KARANLIK🌼3

1 0 0
                                    


  17/04/2020

  
" İnsan büyüdükçe mi artıyor dertleri ? yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?"
              
                     Özdemir Asaf🌼

  
Korkudan değil nefessizlikten ölecektim galiba. Tam
Yüzümün kırmızıdan mora geçişini hayal ediyordum, suratımı gözümde canlandırmıştım ki
menteşenin paslanmadan olsa gerek keskin,iç cizlatacak cızırtısını duydum.Kapıyı ardına kadar açmış olmalı ki o soğuk esintiyi tüm hücrelerim hissetmişti.
    Şimdi sakin olmalı,mantıklı düşünmeliydim. Nefesimi yavaşça bıraktım.
Nefes al-ver , al- ver. Nihayet nefesim düzene girmişti.
soğukkanlı bir kız olduğum söylenebilir bence ya .
  Koca bir gölgenin bana doğru yaklaştığını görünce hemen gözlerimi kapattım,artık çok geçti. Bu her kimse ağzıma si**caktı.
Amman ne sogukanlıymışım ama altıma ediyorum şimdi.
  Pantolon hışırtısı duydum. Sonra nefes alışını, kokusunu.
Tanıdıktı bu koku, ben bu kokuyu tanıyordum.
Gözlerimi yavaşça açtım. Beklediğim surat zaten kaan'ın suratıydı.
Bakışlarına takıldım.Kara harelerinde öfke vardı, kaşları her zaman ki gibi yine çatık. Bu halde bile nasıl bu kadar hoş görünebilir ki.Birazdan beni burdan hayvanca götüreceğine bilirken ,nasıl da saatlerce ona bakmayı istiyordum.
   Kolumu tuttuğu gibi ayağa kaldırdı, peşinden sürükleyerek dışarı çıkarmıştı. Korkmamıştım ondan ama kırılmıştım.
Neden kırılıyordum ki ilk günden bu yana yüzüme bir kez  bile doğru dürüst bakmamıştı, düzgün bir cümle de kurmamıştı. Hep bağırmış, kızmıştı.
  Arabanın kapısını hızlıca açıp beni içeri tabiri caizse içeri fırlattı.
"Yavaş olsana! hayvan mısın?"dedim, biraz bağırmış olabilirdim ama sürekli beni itip kalkmasından çok sıkılmıştım. Ses etmiyordum diye iyice kendini aşmıştı.
Söylediğimi umursamayıp direksiyona geçti.

Ona baktım bir süre,çok sinirli görünüyordu. Ondan kurtuldum derken yine beni bulmuştu.
Onun arabasını aldığım için beni bulmasına şaşırmadım,oysa bunu hiç düşünmemiştim.
Beni nereye götürecekti ki acaba, bana neler yapacaktı onu hiç bilmiyordum. Daha önce onu bir kaç kez sinirlendirmiştim ama Levent bey'in sayesinde ondan kurtulmuştum.Şimdi ise Levent bey'in beni kurtarması gibi bir durum yoktu.
   Artık sessizlik can sıkıcı olmaya başlamıştı.
" Beni nereye götürüyorsun?"
Dedim.
Cevap vermedi. Eline takıldı gözlerim, direksiyonu çok sıkıyor olmalı ki parmak boğumları beyazlamıştı.
   "Bak ben senin adını karalayacak bir şey yapmayacağım tamam mı ?lütfen benim işime karışma ki bende senin işine karışmiyim?"
dedim.
   Bana baktı sinirli hali uçup gitti, gözleri alayla bakıyordu.
Direksiyonu aniden yana kırınca,kemerimi takmadığım için kapıya çarptım.Ona ters bir bakış atıp dışarı baktım.Gece zifiri karanlığa teslim olmuştu hava bulutlu olduğundan,ay bulutun altına girmiş olmalı.Bir an korktum ya Kaan beni burda bırakırsa yemin ederim ben burda korkudan ölürdüm, hiç bir hayvan beni canlı canlı parçalama zevkini tadamazdı.
Ona döndüm oda beni inceliyordu.
   " söyleyene benim işime nasıl karışacaksın sen?" dedi  buz gibi bir sesle.
Ne diyecektim,istesem senin işinin içine edebilirim mi?
Evet uyuşturu kaçakçılığını mı desem , kadın tacirğimi , genel ev yöneticiliği mi? hangisini?
deseydim ona elimde belki bunları kanıtlayacak belge yoktu ama bir çok düşmanında olduğu kesin. Ama şimdi bunları tabiiki de Kaan'a söyleyemezdim.Beni burda bırakır kurtlara kuşlara yem ederdi.
  " Ben onu öylesine dedim" dedim.
Suratı yine ciddi halini aldı.
  "Şimdi bak, eğer şimdi burada o işten vazgeçtiğini söylersen seni burada bırakmayacağım.
Evimde de istediğin kadar kalabilirsin ,şirketteki işine devam edersin ha yok dersen seni burda bırakacağım eğer olurda vahşi hayvanlara yem olmaz da eve dönersen seni o eve almam işine de son veririm.  Ona göre beş dakika  düşünme süresi veriyorum" dedi.
  Beni burda bırakırsa kesin ölürdüm buna eminim. Hayvanlar zarar vermese bile, korkudan ölebilirdim.
Yalan söyleyecektim.Ben Levent bey'in bu işten vazgeçeğini düşünmüyordum.Kaan istediği kadar karşı çıksın,Levent bey istediğini yapardı.
Yani mecburen kabul etmiş gibi gösterecektim hem kaan beni işten de evden de kovdurtamaz. Babasının zayıf noktasıydım çünkü onlara karşı beni bir koz olarak görüyordu.Bu durum ne kadar sinir bozucu olsada intikamım için yapmalıyım bunu. Başka bir seçeneğim de yoktu.
   " Tamam ben biliyorum senin beni burda bırakabileceğini ve biliyorum ki yarına da kalmam o yüzden canım için o işten vazgeçiyorum."
Ya çok iyi oynamıştım bence, ben olsam hemen inanırdım kendime.
Demek ki oyunculuk yeteneğim de varmış be, ya ben zaten çok yeteneklib biriyim de belli etmiyorum.
Kaan' a baktım beni inceliyordu. Bence inandı ya.
" İn arabamdan" dedi .
  "Ne!"
Ne diyo bu ya kabul ettim ya inanmadı mı ki ama çok da inandırıcıydım.
"Neden , kabul ettim ya işte" dedim
  "Sana inanmıyorum, çünkü sürekli yalan söylüyorsun" dedi.
   Ben ne kadar yabancıysam o da en az benim kadar yabancıydı.
   " Sen sanki az söylüyorsun, yalan değil bu beni burda bırakamazsın. İnanmıyorsan seni sorunun benim değil" dedim. Önüme döndüm yol bile görünmüyordu ya daha fazla bakamadım. Kaan'a döndüm.
Kaşlarını kaldırmıştı.

" Belki doğruyu söylüyorsun ama yinede in" dedi. Allah aşkına bu adam mal mı.
  "  Ne diyosun sen ya "dedim.
 Hızla arabadan indi,kolumdan tuttuğu gibi beni dışarı   çıkardı,kolumu sıkıyordu, beni kendine yaklaştırarak
" Bana bak " diye bağırdı.
Ona baktım gözlerini kocaman açmış kaşlarını çatmıştı. Dudaklarını sıkıyordu.
" Benim adım KAAN TURGAY ve sen geceyi burda geçirerek bana kafa tutmamayı öğreneceksin" dedi,kolumu bırakıp arabaya binip hızla uzaklaştı.
Ben hala beni bıraktığı yerdeydim yere bakıyordum ne cesaretim vardı etrafa bakmaya ne gururum izin veriyordu kafamı kaldırmaya,gururum incimişti. Neden mi beni burda bıraktığı için mi hayır bir kere bile adım ağzından çıkmadığı için.
İşte ben bu kadar aptaldım, bu kadar saçma şeylere takılır asıl takılmam, asıl sorun etmem gereken şeyleri kendime sorun etmem, sorun olmayacak şeyleri abartır dünyayı durduk yere başıma yıkardım çünkü ben salaktım,aptaldım.
 
Yolun kenarına oturdum,asfalt kısım düz kısma nazaran daha yüksekti.Kollarımı açıkta kalan bacaklarıma sardım.Biraz ısınsın diye bir aşağı bir yukarı ovmaya çalışıyordum.
Kafamı dizlerimin üzerine koyup , gözlerimi de kapattım.
Ben çok korku filmi izlemiştim sanki onlarda tam sırasıymış gibi aklıma gelmeye başlamışlardı.Düşüncelerden kurtulmak için nefes aliş-verişimi dinledim bir süre.
"Sabah elbet olacak, hep karanlık  hüküm sürecek değil ya "

....

Bölüm  sonu🌼🌼

İNTİKAM'A SUSAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin