Ölmek... Hem de kendi isteğimle .
Ellerimi bir süre çözmelerini bekledim. Pencereden dışarıya bakıyordum. Bomboştum sesim soluğum içime kaçmıştı. Düşünüyordum, ölünce nereye gidecektim ? İntihar etmek günah olabilirdi ama peki bana , bana günah sayılır mıydı ?
Kapı açıldı , içeri Pelinin utanmadan defalarca seviştiği adam girdi. Midem kalkmıştı kusmak istedim bana doğru yaklaştı üstüme eğildi suratına tükürdüm
'' napıyon lan piç ''
yüzüme yumruk attı sandalyeden düşecektim saçlarımı tutup beni sabitledi
'' akıllı dur elimden kaza çıkmasın ''
'' Ahirette yakanda olacağım ''
Söylediğim komik gelmiş gibi kahkaha attı
'' tabi koçum görüşürsün , inşallah orada da yarım adam olarak karşıma çıkmazsın''
Ellerimi çözüp odadan çıktı , içimde öyle bir nefret öyle bir kin birikmişti ki , ikisini de kalkıp gebertmek istiyordum !
Ölmek ikisinin elinde ezilmekten daha iyiydi . Yapabileceğim hiçbir şey yoktu onlardan intikam alamazdım onlar kadar kötü olmayı becersem bile artık ben yarım bir insandım.
Yemek yiyorlardı ama beni çağırmadılar . Zaten bende asla kabul etmez onların yediği bir lokma ekmeği boğazımdan geçirmezdim
Pencerenin önünde saatlerce oturup düşündüm aklımın bir köşesine sindirdiğim düşünce yavaş yavaş kendini gösterdi . Kızım Hira aslında benim çocuğum değildi .
Hira, güzel bebeğim. Onu bir defa doğru düzgün kucağıma alıp sevememiştim bile , Babasını beceriksiz aptal olarak tanımıştı ah sahte babasını demeliydim. Aklıma birden bilerek yaptığım kazadan önceki zamana kaydı , altıma yaptığım çarşafı önüne atıp iğrenç bir baba olduğumu söylemişti, Küçük düşürülmüşlüğün en ağırını yaşamıştım.
Şimdi ise sevdiğim evlendiğim kadının hayat boyu çektirdiği işkenceden sonra her şeyden beni suçladığını duymuş , intikam almasına sesimi dahi çıkaramamıştım. Neden yapıyordu bana bunu ben sadece onu sevmiş bana yaşatıklarına rağmen asla bir defa dahi aldatmamıştım . Psikolojimin bozuluşuna rağmen o ne isterse öyle yaşamış hep düzelmesini beklemiştim . Üstelik babamla ilişkimi onun için bitirmiştim sırf kendisi için şu an ailem bile yoktu !
Her şeyi uğruna döktüğüm kadın ömrümü çalmıştı benden ve bir kaç saat önce yaşattığı iğrençlikle ölümüme de sebep olmuştu .
Gece olmuştu , o an bir korku kaplamıştı bedenimi ya birazdan yine yaptıkları şeyi tekrarlarlarsa dayanabilir miydim ? Allahım neler yaşıyordum böyle ben neler!
Ama gelen giden olmadı . Gecenin sesizliği ortamı iyice sarmıştı. Yapmanın tam sırasıydı daha fazla bana yaşatacaklarına mahruz kalmamak için bunu şimdi yapmalıydım.
Ölümün kurtarıcılığına sarılacaktım...
Kapıyı sesizce açtım. Tekerlekleri yavaş sürüyordum . Yıllar önce babamın emaneti silahı sakladığım yere çalışma odasına girmeliydim ama tekerlekli sandalye ile nasıl yapacaktım. Düşünmeye başladım, düşün , düşün , bulmalıydım. Şimdi yapamaz yakalanırsam bir daha asla yapamazdım. Çıkmazda gibiydim terlemiştim kendimi nasıl öldürebilirdim . Silahı almaya gidemezdim çıkamazdım lanet bacaklarım tutmuyordu ! Peki nasıl yapacaktım nasıl nasıl
o sırada küçük miniğim Hira'nın sesini duydum .
