Babuşlar beklettim sizi ama telefi edeceğim.
"Parmağını bu şekil koyarsan diğer kısma daha rahat ulaşabilirsin Hei."
Özel dersin ilk günüydü. Sınıftaydık ve kimsecikler yoktu. Bizi gözetleyen ve gördüklerini gruba yazan kimse yoktu. Belki de bu yüzden fazla yakınımdaydı? Bana püf noktaları gösterirken ellerime dokunmaktan çekinmiyordu. Bu çok hoştu. Bir çift gibi görünmek hoştu. Benimle vakit geçirmek istemesi hoştu. Evet, o çok hoştu.
Kendimi ona ne ara bu kadar kaptırmıştım? Ama memnundum. Onunla zaman geçirmek istiyordum, birbirimizi iyice tanımak.
Bunları düşünürken utandığım bariz belliydi yanaklarımdan ve o da yanaklarıma bakarak gülmeyi unutmuyordu. Fazlasıyla utanmazdı.
"Eline dokunmam seni utandırdıysa Hei kusuruma bakma ama hiç çekmeyeceğim."
Şaşkınca ona baktım. Ellerini ellerime götürmüş ve gitarımı yere bırakarak tamamen ona odaklanmamı sağlamıştı. Elleriyle ellerimi örtmüş güzelce okşamıştı.
"Bu tür durumlarda erkekler anlayışlı davranıp ellerini çeker di mi Hei ve kızı ferah tutmaya çalışır. Ama ben anlayışlı bir adam değilim ve oldukça da sabırsızım."
Suratına bakarken kalbim koşu yarışına girmişti. Halay kesmiyor bazen.
Bana en derin duygularıyla bakarken aşk adına birçok şeyi görebiliyordum onda. Artık zamanı gelmişti sanırım.
"Artık hocan olarak kalmak istemiyorum Hei. Evet der misin bize?"
"Yani siz şimdi..."
"Seni seviyorum."
Boynuna atlayıp sıkıca sarılmıştım. Bunun kısa bir süre içinde olmasını bende beklemiyordum ama iyiki olmuştu.
Cebinden çıkardığı kolyemi gülümseyerek bana sunduğunda ağzım açık kalmıştı. Sandalyeme iyice yerleştiğim zaman bir açıklama yapmasını beklemiştim.
"Düşürdün ama ben buldum. Kayıp parçalarını her zaman bende bulacaksın Hei."
"Evet, tıpkı kalbimin yarısını bulduğum gibi."
Kolyeyi bana takmasına izin verdim. Saçlarımı tutuşu ve kolyeyi takması oldukça nazikti. Beni bugün fazlasıyla mest ettiğinin farkında değildi. Belki de bende onu sandığımdan çok fazla mest etmiştim? Bilemem.
Ellerimi sıkıca tuttu bu sefer.
"Saklamak istiyor musun?"
"Hayır ama siz isterseniz de sorun değil."
Kafasını olumsuzca sallayarak bana baktı.
"Bunu herkese göstermekten onur duyarım."
Gülümseyerek bir kez daha ona baktım. O ise gitarımı bana geri iade ederek notaları önüme serdi gene.
"Ama bu yine de yaptığımız dersi bitirecek falan değil. Müzik asla son bulmamalı."
Ellerimi tutarak öğretmesene izin verdim ve kavramaya başladım melodiyi. Duygusal melodi içimi huzurla doldururken ara vermiş bu sefer ben onun çalışını izliyordum. Ellerine tutmama gerek yoktu çünkü o her şeyi mükemmel yapıyordu.
"Bu melodiyi bize adıyorum Hei. Çalarken bizi hatırla."
Utançla başımı eğmiş gülümsemiştim. O ise çalmaya devam etmişti. Evet, çalarken o aklıma gelecekti, onu unutmam nasıl mümkün olabilirdi ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher - Min Yoongi
Fanfiction🥀Teacher - Min Yoongi Çalamadığın melodi ve ellerin arasındaki dertli gitarın beni mutlu ediyordu çünkü seni kurtaracak kişi bendim. Seni yakından görecektim ve bana olan hislerini netleştirmene olanak verecektim. °Bu zorlu sınavda seni çalı...