1.5

49 6 5
                                    

kalbim ağrıyor. dayanmak istiyorum...

yine o lâl sokaklardan geçiyorduk. yine o benim çıkmazlığımdan... çaresizlikle saat 11'lerde annemlerle teyzeme gittiğimiz o günler.

ne mi olmuştu bu kadar? neyi abartıyordum? neydi bu cümlelerim? ne sanıyordum kendimi?

geçmiş...

odamdaydım. çizim yeteneğimi yeni fark ediyordum. o pis rutubetli odamda. o odayı canlandırmaya çalışmıştım yıllarca. belki canlandırmışımdır.

beyaz eski tahta yatağıma baktım. sonra dışardan herhangi biriymiş gibi çizdiğim göze baktım. belki de yeteneksizdim. ama bu şuan gördüğüm resimle bunu anlatmıyordu.

kısa süreli mutluluğumun son zamanlarındaydım. şu son haftalarda bunu hissetmiştim. yine bir kavga çıkacaktı. ablam ve küçük kardeşim içeride odadaydı. onlarda seziyordu hatta annem bile seziyordu. hepimiz seziyorduk. arada bir bana olan sinir patlamaları babam yüzündendi. bana çatıyordu ama buna ihtiyacı vardı. benden 11 yaş küçük olan kardeşim ufacıktı. minicikti. çok tatlıydı. o benim umudumdu... bu evin renk kaynağıydı. o kadar otun içindeki papatyaydı.

ablam vardı bir de. o ayrıydı. farklıydı. derin duyguları vardı. her zaman. insanların gözlerinin içine bakmayı yeni öğreniyordum ama onu bir türlü çözememiştim.

içerden sesler yükseliyordu. yine annemle babamdı. yine aradaki o kadındı. yine babamın açgözlülüğü, annemin ise daha fazla harcanmak istememezliğiydi.

karşımdaki o pozisyon. ayaklarım yere çivilenmiş gibiydi. holdeydim. babam annemin boğazını tutuyordu. ablam babamı tutmaya çalışıyordu. yerde ise ufak kardeşim feryatlar içersinde ağlıyordu. o anda babamın ablamın yüzüne vuruşuna şahit olmuştum. gözlük gözünden düşmüş ve camı çerçeveden düşmüştü. bir anda ne yapacağımı bilemedim. sonra ayaklarım koşmaya başladı. ne yaptığımı bilmiyordum. ruhum çıkmıştı sanki yerinden. bedenim kontrolüm olmadan ellerimi babamın kollarına koydum. ağzından kızgın boğanın bağırmaları gibi bana kükredi.

'yaklaşma sana da vururum bak.'

hiçbir şeyi göremiyordum. aklıma tek seçenek gelmişti. teyzemin bir şey olduğunda beni ara demesi. odama koştum. bedenim kontrolümde değildi. bundan eminimdim. hemen telefonumu bulup teyzemi aradım. aç artık şu telefonu.

'efendim kızım?'

+teyze bize gel. annemle babam kavga ediyor. koş lütfen hemen gel.

'tamam kızım.'

telefon kapandı. hala korkuyordum. babam bağrıyordu. ama anlayamıyordum. neler oluyordu? neden böyleydim.

teyzemde binanın girişinin anahtarı vardı. kapıya vuruldu. bakışlar bir anda bana dönmüştü. babam şaşırmıştı. hemen kapıyı açtım. teyzem ve erkek kuzenim kapının önündeydi. annem kurtulmuştu...

içeriye girdiler. teyzem bağırmaya başladı.

'çek ellerini kardeşimin üstünden.'

kuzenim babama yumruğu çakmamak için uğraşıyordu. babam şaşırmıştı. annemden ayrıldı. kuzenim üstünü giy demişti. annem kardeşimin elinden tutup hemen yanımıza geldi. ablam yerdeki gözlüğünü aldı. ben üstümü giymiştim. hiçbir şeyi göremiyordum. ne olmuştu da hemen çıkmıştık binadan. babam orda kala kalmıştım. iki bina ötedeki teyzemlere geçmiştik.

NO BOYFRİEND-NO PROBLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin