Bu ne gürültüydü böyle sabah sabah?
Merakla yatağımdan fırladım.Ambulans seslerini takip ederek pencereye doğru yöneldim. Aşağıda bir çok insan meraklı gözlerle apartmandan çıkarılacak olan hastaya bakınıyordu. İçeri bakındım evde kimse yoktu.
-Sara ?... Cevap yok
-Nikon?...Cevap yok
-Anne , baba neredesiniz? Yine cevap yok..
İçime birden korku büründü. Acaba ambulans bizden biri için mi gelmişti hemen pencereye koşarak kimin çıkacağına bakındım korkak gözlerle kalbim boğazımda atıyordu sanki..
-Hey Saylan! diye sesin geldiği yere doğru bakındım.
Oh ! Sara ve Nikon iyiydi. Onları görebileceğime hayatımda bu kadar sevineceğimi bilemezdim..
-Kime ne olmuşta gelmiş bu ambulans Sara ?
-Bayan Morrison'un yine kalbi sıkışmış.
-Durumu nasıldı gördünüz mü ?
-Hadi ama bu kadar umurundamı o kadın bizi evden çıkarmak için neler yapıyordu ona müstahak bunlar.
-Bu kadar acımasız olma Sara.
-O kadın hiçte umurumda değil biliyor musun Saylan.Hadi marketten aldıklarımızı dolaba yerleştir..
Evet o kadından ne kadar nefret etsek de yinede bi yandan da üzülmüştüm onun için sonuçta yaşlı ve kimsesiz bir kadındı galiba asabi oluşu buradan geliyordu.
Malzemeleri dolaba yerleştirdikten sonra her zamanki gibi formamı giymiştim okula hazırlanır gibi yapıyordum.Babam veya annem gelmeden bir an önce evden çıksam iyi olurdu.Genelde pek anlaşabildiğim arkadaşım yoktu bu yüzden hep yalnız takılmayı tercih ediyordum.
Okuldan kaçıp Kılikya kasabasına inmek hiç içimden gelmiyordu.Bir çok kafenin bulunduğu Bigcadde'ye inmiştim.Oradaki banklardan birine oturup insanları izliyordum ta ki sağımdan
-Merhaba.
Diye uzatılan sesi duyana kadar.. Yanıma hiç tanımadığım kumral, hafif uzun boylu , göz kamaştıracak kadar çekici gözüken bir çocuk oturmuştu.
-Merhaba
Deyip biraz sola doğru kaydım.
-Arkadaşlık teklif etmeye gelmiştim. Gördüğüme göre sende okuldan kaçmışsın.
-Evet ama kimseyle arkadaşlık etmeyi düşünmüyorum.
hızla kalktım yanından ilerlemeye başladım cadde boyunca arkamdan gelip "Beni yanlış anladın" gibi cümlelerini düzeltmeye çalışıyordu. Bir hışımla arkamı dönüp
-İstemiyorum küçük bey anladınız mı ? Dedim.
-Hey hey ,senden küçük değilim ben.
-Fark etmez,iyi günler.
- Pekala öyle olsun madam.
Deyip ne kadar kibarlığını bozmasa da ben yine her zamanki gibi çok kabaydım. Hızla okul önünden geçmek için ilerliyordum birden durakladım okulun kapısından giren çocuğa bir kez daha baktım. Şaşkın gözlerle okul kapısına doğru yaklaştım.
EVET AMAN TANRIMMM.
Yanılmamışım o caddenin karşında gördüğüm uzun boylu, gamzeli egoist bakışlı çocuk.
Bizim okulda mı okuyormuş? Bu olamaz ben bugüne kadar nasılda hiç görmemiş olabilirdim hazır okul formam üzerimdeyken arkasından okula girdim. Kapıda Bobca Darling gelen geçenin üstünü kontrol ediyor.Beni fark etmişti. Şaşkın bir bakışla beni yanına çağırdı. Görmemezlikten gelerek merdivenleri çıkmaya başlamıştım ki arkamdan okul mikrofonu ile bir anons ;
- Saylan hemen müdür odasına geç ve beni bekle.
Of koca göbek Bobca yine benden ne istiyorsun tam okula heveslendim yaptığına bak..
Onun salakça anonsu yüzünden egoist bakışlıyıda kaybetmiştim.Koridorun sonuna bakındım da o kadar öğrenci arasında fark edilmiyordu.Sınıfa doğru yürüdüm. Birden hızla açılan kapı arkasından onu gördüm. Göz göze geldik ve hafif bir çarpışmayla
-Özür dilerim. Acil müdür odasına gitmeliyim dedi ve ilerledi.
-Hey bekle bende müdür odasına gidiyorum eşlik etmiş olurum sana.
-Tabi . deyip olduğu yerde yanına gitmemi bekledi.
-Senin suçun ne ? dedi. Benim dilim tutulmuş kafam evde kurduğum hayallere kadar gitmişti.Tekrarladı ve "Hey sana diyorum" deyip tebessümle gözlerime baktı. Kendime geldim bir anda ve
-Benim bir suçum yok sadece bir süreliğine okula gelmiyordum neden gelmediğimi soracak olmalı.
Dedim heyecandan elim ayağım titriyordu. Bir anda dilim damağım kurulmuştu.
- Önce sen mi ben mi ? Dedi.
- Aa tabi sen , benimkisi uzun sürebilir. dedim
- Peki ozaman. deyip kapıyı çalıp içeri girerken arkasını dönüp
-Bu arada ben Stephen.
- Ben... (kalbim deli gibi atıyordu) bende Saylan.
Gülümsedi ve içeri girdi.Deli gibi heyecan içinde etrafıma bakınıyordum bu gerçek olamaz diye kendimi cimcikleyip hayal olup olmadığına inanmaya çalışıyordum. Sınıfa doğru yavaş yavaş ilerledim . Çantamı kaptığım gibi okul merdivenlerinden 2 şerli 4 erli inmeye başladım.Eve gidip bunu Sara'ya anlatmalıydım. Tam çıkarken biri arkamdan
-Hey Saylan nereye ?
Arkamı dönmemle kalbimin hızla çarpması bir oldu seslenen Stephen. Önce durakladım ve bedenimi arkaya çevirerek
-Eve gidiyordum.
dedim omuzlarımı bükerek.
-Daha okul başlayalı bir kaç saat oldu hemen eve mi gideceksin?
Yanına doğru gittim ve
- Kendimi iyi hissetmiyorum eve gitmeliyim.
-Peki geçmiş olsun . Yarın yine görüşürüz.
Dedi ve bu resmen beni bir daha görmek istediğinin kanıtıdıydı.
Tanrım karnım karıncalanmıştı birden koşa koşa eve geldim . Zili çaldım bir an önce açmaları için sabırsızlanıyordum.
Kapıyı açan Nikon'du. Selam tatlım deyip o heyecanla Nikon'un yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
Ablamın odasına kapıyı bile çalmayı unutmuş bir vaziyette girip gün içinde olan biteni anlattım bakışları ve hayretle dinleyişi gözlerinden belliydi.
Nefes nefese kalmıştım.Ve son cümle mi
-Sara bu hissettiğim Aşk mı oluyor ? Diye sonlandırdım. Sara kocaman bir kahkahayla omuzumu itikledi ve
-Saylan sırımsıklam bir aşk doğuyor diyerek kahkahayla birbirimize sarıldık. O gün her şey güzeldi peki ya bunun karşılıklı bir aşk olması için ne yapmam gerekiyordu. Ya sevgilisi varsa ya da hoşlandığı başka birisi..Peki ya o gün sarıldığı kız ? daha kafamda kurduğum hiçbir sorunun cevabı yokken aşık olmam neye işaretti bence aramızda çok başka bir enerji bulunuyordu yoksa bir anda bu kadar tesadüfün arka arkaya gelmesi normal bir şey değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Bir Psikolog
ChickLitHayatı tek başına aşmış kimse umurunda olmayan, korkusuz, asabi ve darma dağınık bi kız gün gelip herkesi ayakları altına alma peşinde saniye sonrasını bile düşünmeyen üşengeç ve vurdum duymaz biri olmak bu kadar basit olamaz . Mutluluğu baştan kay...