8

100 12 66
                                    

Müzik Öğretmeninin Ağzından Laf Alma (!) Faslı | Gözlemci Bakış Açısı

Yoongi, marketten aldığı malzemeleri kasiyerin önüne sundu güzelce. Bugün öğrencisi Hei'nin çaldığı melodiyi yüz ifadesinden beğendiğini söyleyebilirdim. Arkadaşlarının Hei için yaptığı alkışa karşılık verdiğini ise gözümden kaçırmamıştım.

Aklında hala onun olup olmadığını bilmiyordum çünkü çok donuk bir suratı vardı. Aklını okumak çok zordu bu yüzden.

Ne? Ben gözlemci bakışıyım. Tanrı değilim, nerden bileyim hislerini? Gördüklerimle yetinin.

Erkek kasiyer (Cinsiyet önemliymiş gibi sanki.) aldıklarını kasadan geçirirken omzuna bir el dokundu hocanın. Arkasını dönüp kendisine dokunan kişiye baktığında ufaktan bir utanma yaşadı.
(Ufaktan.)
Beyaz teni utandığı için yanaklarının kırmızısını daha belli ediyordu. Utandığını söyleyebilirim bu şekil. Aklından ne geçiyorsa artık.

Sevdiği kızın babası gülerek ona bakıyordu şimdi ama hiçbir şey demeden öylece bakması daldığını gösteriyordu. Valla ne hayal ediyorsa da bu sırıtış biraz kurnazcaydı.
(Tilki işleri.)

Karşılık verdi ve gülümsedi hoca. Bu en sıcak gülümsemelerindendi. Normalde olan donuk ve sinirli suratı onu fazlasıyla korkutucu yapıyordu ama şuan ki hali çok tatlıydı ve samimiydi.

"Merhaba Bay Park."

"Merhaba, merhaba oğlum. Nasılsın?"

"İyiyim. Siz?"

"Sağol, sağol bende iyiyim."

"Şunların parasını ödeyip dışarıda konuşalım? Huh?"

"Tabi tabi."

××××

"Nasılsın oğlum? Derslerin nasıl? Hei biraz sinirli olduğunu söylüyordu."

"Ona karşı öyle değilim ama biliyorsunuz."

Güzel bir gülümseme sundu Yoongi. Bay Park ise buna baya bir güldü.

"Bilmez miyim oğul? Biran önce kavuşun be artık."

"Umarım, yanımda olduğunuz için teşekkürler ama bana bu kadar mesafeli davranırken nasıl olacak bu iş? Baya bir umutsuzluk içerisindeyim. Çok zor olacak gibi beni sevmesi."

Bacağını patpatladı Bay Park Yoongi'nin.

"Sana boş değil evlat. Bana biraz daha zaman ver. Senden öyle bir bahsedeceğim ki sürekli aklına geleceksin. Güven bana. Zaten konun açıldıkça bahsediyorum. Ağzını da iyi bir yokladım. Sevgilisi yok. Senin de yok. Eh, ne güzel! Bu iş çok kolay olacak!"

Güzelce güldü Yoongi ve bir o kadar da sıcak karşılığını aldı. Hei'yi tanımadan önce Bay Park ile tanışmıştı. Bay Park'ın hayatını kurtarmıştı ve o günden beri sık sık karşılaşır olmuşlardı.
Ya da gözleri açılmıştı (?)

İşte hiçbir şey sebezsiz yere asla olmazdı.
Ya sizi içten içe çökertir ya da yaşama sevincinizi tazeler, sizi güzel günlere ışınlardı. Ama yanmak ya da yaşamak sadece sizin elinizde olan bir seçenekti. Başınıza gelen her neyse mutlu olmanız ve değilseniz de biran önce yakalayabilmeniz dileğiyle.

Kötü gözüken her şey olumsuz değildir.
Belki de baktığınız yer yanlıştır? 

Bir dileği olan Yoongi, bunu Hei'ye kavuşmak için harcamayı seçmişti. Çünkü biliyordu ki, Hei gelirse çoğu dileği de gerçekleşecekti.

Pedere sarılıp yaşlı ellerin tuttuğu ağır poşeti aldı. İtiraz etme hakkına sahip olmadığına dair hareketleri ile susturdu pederi.

"Nasıl ödeyeceğim borcunu Yoongi oğlum?"

"Babam olursan."

"Ben dünden razıyım da bizim kız biraz nazlı."

"Bilmez miyim?" :-D

"Sana bir kıyak yapayım mı oğlum?"

Şaşkınlıktan kalkan kaşıyla nedir dercesine oynattığı kafası ve merakı güldürdü pederi. Buna asla hayır diyemezdi.

"Poşetleri taşıma bahanesi ile bizim eve gel. Hei'de evde. Onu görmek istemez misin?"

Heyecanla pederi onaylamış ve ona güzelce eşlik etmişti ama nazlı Hei, hocasına yüzünü göstermemişti o gün. Utandığı içindi belki de, bilemem. Yoongi umutsuzluk içerisinde biraz kaldıktan sonra terkermişti evi. Umutları tükenmiş gibiydi.

"Kim demiş bunu Aslen? Ben asla vazgeçmedim."

"Gözlemleyiciyim ben Yoongi, nerden bilebilirim? Ama düzeltebilirim."

Yoongi hala umudunu kaybetmeden evden ayrıldı, Hei'nin hayalleriyle...

"İşte şimdi oldu Aslen."

Teacher - Min Yoongi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin