Blain'in de daha önce dediği gibi, sen ve diğer herkes bu cehennem çukurundaydı, burası bir cehennem çukuruydu ve hep öyle kalacaktı. Küçükken okuduğun bir kitaptaki karakterin yaptığı şeyi hatırladın ve sen de kendi versiyonunu yapmaya başladın.
"Bu işten nefret ediyordu, çok fazla nefret ediyordu, bu işi sevmiyordu, hem de hiç." Devam ettin. "Kabinlerin bu kadar küçük olmasından nefret ediyordu, banyo tezgahlarında yazmaktan nefret ediyordu. Bu işten diğer herkesten çok daha fazla nefret ediyordu, bu işten nefret ediyordu çünkü... çünkü..." Hm, nasıl bitirmeli?
İlham için etrafına bakındın ve gözlerin sen küçükken büyükbabanla çekildiğin fotoğrafa takıldı. Ah, birlikte boyama yaparken ve dışarıda oynarken ne kadar da güzel vakit geçirirdiniz. O zamanlar gerçekten özgür hissederdin. "... çünkü artık yaşayamıyordu."
O an kafanda bir şimşek çaktı. Mektup. Çok uzun zaman sakladığın, senin bir hızlı tren gibi hem umudunu kaybetmeni, hem de kazanmanı sağlayan mektup. Büyükbabanın sana son anlarında verdiği mektup. Seni özgür kılacağı söylenen mektup. Neredeydi?
Masanda bir yerlerde olduğuna emindin ama tam olarak nerede bilmiyordun. Artık bu iş yeri denen sonsuz çileye katlanamıyordun. Kanındaki adrenalin o kadar yükselmişti ki masandaki tüm çekmeceleri teker teker boşaltıyordun, sandalyenden yere kapaklandın, aptal mavi tulumunun askılarında biri düştü, bina ateşe verildi, tüm dünya dondu. Neler olduğundan emin değildin, pek umrunda da sayılmazdı.
Ve sonunda buldun, -mor balmumuyla mühürlenmiş bir şey- çok uzun zaman öncesinden, büyükbaban gibi kokan, umutla dolu, muhtemelen bir aldatmaca olan ama olmamasını umduğun, kırmızı kurdeleli bir mektup.
İnsanlar senin ne yapıyor olduğunu merak ederken, gözlerin kelimeler üzerinde gezindi.
"Sevgili Y/N,
Eğer bunu okuyorsan, gerçekten bir değişikliğe ihtiyacın var demektir.
Uzun zaman önce, aynı şey bana da olmuştu. Hayattaki en önemli şeyi... insanlarla ve doğayla olan gerçek iletişimimi kaybetmiştim. Ben de her şeyi bir kenara bıraktım ve asıl ait olduğum yere yerleştim.
Her şeyimi oraya, gururuma ve sevincime adadım: "Krater Çiftliği". Orası güney kıyısındaki Stardew Vadisi'nde bulunuyor. Yeni hayatına başlaman için mükemmel bir yer.
Bu benim en değerli hediyemdi ve artık senin. Adımızı onurlandıracağını biliyorum, sevgili torunum. İyi şanslar.
Sevgiler, Büyükbaban."
Ayağa kalktın, yavaşça mektubu katladın ve nazikçe arka cebine koydun. İnsanlar neler olacağını beklerken, Blain bir şeyler söyleyebilecek kadar cesur olan tek kişiydi.
"Ah... Y/N? İyi misin?"
"Hiç bu kadar iyi olmamıştım."
Okuduğunuz için teşekkürler!
Oyunun kendi Türkçe çevirisinde Stardew Valley, 'Yıldızçiyi Vadisi' olarak çevrilmiş ancak 'Stardew' özel isim olduğu ve açıkçası, orijinalinden uzaklaşmak istemediğim için öyle bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stardew Valley Sebastian x Okuyucu (Türkçe Çeviri)
FanfictionBu bir 'kadın okuyucu' hayran kurgusudur. Bu garip kasaba hakkında daha yeni yeni bir fikir edinmeye başlıyorsun. Bu pek de kolay değil ama nasıl çiftçilik yapılacağını öğrenmekten daha kolay olduğu kesin. İnsanlarla kaynaşmayı, keşfi ve bütün bu iş...