5

92 12 105
                                    

(3. Kişi Ağzından)

"Daha önce kimseye özel ders vermediğinizi biliyordum. Neden ben?"

Neden mi sen? Karşındaki adam sana karşı bir duygu besliyordu. Ve bunu sana açık açık itiraf edemezdi.
(Yani şuanlık.)

Sen de boş değildin ona, belki öğretmen-öğrenci durumunda olduğunuz için bazı şeyleri dile getirmek zordu? Kalbin yerinden çıkacak gibi atarken, Yoongi'yse sadece teklifini kabul etmeni istiyordu.

Belki bu şekil biraz daha yakın olurdunuz?
(Ya da okulun bitmesini beklerdiniz?)

Bugün öğrencisi Sang'ın dediklerinden sonra senin kabul etmeni beklemiyordu ama bu fırsatı ne zaman kazanabilirdi tekrar? Çalmıyordun işte, ilk defa yapamadığın bir melodi vardı.
(Bu fırsat kaçmazdı.)

"Kendini düşünmen gerekir Hei. Sadece sende müzik anlamında ileri gidebilecek kapasite var. Diğer arkadaşlarının meslek olarak müziğe yöneleneceğini sanmıyorum."

Oldukça mantıklı bir açıklamaydı, belki bu sebepten artı olarak biraz daha yakın olmak istiyordu ama tabiki bunu sana söyleyemezdi Hei.

Sana da pozitif gözüküyordu bu seçenek.

"Haklısınız sanırım. Bunu her hoca yapmaz, mesleğinizi ne kadar sevdiğiniz belli oluyor."

Seni ne kadar sevdiği belli oluyor asıl.|
(Ama bunu bilmesende olur.)

Oldukça memnun olan hocan elini omzuna koydu ve patpatladı. Doğru bir karardı. Gerçi sana sarılmak isterdi ama bilirsin:
Toplum sarılmayı bile hazmedemiyor.
(Sokrat St-Gregoryen)

Geleceğini düşünmek isteyen Hei gülümsedi ve izin alarak sınıftan çıktı. Biraz daha kalsa iyi olurdu sanki ya da birkaç kez arkasına bakıp gülseydi...
(Kolayca gidebilirim ben.)

Bununla yetinen öğretmen eşyalarını topladı. Gözüne yerde duran bir kolye takıldı. Yavaşça oraya yöneldi. Hei'nin sırasındaydı, eğildi, eline aldı, inceledi. Hei'nin kolyesiydi, boynunda görmüştü bu takıyı daha önce.

Ona yarın vermek üzere cebine koydu. Yarın olmasa bile özel derste verirdi, o da olmazsa tenefüste, belki çıkışta, ders bitiminde ya da dışarıda?
(Kimi kandırıyorum ki? Uzun bir zaman sonra ya da asla.)

××××

Sınıf WhatsApp Grubu

a: Sang, gerizekalı angut seni!

b: Bakıyorum da beynini kullanmamak konusunda çok ısrarcı davranıyorsun?
b: Lan gerizekalı! Hocalar tam seni sevecekken bir bokluk yapma! İlla diyorsun ki bana saygı göstermeyin, beni sevmeyin, ben sevilecek birisi değilim. Buzak!

Sang: Fazla büyütmediniz mi? Hem yalan mıydı? Biraz adam olsaydınız da yüzünüz olsaydı gerçekleri söylemeye. Gerçekleri söyledim diye ben mi suçluyum şimdi?

a: Hei'nin suçu ne peki? O mu istedi hocasının ona ilgi duymasını? Kızı zor duruma soktun.

f: Hei haketti hatta daha fazlasını.

b: Yazıyor...

Sang: f aynen.

a: Piçler.

b: f Sen çok büyük bir kaşarsın. Hatta tost makinesine girsen bile hayatta erimezsin. Birde 2 gün önce hoca azarlasın diye sesin çıkmamış mıydı? Off bir daha olmasın lütfen, sesin çok kötü ve ayrıca ben de kaşar sevmem.

a: b Yürü babuş.

f: Bu ne cüret! Benimle düzgün konuş! Söylediğim şey yalan değildi! Hoca beni yerin dibine gömdü resmen ama ona bir şey demedi!

a: f Hoca seni mezara soksa bir toprak da ben atarım.

b: Hoca sana alt tarafı sürtük dedi? Adını neden beğenmiyorsun ki?

e: Hoca ne zaman dedi ya onu?

c: Sen yoktun o gün.

e: Zaten ben yokken olur her şey, benim gelmememi bekliyorsunuz di mi her seferinde?!

c: Aynen ganga.

e: Anlatın nasıl oldu, neden kızdı hoca?

c: O gün laf attı f. Hem de Hei'ye. Sonra hoca kızdı. Dediki sen herkezi kendinle karıştırma istersen, şimdi yerine otur, sürtüklüğünü gösterebileceğin bar değil burası. Böyle şeyler söyledi.

e: Owww, mükemmel...

f: Kesin sesinizi! Hei'ye de sıra gelecek!

a: Hei bu kız fazla özgüvenli? Ne dersin?

Hei: Boşver.

b: Bu kadarcık mı?

Hei: Ne dersem deyim anlamayacak çünkü boş kafa.

Baek: Tam kalbinden vurdun, daha bir şey yazabilirse şerefsizdir.

f: Yeter dedim!

a: La şu kıza takma adlarıyla seslenip çağırmayın diyorum her seferinde!

c: Daha kolay bir yolu var kanka.

b: Ne?

a: Aynen ne?

f Üyesi Gruptan Çıkarıldı.

Teacher - Min Yoongi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin