APTAL🌼2

3 1 0
                                    

 
17/04/2020

"Annesinden dayak yediği halde 'anne' diye ağlayan bir çocuktur aşk"
                   
                           Camal süreya🌼

  

Arabadan bir hışımla , asansörü beklemenin zaman alacağını düşünerek merdivenleri ikişer ikişer tırmandı hızla üçüncü kata çıktı.
Koridordan geçerken boranın odasından garip sesler duydu.

Bora ve kaan çocukluk arkadaşıydılar daha doğrusu babaları arkadaştı ancak bora'nın babası on iki yaşındayken intihar etmiş intihar mektubunda oğlunu levent'e yani kaan'nın babasına emanet etmişti.
Levent de dostunun çocuğunu öz oğlu gibi sevmiş her gediğini karşılamıştı bu yüzden bora ve kaan kardeş gibi büyümüşlerdi .

Bora'nın annesi ise oldu olası parayı, lüksü, seven bir kadındı zaten oğluna pek düşkün bir kadın değil'di kocasının ölümü üzerine de bir daha da borayı sormamıştı.
Bir ara leventin borayı yanına aldığını öğrenince bu durumdan faydalanmak istemişti ancak Levent bu duruma asla izin vermemişti.

Bora babasının intiharı üzerine ağır travmalar yaşamış bu süreçte Kaan ona moral kaynağı olmuştu.

Yıllar onları değiştirmiş Kaan'ın neşe saçan gözlerini kin bora'nın nefret saçan sözlerini alaylı sözler almış.
Sebebini ebru ne kadar sordurtsada bu konu hakkında kimsenin bilgisi yoktu, bir sır perdesini daha aralamak yine ebru sana düştü diyerek ebru bu işin peşini bırakmamıştı.

Kaan ve bora yıllar yılı beraber baba parasını yurt dışında har vurup harman savurmuşlar, geldikten sonrada şirketin başına geçmişlerdi.
Aslında şirkette yöneticilik yapmak sadece göstermelikti.
Aslına bakarasak bu şirket fazlasıyla kazandırıyordu onlara ancak karanlık işlerden kazandıklarının yanında bir halt edemezdi .
Bora biraz yumuşak biri olsada sinirlenince hiç de normal tepkiler vermiyordu, ancak korkulacak bir adam değildi,
özünde iyiydi.
Tabi uçkurana düşkünlüğünü saymazsak.

Ancak kaan hiç de bora gibi değildi.
Çok tehlikeli aynı zaman da tam bir sinir hastasıydı yani ebrunun tabiri ile.
Farklıydı kaan ona göre , gizemli, korkutucu, ve tabiki tehlikeli evet onu tek kelimeyle anlatırsak kesinllikle tehlikeli olurdu.

Her ne kadar kaan'ın babası onları pis işlerinden uzak tutmak istemişse de onlar karanlık işleri yapmaktan zevk alıyorlardı.

Son söz daima Levent bey'e aitti ancak kaan'a hayır demek o kadar kolay olmasa gerek ki babası oğlunu asla kıramazdı. Aralarında karşılıklı büyük bir saygı vardı.
Bora'nın odasından kadın sesleri geliyordu.
Levent bey şirketin başındayken böyle ahlaksızlıklara müsaade etmezdi, en iyisi Levent Bey'le konuşmaktı.
Neyse diyip kaan'ın kapısını çalmadan içeri daldı.

"Kapıyı çalmayı bir türlü öğrenemedin"
Arkasını dönmuş düşünceli bir şekilde masada duran dosyayla ilgileniyordu ama aklı başka yerlerdeydi.

Arkasını dönüp altan altan ebruyu inceledi, küçümseyen bir bakış atıp gözlerini gözlerine dikti.
Ebru attığı bakışa burun kıvırıp onu inceledi.
Gözleri yorgundu.Belli ki bir şeylere yine çok kafa yormuştu.

Mavi gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı. Bronz teni ebruyu kıskandıracak kadar pürüzsüzdü.Saçları her zaman ki gibi dağınık.
Kara harelerine gözlerini dikti.
Boğulurdu ebru ona baktığı zaman ama çekemezdi taaki o çekmeyene kadar,Kaan tekrar bakışlarını dosyaya indirdi.

Bacaklarını saran siyah jean'i ona kusursuz bir hava katmıştı.
'Niye bu kadar hoştu ki, bu kadar olmasaydı bari.'

İstese de istemese de Kaan'a çekiliyordu, oda bunu biliyordu.
Bu saçma düşüncelerden sıyrılıp asıl konuya dönmesi gerektiğini düşündü.'

İNTİKAM'A SUSAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin