"Gitme"

1.3K 68 6
                                    

Kapının sertçe çalınmasıyla oturduğum yerde zıplamıştım. Elimdeki bardaktan üstüme dökülen şarabımla birlikte dudaklarımdan da bir küfür döküldü. Elimdeki bardağı orta sehpaya bırakıp kapıya doğru ilerledim. Üstümü sonra değiştirirdim. Kapıyı açtığımda karşımda hiç beklemediğim biriyle karşılaşmıştım. "Cihangir ?" dedim, yüzümdeki şaşkın ifadeyle birlikte. "Ece" dedi ukala bir şekilde, tek kaşını kaldırmıştı ve gülümsüyordu. Şaşkınlığım hoşuna gitmişti, biliyordum. Sonra beni baştan aşağı süzdü, üstümdeki ıslaklıkta bir süre takılı kaldı. "İçeri almayacak mısın sevgilini?" dedi. Ben ise hala şaşkın ifademle ona bakıyordum. Ağzımı sudan çıkmış balık gibi kapatıp açtım. Geçmesi için önünden çekildim. Yavaş hareketlerle içeri girdi, beni arkada bırakarak salona geçti. Ben anca kendime gelmiştim. "Üstümü değiştirip geliyorum, sen de ne olduğunu anlatıyorsun beyefendi" dedim arkasından seslenerek, azıcık bağırmış olabilirdim. İçerden kahkahasını duyduğumda kendi kendime gülümseyerek döndüm. Hızlıca içeri gidip üstümü değiştirdim. Aynada bakınca saçımı başımı azıcık düzeltmem gerektiğini fark ettim.

Salondan içeri girdiğimde Cihangir'i koltukta otururken buldum. Masaya bıraktığım bardağın boşalmış olduğunu fark ettim. Beyefendi ise oturduğu yere yayılmış, bacaklarını açmış elindeki telefonla uğraşıyordu. Geldiğimi görünce gülümseyerek bana döndü. Yanına gidip bir bacağımı altıma alarak koltuğa yerleştim. Kolumu koltuğun üst kenara koymuş, başımı da elime dayayıp vücudumu ona dönerek oturdum. "Hayırdır yakışıklı, ne attı seni sevgilinin evine bu saatte?" dedim, yüzümdeki muzur ifademle onunla eğleniyordum. Madem bir oyun başlatmıştı devam ettirecektim. O da vücuduyla bana dönmüş, benim gibi yüzünü eline dayayıp kolunu koltuğun kenarına koydu. "Sevgilimi özlemiş olamaz mıyım?" diye sordu, oyuna devam edecekti, güzel. 

Oyuna devam etmek için konuşmam gerekiyordu ama ben öylece gözlerinde kaybolmuştum. Bir şeyler söyleyip anı bozmaya korktum. Oyun oynamak eğlencelidir ama bu oyun beni üzüyordu çünkü ben gerçek olsun istiyordum.Birkaç dakika öyle kalmıştık, bana bir saat gibi gelmişti. Gözlerinden gözlerimi çekerek "Bir şeyler içer misin sevgili?" dedim. Uzaklaşmam iyi olacaktı, oyuna devam etmek istiyorsam. "Sen zaten önden başlamışsın" dedim gülerek, bir yandan da masadaki boş bardağıma doğru uzandım. "Sana yetişeyim dedim" dedi, "Bir bardak daha şarap alabilirim, tadı damağımda kaldı ama bilirsin sevgilimin elinden zehir olsa içerim" gülerek.

En yakın arkadaş olmanın rahat tarafı birlikte sınırsız bir şekilde eğlenebilmek. Cihangir ile üniversitede tanışmıştık. Üniversitedeki ilk ve en yakın arkadaşım olur kendileri. Üniversite hayatında yapmadığımız itlik kopukluk kalmamıştır. Okul bitince biraz durulmuş olabiliriz ama gerektiğinde içimizdeki çocukları dışarı çıkartırdık. Şuan neden bu sevgili oyununa düştük bilmiyordum ama Cihangir'in yanında akışına bırakmaya alışmıştım. Sonu her zaman iyi bitmese de biz yoldaki heyecanı için giriyorduk işin içine. "O zaman fare zehrinden ekleyip geliyorum hemen" dedim. Bana " En etkililerinde olsun lütfen" diye cevap verip bir kahkaha daha patlattı. Ben mutfağa giderken beyefendinin hala neden burada olduğunu açıklamadığını fark ettim. Yarın erken saatte Londra'ya uçağı vardı. İş için gidecekti ve belki geri gelmeyecekti. Arkadaşlarımızla toplu bir veda bile yapmıştık. Şimdi ayrı bir veda için mi gelmişti?

Neden buraya geldiğimi kendim bile bilmiyordum, Ece'ye nasıl açıklayacaktım. Yarın ki uçağım için şuan evde yatıyor olmalıydım ama işte buradayım. Ece'nin birlikte döşediğimiz salonunda çok severek aldığımız koltukta oturuyordum ve Ece'yi bırakıp nasıl gideceğimi düşünüyordum. Çok kısa bir zamanda en yakınım olmuştu bu kadın. En yakın arkadaşımdı bu hayatta ama şimdi ondan uzaklaşacak belki de birbirimizden kopacaktık. Bu kariyerim için büyük bir adımdı biliyorum, Ece de biliyor. Onunla bu konuyu uzun uzun konuşmuştuk. Beni işi almak için yüreklendiren de kendisiydi. O olmasaydı belki de her şeyi geride bırakıp başka bir şehire, başka bir ülkeye gitmeyi seçemezdim. "Buyurun sevgili, ekstra fare zehirli şarabınız" diyerek bana bardak uzatana kadar onun geldiğini fark etmemiştim. Alıp gülümsedim, "Teşekkürler sevgilim, şerefine" diyerek elimdeki bardağı kaldırdım. Yanıma ufak bir kıkırtı eşliğinde oturdu.

EcGir /AzKar | Kısa HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin