𖧷Gelmemeye giden adam𖧷

266 52 56
                                    

ꨄ︎ Final ꨄ︎

'Neden, neden gitmek zorundasın ki! O çok üzülecek jungkook. Onu bir daha nasıl toparlayacağım. Jungkook gitme! Nolur gitme!' ağlayarak yalvarıyordu kırmızı saçlı olan.

"Seok beni dinle. Bunu onun iyiliği için yapıyorum, yapmak zorundayım. Daha geçen ay idam edildi iki genç, biliyorsun. Sonumuz onlar gibi mi olsun istiyorsun? Ben çok uzaklara gideceğim. Bay dae herşeyi ayarladı. Merak etme ona bir mektup bırakacağım. Onun yara almaması için herşeyi yapmaya hazırım, ve gitmem en iyisi olacak. Ona çok.. çok iyi bak olur mu? Sana herkesten çok güveniyorum kırmızı kafa" bir yandan ağlıyor bir yandan gülümsüyordu dövmeli olan. Ardından kocaman sarıldılar birbirlerine. Kulağına fısıldadı seok,

'And olsun.. and olsun ona çok iyi bakacağım. Gözün arkada kalmasın dostum.'

Bu gece gidiyordu. Bu gece terk ediyordu tanrı meleğini. Son kez izin verdi kendine, meleğini görmek için. Sessizce odasına girmiş ve kapatmıştı kapıyı. Sesi duyan melek arkasını dönmüş ve kocaman gülümsemişti.

'Bir daha bu gülüşü göremeyecek olmam ne acı..'

"Merhaba manolya, ne zaman geldin?"

'Az önce geldim sevgilim, seokla konuştuk biraz'

"Gel, otur yanıma"

Attığı her adımda titriyordu bacakları. Öyle çok kasıyordu ki kendini, ellerine sarılıp af dilememek için.. 
Usulca yanına oturmuş ve bakmıştı özlem çekeceği çehresine..

'Başım dizlerinde dinlenebilir mi güneş çocuk'? Kıkırdamış ve yanıtlamıştı küçüğü.

"Kirpiklerini saymama izin verirsen neden olmasın?"

Başını dizlerine koymuş ve sessiz iç çekişlerle ağlıyordu yeryüzü tanrısı. Lanet etti düzene, tanrıya, bu acımasız insanlara..

"Ağlıyor musun manolya?"

'Hayır, ağlamıyorum'

Küçüğü yavaşça saçlarını okşuyor arada küçük öpücükler konuduruyordu saçlarına.

'Küçük?' onaylar mırıltılar çıkarmış ve dinlediğini belli etmişti küçük olan.

'Beni affet olur mu?'

"Niçin öyle dedin?"

'Yaptığım ve yapacağım herşey, meleğini korumak isteyen bir tanrının acizliği yüzündendi çünkü..
Bana söz ver küçük, olurda tanrınım gücü bizi fiziksel olarak ayırmaya yeterse.. çok güçlü duracaksın. Ayaklarının üstünde duracak ve kimseye minnet etmeyeceksin.'

"Bunları yapmama gerek yok manolya. Sen benim yanımdasın. Gitmezsin sen. Söz verdin bana. Tanrılar sözlerini tutarlar. Benim hayatta kalabilmek için sana ihtiyacım var."

'Ben kötü bir tanrıyım, sözünü tutamayan bir tanrı..'

'Senin kimseye ihtiyacın yok birtanem. Güzel olan bir şeyin başka bir şeye ihtiyacı var mıdır ki?'

"Bunları neden söylüyorsun kook? Bir sorun mu var?"

'Gidiyorum sevgilim.. tanrının istediği oldu sonunda..'

'Sorun yok. Sadece.. öylesine işte.'

Aradan ne kadar süre geçmiş bilinmez, belki dakikalar belki saatlerce dizlerinde yattı meleğinin. Derince soludu kokusunu. Gece yarısı veda edecekti bu şehre, bu ülkeye, bu kokuya..
Vaktinin azaldığını hissediyordu. Yavaşça kalktı dizlerinden. Ardından ellerini yanaklarına koydu ve çekti kendine.

Amour désespéré Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin