Ne yazık ki uyandın. Kasabadaki herkesi görmek güzel olmaz mı? Bilirsin, yeni insanlarla tanışmak, temiz havayı içine çekmek? Çiftliği kurmak? Tekrar bütün gün yatakta kalmamak? Kendinle tartıştın. Beş dakika daha yatakta kalmaya karar vermişken, kulübenin ortasındaki paketi fark ettin. Sersemce örtüyü üzerinden attın ve yere, paketin yanına düştün. Paketi aldın ve Noel hediyesi almış bir çocuk gibi salladın, içinde bir şeyin tıkırdadığını duyduğunda ise sadece yere koymaya ve öyle açmaya karar verdin. İçinde, üzerinde 'Yaban Havucu' yazan küçük etiketler olan on beş paket tohum vardı. Kutunun içinde, paketlerin yanında bir not gördün.
'İşte işine başlaman için küçük bir hediye.'
-Başkan Lewis
Ne kadar güzel... bugün kesinlikle çiftçiliğe başlamak istiyordun... yaşasın... ama onları nereye koymalıydın? Kıyafetine baktın ve tohumları cebine tıkıştırdın. Ceplerinin dolması an meselesiydi.
Hım. Evde, yatağının çarprazında, küçük masamsı bir şeyin (Hey, neydin sen, mobilya uzmanı falan mı?) üzerinde eski bir televizyon vardı. Tabii ki, televizyonun yanında masa ve sandalye, onların yanında da tatlı bir şömine vardı. Yandaki pencereye küçük bir ağaç resmi asılmıştı.
"Tamam, ilk olarak," Kendince mırıldandın. Pijamalarını değiştirmene gerek yoktu çünkü dün çok yorgun olduğundan günlük kıyafetlerinle uyumuştun. Başlamak için yapman gereken bazı şeyleri zihinsel listene not aldın. O kadar yorgun ve endişeliydin ki, ilk günün için ne kadar gergin olman gerektiğinin farkında bile değildin.
Zihinsel Liste:
1.Yaban havucu büyüt ve hasat et.
2.Herkesle tanış.
İkincisi için pek de heyecanlı değildin. Aslına bakarsan, genel olarak heyecanlı sayılmazdın.
Hayır, bu kadar yeterdi. Her şey için aşırı derecede mutlu olan biriydin sen, yani kendini toplamanın zamanı gelmişti!
Blain'i aramaya karar verdin, muhtemelen nasıl olduğunu bilmeye fazlasıyla istekliydi.
bip, bip, biiiip, bip, bip, küçük, kapaklı telefonunla numaraları tuşladın.
"KIZIM NEDEN BENİ ARAMADIN? ÇOK ENDİŞELENDİM!" Ah. Ne?
"Neyden bahsediyorsun? Yorgundum, uyudum." Soğukkanlı ama heyecanlı bir şekilde cevap verdin.
"Oraya gelir gelmez beni arayacağına söz vermiştin! Otobüsün kaza falan yaptığını sandım!" Blain korkmuştu ama rahatladığı belliydi. Kıkırdayarak yatağa oturdun.
"İyiyim."
"Ee, orası nasıl? Hiç yakışıklı var mı?""
"Tabii ki de soracağın ilk şey o olacaktı."
Sesli bir şekilde güldü.
"Ama söylemeliyim ki, bana kulübemi gösteren kadın biraz tatlıydı." Yüzünü ateş bastı, muhtemelen biraz da kızarmıştın.
"Oo! Kaç yaşında? Bu arada konusu açılmışken, kulübe nasıl?"
"Kaç yaşında olduğundan emin değilim, gerçi benden büyük gözüküyor. Kulübe de çok tatlı! Burayı severdin." Gülümsedin.
"Seveceğime eminim. Şimdi git ve eğlen, sonra da her şeyi yakında bana rapor et!" Muhtemelen evin içinde zıplıyordu.
"Edeceğim tatlım, seni çok özledim!" Onu son görüşünün üstünden sadece bir gün geçmiş olmasına rağmen gerçek buydu.
"Ben de seni özledim!" biiiiiiiip
İç geçirdin. "Pekala," Hareketlendin. "hadi yapalım şunu!" diye bağırdın. Telefonunu yatağa savurdun ve kapıdan dışarı fırladın.
Okuduğunuz için teşekkürler!
Açık konuşmak gerekirse bu bir çeviri kitap olduğu için yorum ve oy konularını dert etmiyordum ancak eğer bunları yaparsanız, emeklerimin boşa gitmediğini anlamış olurum :) Bu çeviri işine başlarken bu kadar zor olacağını ve zaman alacağını tahmin etmemiştim fakat gerçekten uğraştırıyormuş. Eğer bu kitap gerçekten okunuyorsa bu beni mutlu eder :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stardew Valley Sebastian x Okuyucu (Türkçe Çeviri)
FanfictionBu bir 'kadın okuyucu' hayran kurgusudur. Bu garip kasaba hakkında daha yeni yeni bir fikir edinmeye başlıyorsun. Bu pek de kolay değil ama nasıl çiftçilik yapılacağını öğrenmekten daha kolay olduğu kesin. İnsanlarla kaynaşmayı, keşfi ve bütün bu iş...