Her şey yolunda değil..

251 10 4
                                    

Bir hışımla açılan perdenin arkasından fırlayan güneş ışığıyla açtım gözlerimi,her zaman ki gibi evde bağırış çağırışlar vardı. Annem odama gelmiş yine bana bağırıyor.

''Yeter artık Saylan senin arkanı toplamaktan bıktım. Kalk şu kahvaltını zıkkımlan ve okuluna git.Saat kaç oldu haberin var mı ?''

Umursamaz bir tavırla çektim yorganımı üstüme,  ablamın dolabımı karıştırma seslerine bakındım.Hızla kalkıp dolabın kapağını kapattım.

Elim sıkışıyordu aptal ! Deyip çıktı odadan.Bıkmıştım artık sevgilisinin yanına gitmek için benim kıyafetlerimi,ayakkabılarımı kullanmasından.Evde herkes birbirinden kopmuş,kimse  birbirine işi düşmediği sürece selam vermez olmuştu.Birbirinden haberi olmayan bir aileydik.

Ablam desen gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirip onun bunun parasını yiyordu.

Bana kalsa çoktan terk ederdim evi, küçük kardeşim için katlanıyordum herkese.Daha 7 yaşında ve oda benim gibi kendi kendine ayakları üstünde durmaya  başlamıştı...

Mutfağa gittiğimde zıkkımlanacak bir kuru ekmek bile yoktu masada.Dolabı açtım birkaç süt şişesinden başka bir şey yoktu."Sıkıntı değil tabi her zamanki gibi dışarıdan atıştırırım ben."  diyerek sinirle kapattım buzdolabının kapağını.Telefon zır zır çalıyor açan yok koştum ve arayan Bobca Darling okul müdürümüzdü.

-Merhaba Saylan'ın  velisiylemi görüşüyorum?

Tedirgin oldum ama belli etmedim sesimi kalınlaştırarak "evet buyrun " dedim.

-Saylan epeydir okula gelmiyor başına bir iş mi geldi öğretmenleri ve arkadaşları merak ediyor ?

-Saylan biraz rahatsız en kısa sürede okula dönüş yapacaktır .  diyerek bir hışımla kapattım telefonu artık gerçekten sıkılmıştım her şeyden okuldan, ailemden , nefes almaktan nefret  ediyordum.Okul formamı giyip çıktım evden yine her zaman gittiğim Kılikya kasabasına indim. Oradaki tanıştığım yaşlı bir adamla oturup kocaman Kılikya şelalesine  karşı dertleşiyorduk.Ben ailemi oda geçmişini anlatıyordu. Tüm gün beni dinliyordu fakat bir kere bile ismimi sormamıştı merak ettim ve ortamın sessizliğini:

-Tüm gün derdimi dinliyorsunuz neden bir kere bile adımı sormadınız? Diyerek bozdum. Güldü.

-Komik olan ne soru sordum?

-Çünkü ismini biliyorum Saylan.

Çok şaşırmıştım nasıl ben  söylemeden biliyordu.

-Nasıl yani nereden biliyorsunuz ?

Tekrar gıcık ama tebessümlü bir gülüşle elini cebine attı "Bu senin olmalı" diye büyük annemin ölmeden önceki hediyesi olan kolyemi uzattı.

''Şimdi çaktım köfteyi bende evde karış karış bunu arıyordum.'' deyip elinden aldım kolyemi..Saat ne kadarda çabuk geçiyordu bu yaşlı adamın yanında, saatime bakarak :

''Oo saat yaklaşmış ben artık gideyim.''  kalktım bir anda ayağa , yumuşacık bembeyaz kırışık elini sıkıp ilerledim.Kaldırımda ayağımın altında ki su kapağını eve kadar sürüklemeyi düşünüyordum ki kafamı kaldırdığım anda birde ne göreyim okul müdürümüz keltoş ve  koca göbek Bobca .Aman Tanrım!  şimdi beni okula sürükleyecek.Kafamı hiç yerden kaldırmadan ilerliyordum ki kolumun tutup beni anice çevirene korkakça başımı kaldırdım.

Meğerse ablammış, kalbim ağzımda atıyordu sanki..

-Ne yapıyorsun sen, okula neden gitmedin?

-Çünkü canım istemedi.Bırak şu kolumu. Deyip hızla koştum.

-Seni anneme söyleyeceğim.

diye bağırıyordu arkamdan hiç bir şey gerçekten umurumda değildi.Eve geldiğimde kimse yoktu kapı duvar , çantamda anahtarımı ararken  ,  üst komşumuz merdivenleri çıkana kadar etrafına şüpheli bakışlar atıyordu oysa sakladığı şey eroin ve herkes onun ne haltlar yediğini biliyordu.Babamla Birkaç defa bizim evde içtiklerini bile izlemiştim kapı arasından. İçeri girer girmez çantamı fırlatıp pencere önüne koştum.Biraz masmavi deniz manzarasını izledikten sonra yemek yemek için dışarı çıktım.Elimi cebime attığım da son param 10 € kalmıştı.Önümden geçen mis gibi tüm mahalleyi sarmış kokusuyla barbekü soslu mısıra hiç hayır demiyeceğim.Kapının önüne yerleşip gelen geçeni izleye izleye bitirdim.Eve çıkmak için kalkarken babamın arabasını gördüm kafamı çevirip merdivenleri çıkmaya başladım..Televizyon karşısında tam rahatıma kavuşmuşken zil çaldı.Kapıyı araladım kimse yok yine lanet olası sokak çocuklarıydı kesin.Camdan bakındım gözüme karşı kaldırımdaki sarışın uzun boylu, iri yemyeşil gözlü , koskocaman gamzeleri olan çocuk ilişti.Birini bekliyor gibiydi,acaba sevgilisi miydi? Perde arkasından gelecek kişiyi beklemeye başladım. Bu kadar karizmatik birinin elbet sevgilisi vardır da benimki de eğlence işte..

O da ne ! Yanına gelen bir erkek birden sevinç tuttu içimi daha tanımıyordum ama bu onu hiç tanımayacağım anlamına gelmiyordu dimi? Kendimi fark ettirmek için perdeyi çekip camdan bakınmaya başladım. Evet evet baktı işte! Beni fark etmişti fakat egoist bir bakışla gözlerini kaydırmıştı.Acaba gerçekten gördü mü yoksa göz yanılması mı oldu diye düşünürken camı çarparak kapattım kendi kendime "Tabi öyle çekici biri bana bakar mı hiç pis egoist " deyip oturdum geri  koltuğuma..

Psikopat Bir PsikologHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin