5 - BELKİ SENDE

592 33 24
                                    

Ayşe artık her sabah Buse'yi okula getiriyor ve götürüyordu. Bunu yapmasını isteyen kişi de Nazmiye Yenge'ydi. İlk başta Ayşe bunu isteme şeklinden huylanmıştı fakat Buse'yi okula bırakıp aldıktan sonra pek bir tuhaf olay yaşamayınca Nazmiye Yenge'nin günahını aldığı için kendini suçlu hissetti. Fakat Buse'yi okuldan alma okula götürme fikri iyi olmuştu. Tabii Buse'nin Kerem ile ilgili soruları olmasa daha iyi olacaktı fakat çocuktu ne diyebilirdi ki?

Kerem ise günlerdir yaklaşmakta olan düğünü nasıl iptal edebileceğini düşünür durur. Çünkü iş içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştır. Sürekli kontrol edilmeler, düğün hazırlıkları veya bu konuyla ile ilgili darlayıcı sorular ya da gelecek ile ilgili planlar.. Artık sıkılmıştı. Ceyda ne zaman düğün ile ilgili saçma bir soruyla geldiğinde Kerem artık hevesini kursağında bırakıyordu. Ceyda da hemen geri çekiliyor "Canım haklısın bugün çok yorucu birgündü bende seni nelerle uğraştırıyorum" (Ayy yazarken bile sinir oldum kızın vik vik sesi kulaklarımda 😑). Her geri adım attığında Kerem daha da bu duruma batmış gib hissediyordu. Bir şeyler yapmalıydı.

Sabah annesi odasına girdi. "Kereem oğluşum uyandın mı annecim?" Kerem çoktan uyanmış hazırlanmış hemen evden çıkması gerekmektedir "Kereem!" Hay Kerem gibi diye düşünür "Evet anne uyandım" demesiyle sürgülü kapı açılır "Annecim o zaman neden bekletiyorsun ses versene" der ve bir yandan odaya girer. Oğlunu baştan aşağı süzer "Aferin aslan oğluma ben demeden hazırlanmışsın" memnun bir ifade ile bakar. Kerem ise "Ne oldu ki? Ne için hazırlanmam gerekiyordu ki?" Anlamamış bir şekilde. Yelda Hanım'ın birden o memnun tavrı yok olur "Sana inanamıyorum Kerem unuttun mu?" Kerem'in şaka yaptığını düşünür fakat gerçekten Kerem unutmuştur. Kerem Yelda Hanım'ın suratına devam etmesi için bakmaya devam eder "Vallahi de unutmuş. Ayy Kerem neden böyle yapıyorsun annecim sen bizi delirtmek mi istiyorsun?" Kerem sorunun ne olduğunu hala çözememiştir "Anne söyleyecek misin hani artık?" "Ee bugün gelinlik bakmaya gidecektik ya" Kerem meselenin gereksizliğine göz devirir. "Böyle cümbür cemaat gitmeye ne gerek var. Siz seçemiyor musunuz? Yani alt tarafı bir gelinlik. Hani yine de "yook olmaz biz kalabalık gitmeliyiz' derseniz Canan'ıda alın hatta ben şirketten birkaç kişi daha göndereyim artık bu kadar kişi seçersiniz bir gelinlik. Bunu başarabileceğinize inanıyorum. Hem damadın gelini görmemesi gerek. Uğursuzluk getirirmiş" der bir yandan annesini odasından çıkarmaya çalışır. Yelda Hanım, Kerem'i durdurarak "Oğlum sen şaka yap, eğlen böyle aferin sana annecim. Ne kadar uğraşıyoruz biz bu düğün için ama sen böyle devam et eğlen. Birkaç saatini bunun için ayırsan ne olur hem o ne öyle avam avam şeyler uğursuzluk getirir filan nerden geliyor böyle saçma sapan adetler senin aklına. Geliyorsun o kadar." Son noktayı koyar ve gider. Anlaşıldı artık bugün bu işi bitirmenin vakti gelmişti, sıktı bu durum.

Kerem, Yelda Hanım, Ceyda ve annesi gelinlikçide buluşurlar. Kerem tamamiyle ilgisiz bir şekilde ortalıkta dolanır. Ceyda her giydiği gelinlikte Kerem'in etkilendiğini düşünür fakat Kerem iş çabuk bitsin diye 'Güzel bunu alalım bu çok yakıştı' gibi cümleler kullanır. Zaten Ceyda'nın 'Üzgünüm ben seni çağırmadım Yelda Teyze çok ısrar etti' diyip masum ayaklarına yatması sinir bozucuyken artık bu duruma son verilmeliydi. Ceyda ile bugün konuşacaktı.

Uzun bir zamandan sonra sonunda gelinliğe karar verirler. Ayaküstü bir sürü detaylar konuşulur. İşte şurası daraltılmalı, biraz daha taş eklenmeli, yok provaya şu tarihte gelinmeli derken sonunda gelinlikçiden ayrılırlar. Kerem
"Gelinlikte alındığına göre artık biz gidelim" der gayet bıkmış sabırsız bir halde... "Oğlum nereye bir yorgunluk kahvesi içseydik" diye atlar Yelda Hanım fakat Ceyda da Kerem'le baş başa kalmak için "Yelda Teyze'cim biz artık gidelim siz annemle içersiniz" Kerem'e dönerek "Hadi gidelim hayatım" der ve Kerem'in koluna girer. Kerem ile arabaya doğru yürürler. Kerem arabayı şirkete sürer. Şirkete vardıklarında "Ceyda seninle bir şey konuşmam lazım. Birkaç saat sonra müsait olduğunda yanıma uğrar mısın?" der Ceyda anlam veremeyerek kafasını sallar. Daha sonra Kerem Volkan'ın odasına doğru yürür. Kerem'i karşısında gören Volkan "Sabah yoktun" der ve işine döner "Evet bir şeyler oldu boşver onu da Volkan ben şey için geldim. Sen haklıydın" Volkan hangi konuda olduğunu biliyordu ama emin olmak için sordu "Ayşe konusunda mı?" Kerem Ayşe ismini birden bu şekilde duymayı beklemiyordu. Hazırlıksız yakalanmış gibiydi. "Hayır saçma sapan konuşma Ceyda konusunda" der.. Volkan "Tamam zaten iyi oldu Ayşe deseydin o iş yaş olurdu" ne demek yaş olurdu yoksa başka biri mi var Ayşe Hanım Hazretlerinin hayatında. "Neden öyle dedin ki şimdi?" meraklı görünmemeye çalışarak "Gonca'dan duyduğum kadarıyla yeni bir işe başlayacakmış zaten baya da iyiymiş Gonca dedi ki 'İlk başta toparlayamaz kendini sandım ama baya kendini toparladı, eskisi gibi. Ailesi ile vakit geçiriyor, mutlu' dedi ve hatta dedi ki ımmm neyse şey zaten seninle alakalı değildi. Sen Ceyda diyordun bro.." Kerem ise bu cümlelerden sonra kendisi ile alakalı olmayan şeyi iyice merak ederek "Bence sen önce bir cümlenin devamını getirmelisin 'hatta dedi kiii' " bir yandan devam etmesi için elini bir şey ister gibi hızla sallar ama Volkan "Bro dedim ya önemli değil beni ilgilendiren bir konu diye" der bilgisayarına dönerek ama Kerem'e alttan alttan bakmaya devam eder "Volkan, dökül" der tehdit vari bir ifadeyle. En son Volkan "Ya bıktım ikinizin arasında kalmaktan" Kerem ise tehdit vari tavrını bozmaz Volkan devam eder "Gonca dedi ki 'O Kerem sana gelip Ayşe konusunda senden yardım filan isterse bak, sakın Volkan, sakın uyarmadı deme' dedi. Yani büyük bir baskı altındayım bro tabii bu sadece beni ilgilendiren bir baskı dedim ya seninle alakası yok" Kerem aniden sinirlenir "Gonca Hanım'a bak sen. Senden Ayşe ile ilgili yardım istesem sen bana yardım etmeyecekmişmişsin. Yok yaa" Volkan Kerem'in bu manasız sinirlenmesine dayanamayarak "Kerem, tamam abicim hem sen benden böyle bir şey istemedin ki" Kerem ise "Ya isteseydim Volkan, ya isteseydim?" der ve düşünür Volkan'a döner "Şhtt bana bak ben senden yardım isteseydim yardım ederdin dimi?" diye.. "Valla bilemiyorum abicim. Olmayan olaylar yüzünden birbirimizi kırmayalım" der onune döner. Kerem Volkan'ı uzun uzun süzer. "Olmayan olaylar yüzünden birbirimizi kırmayalım-mış o gün neler söylüyor şimdi neler söylüyor? Bir de böylelerine kardeş diyoruz, hain. Neyse seninle uğraşamayacağım asıl konumuza dönelim. Volkan Ceyda ile evlenemem ben. Son günlerde delirmiş gibi" Volkan Kerem'e bakıp "Bunu geçte olsa sonunda farketmen çok mutlu etti abicim yemin ediyorum benim omuzumdan yük kalktı." Kerem Volkan'dan beklediği tepkiyi alınca devam eder "Bu yüzden direkt konuşacağım diyeceğim böyleyken böyle, olmuyor seninle olamıyorum dicem hiç yalana oyuna gerek yok diyorum sence?" yapacağı şeyden kendisi emin değildir çünkü söz konusu kişi Ceyda. Ne tepki verir ne der gerçekten tahmin edilemez biri. Volkan da "Bilmiyorum genelde hiç tarzımız olmayan bir yöntem yalansız olayları çözmek ama denemekte fayda var" der ve devam eder "Yalnız biran önce konuşmanız lazım düğün yaklaşıyor" Kerem hemen "Evet zaten bugün onunla konuşacağım onunla konuşmadan önce seninle konuşayım dedim" ve Volkan'a bakar "Bak şu olay bir kapansın dile benden ne dilersen" Volkan ise "Aman beni şu meselelerden uzak tut başka bir şey istemem abicim"
Ceyda Volkan'ın açık kapısını tıklar "Bölmüyorum değil mi?" Volkan hemen "Yok ya ne bölmesi zaten bizde bitirdik. Kerem tamam ben şey yaparım hallederim" Ceyda'nın Kerem'in yanındayken sergilediği yapmacık tavırlar Volkan'ı hep sinir etmiştir o yüzden Ceyda ne kadar çabuk odadan ayrılırsa Volkan'ın sinir sistemi için o kadar iyi. Ceyda Kerem'in omzuna ve koluna ellerini koyarak "İyi o zaman bizimde konuşmamız gereken bir şeyler vardı" dedikten sonra Kerem'i kapıya doğru sürükler.

Ceyda Kerem'in odasına gidene kadar oturma planı ile ilgili bir şeyler zırvalar Kerem odaya girer girmez "CEYDA TAMAM" sesi birden yüksek çıkınca ikiside şaşırır. Kerem sesinin tonunu yumuşatıp "Ceyda tamam, geç otur, seninle konuşmamız lazım." Ceyda oturur ama bu konuşmadan iyi şeylerin olmayacağını anlar "Bak her şey çok ani oldu. Ayşe ile boşanmamız, seninle evlenme kararım, düğün hazırlıkları derken sıkıştım kaldım. Ben seninle evlenemem. Özür dilerim. Belki şuan bu dediklerim sana damdan düşer gibi geliyor belki de senin duygularını düşünmeden konuşuyorum gibi geliyor ama emin ol günlerdir bunu düşünüyorum hem sende her kadın gibi seni seven biriyle olmayı hakediyorsun." Ceyda öfkeli ve ağlamaklı bir halde "Kerem ne diyorsun, ben evlenemem ne demek!? Sen benim ne istediğimi, yıllardır neyin hayalini kurduğumu biliyor musun? Hem bunu aileme, yakın çevreme, arkadaşlarıma nasıl açıklarım? Hayır hayır olmaz böyle bir durum olamaz." Kafasını sağa sola sallayarak. Kerem Ceyda'nın bu tavırlarını kaşlarını çatarak izler. "Ceyda saçmalama. Evlenirsek sadece ben değil ikimizde mutsuz olacağız. Bunu ikimiz için diyorum. İkimizi düşünerek. Seni sevmeyen birisiyle evlenme diyorum" Ceyda birden Kerem'in elini tutarak "Oyun oynayalım. Ayşe ile yaptığınız gibi. Yani Yelda Teyze'nin yaşayacağı hayal kırıklığını düşün. Bende yakın çevreme olan küçük düşürücü durumdan kurtulurum. Gerçek evlilik olmasına gerek yok. Sadece imza atarız. Bir kere yaptın bir daha yapabilirsin" Kerem Ceyda'dan elini kurtarmaya çalışır "Sen gerçekten iyi değilsin" der Ceyda daha çok eline yapışır "Keremm. Kerem lütfen. Belki sende beni seveceksin. Ayşe ile öyle oldu. Neden benimle olmasın ki? Neden böyle yapıyorsun?" Kerem sert bir şekilde elini çeker "Sen ne saçmalıyorsun Ceyda? Ayşe'ye aşık olmamın nedeni sence onunla sadece bir oyunun içinde olmam mıydı?" Ceyda yavaşça kafasını sallar "Ayşe'ye aşık olmak... Biliyordum... Ayşe yine senin aklına girmiş. Yoksa sen vazgeçmezsin neden vazgeçesin ki? Bir çıkmadı hayatımızdan ama ben ona ne yapacağımı bilirim?" Kerem Ceyda'ya acıyarak bakar ve "Sana inanamıyorum sen delirmişsin." "Bak gördün mü Ayşe ile alakası yok bu durumun bile diyemiyorsun. Haklıyım değil mi konu Ayşe" Kerem artık sinirlenmiştir gözlerini ovuşturur "Cevap versene Kerem eğer öyleyse söyle bana ben uzak tutarım onu. Senden bizden. Bana her şeyi anlatabilirsin hayatım" der ve Kerem'in eline uzanmaya çalışır ve aniden odayı Kerem'in öfkeli sesi kaplar "EVET KONU AYŞE. BEN HALA ONU SEVİYORUM. SENİ SEVMİYORUM OLDU MU RAHATLADIN MI? BIRAK ARTIK BENİ!!" Bu sözlerden sonra biranda sessizlik oluşur . Ceyda Kerem'e doğru uzanan elini indirmiştir artık. Gözleri dolar. Kerem ise biraz kendini sakinleştirir ve ne yaptığını anlayınca kısık bir sesle "Özür dilerim. Böyle demek istemedim" Ceyda gözlerini siler "Yok yok dediğin gibi saçmaladım sadece bu düğün üzerine çok hayaller kurdum, uğraştım sende aniden böyle konuşunca kafam karıştı, kendim de değilim. Asıl ben özür dilerim" Kerem Ceyda'nın şu durumuna üzülüp bir süre bir şey diyemez. Ceyda konuşmaya devam eder "O zaman düğün iptal. Evlenmiyoruz." Kerem başını sallar. "O zaman ben..." ayağa kalkar ve biraz duraksadıktan sonra devam eder " Aileme haber vereyim" Kerem öne atılır "Ceyda... İstersen o konuyu ben hallederim. Sen daha fazla yorulma.. Tabii istersen " sesi sonlara doğru kısılır. Böyle hayal etmemişti. Ceyda sinirlenecekti üzülecekti biliyordu ama onu böylesine kırmayı düşünmüyordu. Ceyda boğazını temizleyip "Teşekkürler" diyip yutkunur kapıya doğru adım attıktan sonra Kerem'e doğru döner ve "Yalnız ben bugün erken çıkacağım ve bir süre şirkete gelmesem daha iyi olur gibi görünüyor.... " Kerem başını sallayarak"Tabii tabii sen nasıl istersen" der.

Ceyda kapıdan çıkarken bir şeyler mırıldanır. Kerem'in duyamayacağı kadar sessiz bir şeyler.. Zaten bu saatten sonra amacı Kerem'e sesini duyurmakta değildi.

Kerem ise o sırada kendine kızmakla meşguldü. Gerçekten böyle olmasını istememişti. İlk başta Ceyda ile evlenmeye kararlıydı. Yani sevdiği biriyle yapamamıştı ama onu seven biriyle yapabileceğini düşünmüştü. Ceyda'yı sevmek için de gerçekten çok uğraştı ama olmadı. Kerem onu içine almaya çalışırken Ceyda onu değiştirmeye, ailesinden-büyüdüğü evden koparmaya çalışıyordu, ona iyi gelmiyordu. Bunu farkettikten sonra nasıl devam edebilirdi ki?

Afili Aşk - Bir Kuğu HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin