"Hangi kısım mı? Bak Volkan açık konuşacağım abi ben evet ilk başta böyle olmasını istedim. Artık Ayşe'yle tekrar olmayacağını düşündüm. Ama onun hayatımdan çıkacağını hiç düşünmedim. Birlikte artık sadece iş arkadaşları olarak devam ederiz diye düşündüm"
Volkan Kerem'in dediklerinde gerçekten ciddi olup olmadığını düşünür. Bakar ki evet ciddidir "Dalga mı geçiyorsun Kerem. Düğün günü ne yapacaktın kıza davetiye mi gönderecektin iş arkadaşın ya hani. Neyse abi bence böyle daha iyi oldu. Kız kendi yoluna bakar. Birisiyle tanışır, sarar yaralarını, evlenir, mutlu mesut yaşar."Kerem şaşkın ve sinirli bir ifade ile "Ulan sen daha demin söylemedin mi unutmaz diye"
"Unutmaz dedim fakat ömür boyu o kişiyide bekler demedim. Ne olacaktı kız sürekli senin etrafında mı olacaktı tabii bir yerden sonra kendi yoluna bakacaktı. Hem sen Ayşe'yle tekrar olmaz diyorsun ama bence bir duygularını iyice gözden geçir abicim ondan sonra biz seninle tekrar konuşuruz" der ve odadan çıkar.
Volkan'la konuşmak Kerem'e iyi gelmemiştir. "Suç bende ben neden Volkan'la bunları konuşuyorum ki. Hem kendi yolu ne? Kendi yolu derken o yol az önce bahsettiği tanışmalı evlenmeli olan yol mu?" Kerem biran kıskançlık krizine girdiğini düşünüp "Banane ya banane ben niye taktım ki. Alışkanlık. Tabi görmeyince bünye zorlanıyor. Uğraşmak, sinir etmek istiyor ama gel gör ki yok. Gitmiş..." Gitmiş kelimesi bir garip hissettirir ve yutkunur. İşine odaklanmaya çalışır. 15 dakika sonra "Dün garip görünüyordu hasta mıydı acaba?"...
15 dakika sonra daha
"Ne yapıyor şuan. Acaba ben geliyor muyum aklına? Heralde geliyorumdur yani daha birkaç gün oldu hemen şimdiden kendi yolunu nereye yapacağının planını projesini çıkarıyordur hem hemen yol yapacak hali yok ya. Bunlar zaten hep Volkan'ın zevzekliği" Başını ovuşturarak
"Ben yine ne saçmalıyorum işime dönmeliyim" Önündeki kâğıtlara odaklanmaya çalışırken birden:
"Uzaktan baksam bir kez ne olur ki? Hem merakım da gider işime rahatça odaklanırım. Ya ne merakı aslında hasta gibiydi dün sırf zihnimi meşgul etmesin diye. Yoksa banane ya." Kendi kendini ikna ettikten sonra hemen koşar adımlarla arabasına doğru gider. Ayşe'nin evine yaklaştıkça heyecanlanır. Onu görecek olmanın vermiş olduğu mutluluğu bastırmak istesede bu gayet ortadır. Evi kimsenin onu göremeyeceği bir yerden izlemeye başlar.
'Acaba evde mi? Perdesi de kapalı. Hem evden çıkıp nereye gidecek ki.İşe desen işe değil. Gonca'ya desen Gonca'ya değil çünkü mesai saati Gonca şuan şirkettedir' diye düşünür..
Birden kapı açılır. Erkut koşarak evden çıkar arkasından Rıza'nın sesi gelir. Yine bir şeyler olmuş anlaşılan. Yarım saat sonra Buse okuldan Nazmiye Yenge ile döner. Birkaç dakika sonra pencerede kıpırtı olur Nazmiye yenge uzun bir bezi pencereden silkeler. Herkesi görür ama yok Ayşe bir türlü ortalıkta gözükmemektedir.
"Evet bu galiba bir mesaj. Evrenin sen ne yapıyorsun adlı bir mesajıydı. Evet geri dönmeliyim. Ama ya ben gidersem onu görebilecekken göremezsem. 10'a kadar sayacağım eğer Ayşe hala ortalıkta yoksa gideceğim" Ona kadar sayar eve son kez bakar ve arabasıyla oradan ayrılır. Oysa bir kere daha saysaydı, sokağın başından pazar arabası ile gelen Ayşe ve Melahat Anne'yi görecekti. İçi rahatlayacaktı fakat Ayşe'nin ilişkileri için yaptığı çabasına şans vermeyen Kerem Yiğiter bir kere daha tabii ki saymayacaktı. "Evet galiba duygularımı gözden geçirmeliyim Volkan haklı. Benim ne işim var ki burada" diye kendi kendine söylenir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afili Aşk - Bir Kuğu Hikayesi
FanfictionOrtada bir düğün varken yapılacak çok bir şey de kalmamıştır. Sevdiği adamın karşısında pişman olmadan duruyordu çünkü o bir şeyleri kurtarmak için çok savaşmıştı. 'Olmuyorsa zorlama' der şair oda bunu yapacaktı. Karşısında meraklı bakan gözleri gör...