Utkunun ölüm haberini aldığında mehmet de yıkılmıştı..türkiyeye geri döndü bir süre durulduk ..içimizdeki çığ büyüyordu..
Yarbay calp ;
"Ne duruyorsunuz ?
Arkadaşınız için çıktığımız yoldan geri mi döneceksiniz "
"Asla !_komutanım biz utkuyu kurtaramadık ama ülkemiz için bunu yapacağız fuat mehmet şimdi ikiniz gidip bu işi bitiriyorsunuz bizde burdaki işleri takip edeceğiz!"
"Aferin çocuklar hadi göreyim sizi o haberi verene kadar telefonum çalmayacak!"
"Emredersiniz komutanım!"
(Hacker)fuatla beraber amerikaya dönen (kostebek)mehmet ,şirketin içine sızma planları yapmıştı..ilk olarak o şirkete personel olarak giren fuat gece sistemin ağına sızıyor ,şirket içindeki konuşmaları mesajlasmalari dinleyen fuat türkiye 'ye kargo uçaklarıyla gönderilen ilaçların oradan gittiğine emin olduktan sonra her ilacın bir seri numarası ve barkot numarası olduğunu biliyor,barkot numarasını yüksek dozda olan ilaçlarla değiştiriyor ilaçlar artık ona gore basılıp öyle gönderiliyor artık yüksek dozlu etkili ilaçların turkiyeye gönderilmesini sağlıyor..
Artık görevini tamamlanmıştı ...Amerika 'ya düşük dozlu ilaçlar gidiyor ve bunu kimse farkedemiyordu sistemin içindeki köstebek ve hackerimiz bu konuda uzmandı..ve artık turkiyeye yüksek dozlu ve ucuz ilaçlar gelecekti ..
Çıktığımız bu yol da sözümüzü tutmuş tuk!
Utkudan kalan resim atolyesini ben ve sena , cafe ''yi tugay yönetecekti..
Aynı kandan olmasakta biz bir aile olmayı başarmıştık...
"komutanım!"
_..
"Görev tamam !"
"ya hep ya hiç!!"
"ya hep ya hiç! "
