Seokjin arabasını park ettikten sonra, kalbinde ki büyük coşkuyu görmezden geldi. Resmen heyecandan elleri titriyordu. Onunla ilk defa görüşeceklerdi. İçinden Tanrısına dua etti. Fotoğraflarda ki gibi etek giymemesi için. Çünkü aşırı ateşli ve seksi bir Taehyung ile baş edemezdi.
Taehyung'un evinin bahçesine göz gezdirdi. Bir sürü çiçekler ve tatlı bir salıncağı vardı. Gülümseyerek merdivenleri çıktı ve derin bir nefes aldı. Daha fazla bekletmemek adına zile bastı. Resmen kalbi çok hızlı atıyor ve biraz terlemeye başlamıştı.
Onunla sarılmalı mıydı? Yoksa ilk hamleyi o mu yapmalıydı?
O bunları düşünürken kapı aniden açıldı. Gözleri ile Taehyung'u süzdüğünde yutkundu. Kot pantolonu ve göbeği açıkta bırakan tişörtü ile nefes kesiciydi. Saçlarının dolgun ve grimsi olması aşırı hoş gelmişti gözüne. Tatlı benleri ve kocaman gözleri ile düşündüğünden daha güzeldi.
"Hoş geldin Jinnie!" Seokjin düşüncelerinden sıyrıldı ve gülümsedi. "Hoş bulduk çilek çocuk." Taehyung şirince gülümsemiş ve hemen boynuna sarılmıştı. O hep sıcak kanlı ve tatlı bir çocuk olmuştu. Seokjin derin bir nefes daha aldı. Ardından beline doladı kollarını. Fazla ince ve narin bir bele sahipti.
Seokjin biraz saçlarına sürttü kafasını. Resmen bir çilek bahçesinde gibi hissetti kendini. Elinin altında duran sıcak ten, resmen onu zorluyordu. İlk defa Feminen biri ile tanışıyordu. Biraz birbirlerinden ayrıldılar. "İçeri geçsene." Seokjin gülümsedi ve elindeki paketi Taehyung'a uzattı.
"Çilek aldım sana." Taehyung gülümsedi ve heyecanla aldı eline. Ardından kapıyı kapattı ve Seokjin'in ellerini ellerine kenetledi. Seokjin resmen şu an ölebilirdi. Bir insanın eli yumuşacık olabilir miydi? Taehyung onu mutfağa çekti. "Sana bir sürü yemek yaptım Jinnie! Tabii ki vanilyalı keklerden var!"
Seokjin onun bu tatlılığına deliriyordu. Yemeklerin kokusunu içine çekti ve Taehyung'u mutlu edecek şeyler söyledi. "Harika kokuyorlar. Harika kokan her şey çok lezzetlidir." Göz kırptı ve Taehyung'un utanmasına sebep oldu. Seokjin yaklaştı ve elini beline sarıp, kendine yavaşça çekti.
Yanağına tatlı bir öpücük bıraktı. Ardından bir nefes kadar yakınına girdi. "Teşekkür ederim bebeğim. Eminim hepsi harikadır." Taehyung yutkundu ve derin bir nefes aldı. Kapının önünde gördüğünden beri elleri titremeye başlamıştı.
Kim Seokjin sandığından daha genç ve yakışıklıydı...
Siyah kot pantolonu ve siyah boğazlı kazağı ile Taehyung'u dehşet etkisi altına almıştı. Bir de o vanilyalı kokusu...Şu an elini kaslı omzuna koymuş, kızarmış yanakları ile Seokjin'e bakıyordu. "Hadi şimdi birlikte tatlımızı yapalım." Taehyung geri çekildi ve malzemeleri çıkarmaya başladı.
Ardından Seokjin ellerini yıkadı ve gerekli olanları önüne aldı. Taehyung ise sadece onu izleyecekti. Ona aldığı çilekleri çıkardı ve yıkadıktan sonra yemeğe başladı. Seokjin yandan ona baktı ve gülümsedi. Taehyung çileğinden bir ısırık aldı ve tezgaha çıkmaya çalıştı. "Off neden olmuyor!?"
Seokjin onun tatlılığına dayanamadı ve belinden kavradığı gibi tezgaha bıraktı. Öyle narin ve sevecen davranmıştı ki...Taehyung kocaman gözleri ve açılmış ağzıyla ona bakıyordu. Resmen o istediği emoji gibi...
Seokjin onun bu kadar tatlı olmasının imkansız derece güzel olmasına şok oluyordu. Uzandı ve dudağının kenarına bastırdı dudağını. Sulu ve sesli bir öpücük aldı ordan. "O emojiyi yaparsan, seni öperim demiştim."
Taehyung iyice kızarırken az önce öpülmenin verdiği heyecanla önce Seokjin'in ağzına çileği tıktı, ardından kendine aldı. Kocaman olmuş yanakları ile o hariç her yere baktı. Seokjin onun bu haline kıkırdadı ve gülerek işine döndü.
