Aşkını içinde yaşayan birinin sevdiği kişiye gizliden mesaj atıp,onunla ilgili düşlediği şeylere adım adım yaklaşması.
02/04/20♡
Güneşi yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin,
Onu sevdiğini ise yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın.
Genel...
Şarkı,bölümle bağlantılı,vote ve yorum yapmayı unutmayın! 😚
Hissederek ve gözünüzde canlandırarak yavaş yavaş okuyun lütfen ❤
-
Saat'in 5 olmasına yarım saat vardı bende hazırlandım ve evden çıktım.Kalp atışlarım hızlanmıştı,yol boyu onu düşündüm.Başından sonuna kadar.Mesaj attığı ilk günü ve şimdiyi.Beni böylesine güzel ve masumca sevmesi için hiç bir şey yapmamıştım.Bu durum canımı sıkıyordu.
Çok yarası vardı ama çok güçlüydü.Mutsuz olduğu zamanlarde bile bana kendini mutlu göstermişti,bunu anlamak zor değildi.Sırf beni mutlu etmek için ödün verdi.Bunun ne kadar zor bir şey olduğunu tahmin bile edemiyorum.
Ama uzun zaman sonra yapmam gereken bir şeyin olduğunu fark ettim.İlk kez bir şeyi yapmam gerekiyordu,ilk kez kendimi bir şeye adadım.Birine.
Deniz'im : Evden çıktım,geliyorum.
*Görüldü*
Evet,gelmiştim.Uzun koridorda hızından,yerinden çıkacak kalp atışlarımla beraber müzik odasının kapısını açtım.İlkinde gözlerimi kapattım,bana gülerek bakan birini bulabilirdim.Belki de bu bir şakaydı.Asla altından kalkamayacağım bir şaka.Gözlerimi açtım,çok korkuyordum.Karşımda arkası dönük,uzun kahverengi saçlı birini gördüm.
Oda da başka kimse yoktu,bu o olmalıydı.Hala gerçek olduğuna inanamıyordum.Derin bir nefes aldım bir adım attım.
Yutkundum,''Hey''
Sesim titrek çıkmıştı bu yüzden içimden kendime küfür ettim.İçimde hala tarif edilemez bir korku ve endişe vardıç
Oturuşunu dikleştirdi ve pianoyu çalmaya başladı,bu şarkı her gün dinlediğim o şarkıydı...bana sorduğu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ve şarkıyı söylemeye başladı,pür dikkat onu dinliyordum.
Sesi...mükemmeldi.
Yavaş yavaş ona doğru yürümeye başladım ve karşısına geçtim,gözlerinin içine baktım...çok güzeldi.Şarkıyı söylemeye devam ediyordu.Bir elimi piyanonun üstüne koydum onu dinlemeye,izlemeye devam ediyordum.
Ara sıra bana bakıyordu,bakışları ve şarkının sözleri bana bir çok şey anlatıyordu sanki.Bir süreliğine gözlerimi kapattım ve huzur veren sesini dinlemeye devam ettim.Karşımdaydı,tam karşımdaydı.Beni güldüren,endişelendiren ve bir çok duyguyu yaşatan o kişi,karşımdaydı.
Söylemeye devam ediyordu,sonralarında bende ona eşlik etmeye başladım.
Well you only need the light when it's burning low Only miss the sun when it starts to snow Only know you love her when you let her go Only know you've been high when you're feeling low Only hate the road when you're missing home Only know you love her when you let her go And you let her go
Bunu fark edince kafasını kaldırdı ve gülümsedi,gözleri parlıyordu.
Çok,çok güzel gülüyordu,rüya gördüğümü düşündüm bir kaç saniye.
Gerçek olamayacak kadar güzel ve zarifti.Ama sanki bir sorun vardı gülümsemesinden bile anlaşılıyordu.
Üzgün ya da kırgındı.
Bunun kendim yüzünden olabileceğini düşündüm.Onu izlemeye ve huzur veren sesini dinlemeye devam ettim.
Sonunda her gün dinlediğim şarkı anlamını bulmuştu.
