldım. Dişlerimi fırçalamak için banyoya gittim. Bardaktaki su ile ağzımı temizledikten sonra aynaya baktım gülümsedim ve banyodan çıktım .

Kapı çalmıştı merdivenlerden aşağıya kapıdakinin kim oldugunu görmek için eğildim kimse kapıyı açmayınca "Baba! Kapı çalıyor." ,dedim. Babam "Tamam kızım sen yat." ,dedi. Bende bu saatte kimin geldigini çok merak etmistim, gizlice bakıyordum oraya. Babam kapıyı açtı ve postacıya benzer biriydi hatta postacıydı.

Babam adama "buyrun?" der gibi baktı
Postacı garip adam hiçbir şey yapmadan sadece bakıyordu. Onun sorunu ne ?!

Annem de kapının yanına geldi. Annem de aynı şeyi dile getirerek sordu. Adam hala bakıyordu. Gece gece insanları rahatsız etmek için mi gelmişti?

Adam elini sağ arka cebine götürdü ve yavaşça bir şey çıkardı.. bıçaktı.. o bir bıçaktı..

Adam annemin göğsüne bıçağı saplamıştı o an mideme ağrı girdigini hissettim.. Babam adama tam vuracaktı ki adam, boş eli ile babamın kolunu tuttu ve diger elindeki bıçak ile babamın karnına sapladı..

Elimi ağzıma bastırdım. Ağlıyordum
Polisi aramalıydım ki ev telefonumuz mutfaktaydı. Oraya gitmem lazımdı ama adam oradaydı.

Çıkarsam benide öldürecekti hiçbir şey yapamıyordum, yavaşça baktım. Adam öldüler mi diye kontrol ediyordu. Kafasını kaldırdı ve hemen geri çekildim.

-Neredesin küçük Sarai??

Elim ile ağzımı daha sıkı bastırdım ve yanımdaki babamın aksesuar olarak kullandığı oku aldım. Sıkıca tuttum.
Ses kesilince yavaşça tekrar baktım.
Yoktu. Gözlerimden yaşlar akmaya devam etti.
Yavaşça aşağı indim. O kadar sinirliydim ve üzgündüm ki annemlerin yanına kostum ikisinede sarıldım.. ağladım arkamdaki sesle hemen ayağı kalktım. Geriye dogru adım attım..

-Buradaymışsın demek..

Bana dogru adım attı. Oku arkamda saklıyordum. Bir adım daha attı.

-Sende onlar gibi olucaksın merak etme, senide onların yanına göndericem.

Gülmeye başladı ve bana doğru eğildi.

-Velet.

O anki sinirimle oku çıkarttığım gibi kafasına soktum ve yere yattı acı ile kıvranarak. Bağırarak oku tekrar çıkarıp göğsüne sapladım..durdum ellerime baktım hep kandı.Ellerim titremeye başladı.

Ağlıyordum hala ve hala.. Annem ve babamın yanağını öptüm ve aralarında uyudum.. sadece uyudum..

Uyandığımda bir arabadaydım. Tam bağıracaktım ki teyzem olduğunu fark ettim. Şehirden uzaklaşıyorduk. Olanları bilip bilmediğini sorduğumda bana herşeyi anlattı.

'Sabah size elmalı turta getirmek için kapıyı çaldım, kimse açmadı. Kapı aralıktı içeri bir adım attım ve bu mazrayala karşılaştım. Olayları çözmem uzun sürmedi. Başta sana da zarar geldi sandım. Ama çok şanslısın seni hemen kucağıma aldım ve arabaya bindirdim. Hala uyuyordun...
Hemen polisi arayıp oradan uzaklaştım. Artık seninle ne bir polis ne de herhangi bir kimse konuşamaz. Bunu daha atlatamadan ifade vermeni tabiki de doğru bulmuyorum. Sadece bu bir sır. Bundan sonra sana ben bakacağım. Kuzenin Finn sen ve ben beraber yaşayacağız. Sana güzel bir oda yapacağım, yepyeni kıyafetler alacağım, sana çok iyi bakarım. Teyze anne yarısıdır.'

Hıçkırarak ağlamaya başladım, bu olanların hepsini bir anda unutmak istiyordum. Ben katil mi olmuştum? Ama kendimi kurtarmalıydım. Bu düşünceler beni yiyordu. Annem ve babam olmadan ilk defa bir yolculuğa çıkmıştım. Hâla elim yüzüm kandı. Bunları atlatmayı diledim ve gözümü kapadım.

*Sarai'nin 12 yaşında yaşadığı ve kimseye bahsetmediği ailesinin sır ölümü.*

𝟷𝟿𝟸𝟸-ᴄʀɪᴍᴇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin