"gidişinle canımı yaktın. ama gel meleğim. evimize gel. tek tek, aşkla öpüp iyileştirelim yaralarımızı."
"bugün doğum günüm.
ikimizin fotoğrafını büyültüp kocaman duvara astırdın.
bu hediyemdi.bana yaslandığın o fotoğrafa bakıyordum sabahtan beri.
tüm acılardan, güzelliklerden, başka sevdiğin her şeyden kaçıp bana sığınmış gibiydin o fotoğrafta.hala canın yanıyordu biliyorum.
sen pasta severdin, yemedin.
bugün moralim bozulmasın diye mi mutlu rolü yapmaya çalıştın?yemek de yemedin. aç olmanı istemiyorum.
güçlü davranmak zorunda değilsin Jungkook.
ben de değilim.sana kocaman sarıldığımda hemen döküverdin incilerini.
özür diledin.
dileme..sonra o fotoğraftaki gibi yaslandın yine bana. saçlarını okşadım.
bunu yapınca hemen uyuyor muydun?
yeni keşfettim.dileğim gerçek oldu. seni uyurken seyrettim."
Jungkook salona koştu. ikisinin resmine baktı.
boğulacağını hissetti.
Jimin neredeyse, tutup kolundan getirmek istedi. yine onun dizinde uyusaydı her şey geçecekti."yüzün kalemle bile çizilemeyecek kadar güzel ve kusursuz Jungkook.
bir de bana bak.
kilo vermeye çalışırken iyice çirkinleştim, değil mi?neden insanlar birini sevmek için yüzüne bakardı?
beğenmeyince sevmezler miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
why? • kookmin
Short Story"neden? neden bir kez olsun aşkla tebessüm etmedin ki bana?"