5|

524 90 13
                                        

aptal. tam bir aptal gibi hissediyordum. kız arkadaşım yanımda otururken ve taehyung aklımdayken hissettiğim şey tam olarak buydu.

mina'dan ayrılmamıştım. taehyung'la öpüşmüştüm. ondan hoşlanıyordum. ama hiçbir şey yapmadan devam ediyordum. zorlama yoktu. baskı yoktu. dengem şaşmıştı.

kim taehyung tüm dengemi bozmuştu.

beni öpmüştü. bazen o da benden hoşlanıyor diye düşünüyordum. davranışları tuhaftı. bakışları ve dokunuşları tuhaftı. bazen de sadece boş veriyordum. benimle ilgilenmiyordu. görmezden geliyordu. sanki görünmez bir duvarı oluyordu. gururumdan bir şey yapamıyordum. uzaktan izlemek beni delirtiyordu. gururum içimde öfkeyle birlikte alev alev yanıyordu.

gitmek istiyordum. tozlu depoya. kendimi sürekli orada buluyordum. beni ilk kez orada öptüğü içindi belki de. tekrar gelip öpmesini istiyordum.

artık korku yok demişti. ben artık korkuyla yaşıyordum. onu kaybetmek istemiyorum. hiçbir şekilde. bir parçam olmuş sanki. bunu ilk defa bu günlerde fark etmek ağır geliyor. yıllarım onunla geçti ama bir şeyler yeni ortaya çıkıyor.

sadece küçük bir işaret istiyorum. ihtiyacım olan bir yeşil ışık. çok fazla bir şey değil. belki bir dokunuş. belki bir söz. bilemiyorum. beni sevmesini istiyorun. benim onu sevdiğim şekilde. ellerimi tutmasını ve saçlarını okşamayı istiyorum. kim bilir, belki biraz da öpüşürüz. aslına bakarsak dudaklarını sevdim. ve o da benimkileri güzel buluyor. düşündükçe bile deli oluyorum.

içimde gereksiz bir umut yeşeriyor. sıkıcı banktan kalkıp işim var diyorum. mina'yı atlatmak kolay. beni kullanıyor. ve ben de onu. birbirimizi sevmiyoruz bile. depoya girdiğimde onu koltukta görüyorum. yatıyor. elinde telefonu var. beni fark edince yanını işaret ediyor. titriyorum. sessizce yanına yatıyorum. ikimiz de sığıyoruz ama vücutlarımız değiyor.

nefesimi tutmadan yanında durmaya çalışıyorum. telefonundan bir şeylere bakmaya devam ediyor. bense onu izliyorum. yandan gördüğüm yüzü kusursuz. gerçekten kusursuz.

altın oran ve tanrı gerçekten de olmalı diye düşünüyorum. kim taehyung insanlara tanrıyı hatırlattırıyor. saçlarının birazı alnında. saçlarını çok seviyorum. biraz öylece kalıyoruz. garip bir ortam.

"saçımı boyamak istiyorum." diyorum.

ekranı kapatıp bana dönüyor. dirseğinden güç alıp başını eline yaslıyor. ona alttan bakmak da güzel bir hismiş.

"niye?" diyor. sesi hafif pürüzlü.

"artık güzel gelmiyor." dediğimde boştaki eli saçlarıma gidiyor.

parmakları siyah tutamlarıma daldığında kaçak bir nefes veriyorum. yavaş yavaş okşuyor. bir yandan da izliyor. heyecanlanıyorum. aşık olmaktan nefret ediyorum.

"bence," diyor. sesi kayıp gibi.

"güzel."

gözlerini bana çevirip yüzümü izliyor bir süre. utanıyorum. çok sık olan bir şey değil. ama o böyle dikkatli izlerken utanıyorum.

"sen, her zaman güzelsin." diyor.

tıkanıyorum. sanki aldığım nefesi veremiyorum. kalbimi biri avucunda sıkıyor, taehyung olabilir. parmak uçlarıma kadar sızı yayılıyor. yüzüme bir sıcaklık yayılıyor. kızardığıma eminim. ancak haklıyım.

bana güzel olduğumu söyledi.

hem de her zaman.

kimse her zaman güzel değildir. en azından ben değilim. kim taehyung'un yalancı olduğunu söylemiştim. uyurken çirkin gözüküyorum. yanaklarım şişiyor. her zaman güzel değilim.

"öyle mi?" diyorum imayla.

onu bastırmaya çalışıyorum ama nabzım yükseliyor. kalbim duracak diye korkuyorum.

"öyle." diyor aynı rahatlıkla.

beni böyle sakin öldürmesi adil değil. parmakları saçlarımdayken, bana öyle bakarak güzelsin dememeli. sınırda dolanıyorum ve beni itmeye çalışıyor.

ona güvenmek istiyorum.
ona güvenemiyorum.

bu bir yeşil ışık mı bilmiyorum. ne hissediyor anlamıyorum. bunu bana yapması haksızlık. hırslı bir çocuk, oyunu nasıl kazanacağını biliyor. ona sarılmak istiyorum. her şeyi bırakıp sadece sarılmak. güven, aşk ve diğer zırvalıkları siktir edip. kollarımı ona dolamak ve sarmalanmak istiyorum.

"üşüdüm." diye mırıldanıyorum.

ben de yalancıyım. biliyorum. ayak ucumuzdaki battaniyeyi üstümüze çekiyor. sinirleniyorum. bunu istememiştim. bana sarılmasını beklemiştim.

diğer yana dönüyorum. yüzümü görmesini istemiyorum. bir şey demiyor. üzülüyorum. beni yendiğini düşünürken bir şey engel oluyor.

karnıma kolu dolanıyor belimin üstünden. beni yavaşça kendine çekiyor. sırtım göğsüne yapışıyor. ve geri kalan tüm kıvrımlarımız birbirine. tıpkı yapboz parçaları gibi. nefeslerini ensemde hissediyorum. iç gıdıklayıcı bir durum. daha da sıkı sarılıp dudaklarını kulağıma değdiriyor.

"birazdan ısınırsın." diyor.

nefes alamıyorum. boğuluyorum. yanıyorum. başını bana yaslıyor. dudakları enseme değiyor gibi. belirsizlik her zaman en büyük düşmanım oldu.

yeşil ışık diye düşünüyorum. kim taehyung oyuncu ve hırslı. kazanmayı istiyor. bana yeşil ışık yakıyor. yüzümde büyük bir gülümseme var. ama o göremiyor. acaba görse yine güzelsin der mi diye düşünüyorum.

beni deli ediyor. bana sarılıyor. beni öpmeyi sevmişti. bunlar işaret diye düşünüyorum. kim taehyung bana teslim oluyor.

ama bazen işler düşündüğümüz gibi gitmez. kaybetmeye uzak hissediyorum. büyük bir yanılgı içerisindeyim. henüz haberim yok. sadece anın keyfini çıkarıyorum. o şekilde kalmak istiyorum.

*
küçücük bir kriz yaşayabiliriz belki, baştan hazırlıklı olun diyeyim.

kiss me hard before you go | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin