Hoşgeldiniz kırıldığı yerlerden çiçek açtıran güzel insanlar...
Rastgele Hikayeler Serisi [1]
《°•○°•○°•○☆○•°○•°○•°》Mevsimler gelip geçmiş,o günden bu yana bir avuç yıl dolmuştu bile. Zaman hızlıydı. Ve biz onun hızına yetişeceğimizi sanmıştık. Ancak,bunun bize getireceklerini biliyor olsaydık eğer, zamanla yarışmazdık. O zamanlar kanımız deli akardı. Her şeyi değiştirebileceğimize inanır,bu doğrultuda ilerlemeye çalışırdık. Şimdi bakıyorum da ardıma,keşke bunu yapmamış olsaydık. Çünkü tüm bunlar bizi birbirimize bağlamıştı.O çok korktuğumuz bağlanma hissini derinlerimize kadar hissetmiştik. Donmuş kalplerimizde ufakça bir yangın baş göstermiş ve bizi cayır cayır yakmıştı.
Hepimiz ayrı hikayelere sahiptik. Farklı,acı dolu ve yalnız... En başta bizi birbirimize bağlayan şey buydu. Birbirimize benziyor oluşumuz. Birbirimizden ne kadar farklıysak bi o kadar da aynı oluşumuzdu belkide.Bazılarımız umudunu kaybetmiş,bazılarımız ise umudunu henüz yitirmemişken buluştu yollarımız.
Hatırlıyorum da karşılaşmamız bile büyük olaydı. Her yeri dağıtırken,haykırırken dünyaya, etrafımıza nefretimizi kusarken karşılaşmış bir avuç çocuktuk. Güvensiz bakışlarımız vardı o zamanlar birbirimize karşı. Ama sonra, sonra kardeş olmayı öğrendik. Nasıl kardeş olunduğunu öğrendik. Ve bir gün artık kardeş olduğumuzu fark ettik. Kardeşlerin dost olduğunu ise o zamanlar gördük. Anlatırken kendimizi, yargılanmayacağımızın bilincindeydik.
Kardeşler böyleydi çünkü.Yaşadıklarını yargılamadan kolları arasına alıp "Yanındayım." derlerdi.
Yalnızca "Yanındayım." der ve susardık bizde . Saatler boyu sessizce sarılan ve birbirimizin yanında olanlardık biz. Bizim birbirimizden başka kimsemiz kalmamıştı. Ellerimizden tutup ayağa kaldıracak yalnızca biz vardık birimizin yanında.
Kardeşliği öğrendiğimiz zamanlardı. Buz tutan kalplerimiz artık yalnızca birbirimiz için atarken onu kaybetmiştik.
En küçüğümüz,aramızdaki en masum kişiydi o. Kollarımızın arasında son nefeslerini alırken bizi sevdiğini söyleyen minik kardeşimizdi o. Etrafına umut dağıtan ufaklıktı o. Gözlerinde yıldızları ağırlayan bir çocuktu. Sesinde okyanusları,kokusunda rüzgarı barındırırdı. Merhametin yüz bulduğu bir çocuktu o.
Çok ağlardı.
Bizim için,çok ağlardı. Her zaman mutluluğumuzla mutlu olduğunu söyler ve kocaman gülümserdi.
Kötü hissettiğinizde gelir ve minik kollarıyla sarılıp yanaklarımıza iyileştirici öpücüklerinden kondururdu.O bizim için karanlığımıza doğan güneş, mahsur kaldığımız çölün ortasında açan zarif bir gül olmuştu.
İlgiyi severdi. Ona ilgi göstererek onu sevmemize bayılırdı. Saçlarına dokunmamızı pek sevmezdi ama bazen bize dayanamaz ve izin verirdi saçlarını okşamamıza.
Henüz daha çok minik iken annesini kaybetmişti. Annesi her zaman saçlarını okşar ve saçlarına dolaşan görünmez çiçeklerden bahsedermiş. Bu yüzden sevmezdi. Annesine özeldi onun saçları. Saçlarının her bir telini özenle seven annesine...
Onsuz bir hayat olamazdı.
Onun varlığı ile kendimizi açmışken birbirimize, o gitti.Son sözleri ve mutlu gülümsemesiyle yanımızdan ayrılmıştı. "Kardeş olduk değil mi abla?" demişti kısık ve çatlak sesiyle. Onu onayladığımı hatırlıyorum. Ardından da "Senin sayende miniğim. Senin sayende kardeş olduk biz." dediğimi hatırlıyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/221495097-288-k366240.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırıkların İzi
CasualeKırıkların izi geçer diye yıllarca kandırdı kendini minik çocuk taki büyüyüp aklındaki dünyaya uymayan bu yerle savaşana kadar..