'' baba ''
O an bütün kan beynime hücüm etti . Hira hala babası olduğumu düşünüyordu acaba beni seviyor muydu ? annesinin söylediği tonlarca söze rağmen beni seviyor muydu ?
'' efendim kızım ''
yanıma yaklaştı benden çekinir gibiydi , korkmaması için ona destek verdim
'' gel miniğim korkma ne oldu neden yatmıyorsun ''
biryandan annesinin gelme ihtimali bir yandan da ona çaktırmamak için kendimi sıkmıştım o ise olanları bu saate ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu
'' baba ne oldu sana ''
o an aklıma gelen fikirle bütün ruhum çekildi , başka çarem yoktu bunu yapmalıydım kızıma bu acıyı reva görmekten başka seçeneğim yoktu özür dilerim kızım affet beni
'' kızım senden bir şey isteyeceğim ama çok dikkatli olman gerekiyor tamam mı ''
'' baba ne oluyor anlatır mısın ''
'' anlatacağım miniğim ama çok acil önce yapman gerekiyor söz anlatacağım olur mu ''
onaylamak için kafasını aşağı yukarı salladı
'' annen duymaması lazım kızım sesizce benim çalışma odama çıkacaksın , masanın yanında ki en alta ki çekmeceği açıp gördüğün kırmızı kutuyu getireceksin anladın mı ''
'' baba ne var kutuda ''
'' miniğim soru sorma hadi kimse görmeden getirmen lazım''
koşarak merdivenlerden çıktı. Ölüme kızımın eliyle gidecektim öz kızım olmayan kızımın elleriyle ölüme gidecektim . Ama o miniğin ne suçu vardı ki en temizimiz en safımız oydu onu bu işe alet etmekle çok kötü yapıyordum ama başka seçeneğim yoktu .
Elinde ki kutuyu açmadan bana getirdi. Minicik ellerinden aldım. Kollarından tutup kucağıma aldım ürpermişti çocuk yıllarca benden uzakta beni kötü bilerek büyümüştü haklıydı
'' kızım , ben seni çok seviyorum hep sevdim . Sana yakın olamadığım için affet beni olur mu sana babalık yapamadığım için affet beni , Senden tek isteğim miniğim güçlü bir kadın ol kimseye güvenme annene bile ! ve hiçbir zaman unutma seni hep çok sevdim sana yaşatamadığım babalık sevgisi içinde beni affet seni çok seviyorum''
sımsıkı öpüp saçlarının kokusunu içime çektim.
'' hadi kızım odana git ''
bir şey söylemek için dursa da dediğimi yapıp odasına çıktı . Kutuyu açıp silahı çıkardım hatırladığım kadarıyla içini doldurmuş öyle saklamıştım. Silahı sağ elime alıp şakaklarıma dayadım kutu yere düştü. Gözlerimi sıkıca kapatıp parmağımı tetiğe bastırdım. Yavaş yavaş parmağımı bastırırken birden silah patladı.
'' napıyorsun ruh hastası ! ölmek mi istiyorsun ! asla bu yarım bedeninle yaşayıp beni mahkum ettiğin hayatın bedelini ödeyeceksin ''
Bağırmaya , küfür etmeye başlamıştım onun eline bakacak olmak ezilmek olamazdı ! olamazdı! kendimi kaybetmiş çığlık atarken ensemde bir acı hissettim , bayıldım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Tesadüf ( tamamlandı )
Short StoryBu bir türk filmi değil Nesil , ölmek isteyen birini vazgeçiremezsin . Donukça söylediği bu sözler beni bozguna uğrattı " yardım edebilirim" " istemez" Tekerlekli sandalyesini sürerek benden uzaklaşmaya başladı , çok sinirlenmiştim ve birden bağ...