Bölüm 23

2.1K 187 56
                                    

Yazım yanlışı olduysa özür dilerim.

Keyifli okumalar :)

     Şu an aklımdan geçen tek bir cümle vardı.

    'Böyle hayatın içine sıçayım.'

     Tam her şey istediğim gibi ilerliyor, hayatım boyunca istediğim her şey gerçekleşti derken gelen saçma sapan o boktan mesaj yüzünden yine başa döndüğümü hissediyordum.

      Elimdeki telefondan bakışlarımı çekerken bakışlarım Jungkook'a dönmüştü. Çenesini kasmış, çatık kaşları ve koyulaşan göz renkleriyle bana bakarlen derince yutkundum.

      Göğsü sürekli inip kalkıyordu ve hafiften kulağıma gelen hırlamaya gözlerim irileşmişti. Çok güçsüz bir hırlama Jungkook'tan çıkmıştı ama bu onun farkında olamayacak kadar sinirliydi.

      Gözlerim bizimkilere dönerken onlar da şaşkınca bana Jungkook'a bakıyorlardı. Eun Woo, Yoongi ve Daniel sadece kaşlarını çatıp olayı anlamaya çalışıyorlardı. Onlar da anlamamıştı muhtemelen.

  
     Bakışlarım Jungkook'a döndüğünde bunu sonraya bırakmayı düşünerek vücudumu ona döndürdü ve konuşmak için dudaklarımı araladım. "Jungkook bak bir yanlış anlaşılma olmalı. Onunla bu derece samimi konuşacak kadar bir yakınlığım olmadı." dediğim de gülümsemişti. Konuşmayı bırakıp onu izlemeye başladım. Gülerken gözlerini etrafta gezdirdi. "Yanlış anlaşılma ha?" dedi gülerek.

  
      Dudaklarımı gerginlikle yalarken bakışlarımı ondan çekmiyordum. Gülüşünü silip az önceki sinirli ifadesini yüzüne yerleştirirken "Benimle sevgili olan başka biri varda ben mi bilmiyorum Taehyung!" diye bağırdığında irkildim.

       Bana bağırmasıyla kurdum sinirlenmiş aynı zamanda da incinmişti. Gözlerimi kapatıp kaşlarımı çatarak derin bir nefes aldım. Gözlerimi yavaşça açarak "Jungkook... ben de bilmiyorum diyorum sana. Bana mesaj atmasını bile anlayamadım çünkü o kadar samimi değiliz." dedim sakin bir tonda. Ortamı daha da germek istemiyordum.

      "Taehyung sen benimle dalga mı geçiyorsun ya?! Madem bu kadar samimi değilsiniz neden onu 'Kurtarıcım' diye kaydediyorsun?! Bu çocukla o şekilde dans ederken seni gören kişiydim ben! Seni eğer oradan almasaydım neler olacağını düşünmek bile istemiyorum!" diye bağırdığında daha da sinirlenmiştim.

     "O gün o şekilde dans etmemizin sebebi seni kıskandırmaktı aptal! O da bana yardım etti! Çünkü lanet olası sürü duyuları yüzünden hislerimi anlamıştı!" dediğim de afallamıştı.

     Ellerimi sinirle saçlarımın arasından geçirip derin bir nefes aldım. "Ben sana diyorum ki benim ruh eşimsin! Sen ruh eşi ne demek biliyor musun?! Senden başkasıyla birlikte olmayı bırak gözüm bir değmez! Bütün dünyam sensin! Senin kokun benim oksijenim! Senin tek bir gözyaşına dünyayı yakarım!.." diyip nefeslendim. Hepsini bir solukta bağırarak söylemiştim.

     O yutkununca benim de gözlerim dolmuştu. Gerçekten bana inanmaması beni incitmişti. Dediğim gibi 3 sene önceki Taehyung değildim artık. "... senin tek bir bakışın beni heyecanlandırıyor, yek bir sözün dahi içimdeki kelebekleri harekete geçiriyor tıpkı tek bir sözünün içimdeki kelebekleri öldürdüğü gibi. Sana 3 sene önceki gibi değilim derken bundan bahsetmiştim. Artık 3 sene öncekinden daha hassasım. Bedenimin aksine duygularım kırılgan ama bunlar senin için geçerli." dedim.

      Biraz gözlerimin içine baktıktan sonra sağ elini uzatıp sol bileğimi tuttu ve beni kendisine çekip diğer elini hemen belime sarıp kafasını boynuma gömdü. Bu ani hareketiyle afalladığımdan hemen karşılık verememiştim sarılmasına. Derince bir nefes aldıktan sonra dudaklarını boynuma değdirip küçük bir öpücük kondurdu. Bu öpücüğü bütün vücudumu titretirken kendime gelmiş ve hemen kollarımı boynuna sarıp ben de boynuna görmüştüm kafamı.

Different(TaeKook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin