Dört

29 10 18
                                    

Herkese merhaba, valla bölümü atmak için akşamı bekleyemedim atmak istedim. Bir de şu an panomda bir şey sordum kitap yazmamla ilgili ona yorum yazarak fikrinizi belirtirseniz çok sevinirim. İyi okumalar kuşlar 💛

"B-Ben özür dilerim. Bağırmak istememiştim. Ben sadece bir olay yüzünden öyle oldum." dediğinde kafamı salladım ve gözyaşlarımı silmeye çalıştım.

Gözlerim uykuna yenik düşerken en son Çınarın gözlerine baktığımı hatırlıyorum.

*
"Abi!" diye bir kabustan uyandığımda Çınar hemen geldi yanıma. "Lavinia uyu lütfen. Hadi güzelim kabus gördün sadece" dediğinde rahatlayıp geri uyudum.

*
Sabah uyandığımda etrafıma göz attım hızlıca,  yeni yeni aydınlanıyordu hava. Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama maalesef uykuda olan Çınarın ayağı yüzünden kalkamadım. Onu hafif itekleyip ayağa kalktım. Mutfaktaki kapalı olan balkona geçip oturdum. Ve öylece olanları düşünmeye başladım.

"Üşüyeceksin" diyen Çınara baktım. Elindeki hırkayı üstüme attı ve ve sandalyeye oturdu. "Daha iyi misin?" dediğinde sinir bozukluğuyla kahkaha atıp "Abim yerini bile bilmediğim bir hastanede canıyla cebelleşiyor, annem mahvolmuş ve birkaç saat önce beni sakinleştiren çocuk hâlâ anlayamadığım şekilde bana bağırdı. Sence ne kadar daha iyi olabilirim?" dedim. Ağlamamalıyım fakat artık her şeye ağlar oldum. Ve gene ağlıyordum.

"Ben tekrar özür dilerim. Ben sadece uff tamam olayı anlatmazsam hiçbir b*ku anlamayacaksın. Ben bundan iki sene evvel evlatlık verildiğimi öğrendim. Şu an sadece sen ve Irmak biliyorsunuz. Bunu öğrendiğim an uyumadan önce her gece ve uyandığım her sabah kendime keşke beni doğurmasaydı annem derdim. Hatta bir süre sonra sinir bozukluğuyla intiharı bile düşünmeye başlamıştım. Ama kendime hiçbir şey yapmadım. Sana bu kadar bağırmamın sebebi ise intiharı düşünmemin sebebinin senin kurmaya çalıştığın cümle olduğunu düşündüğüm için böyle bir cümle kurmaya kalkışan herkesi istemeden de olsa kırıyorum. İlk defa sana açıkladım tam anlamıyla. Irmak bile hepsini bilmiyor. Tekrardan özür dilerim." dediğinde donakalmıştım.

Onun kötü bir dönemden geçtiğini biliyordum ama böylesini bilmiyordum. "Özür dilemeni gerektirecek bir şey yokmuş. Sen bunu iyiliğimiz için yapıyorsun" dedim ve gülümsemeye çalıştım. O da bu halime gülümsedi ve "Eminim ki birbirimiz hakkında daha neler saklıyoruzdur." dedi. Haklıydı, hayatım normal biri için fazla entrika ve yaralarla doluydu.

Hava aydınlanana kadar orada oturduk. Okula hazırlanmamız gerektiğini fark ettiğimde ayağa kalkıp "Ben bir duşa gireceğim." dedim ve banyoya gittim.

Suyu yavaşça açtım ve üstümdekilerden kurtulup sıcak suya bıraktım kendimi. Yıkandıktan sonra hızlıca oraya koyduğum eşyalarımı giyip , saçlarımı kurttum. Banyodan çıktığımda Çınar öylece koltukta uyuyakalmıştı. "Çınarr, uyan hadi okul var. Sanki gitsek çok bir şey anlayacağım ya!" dedim ve onu uyandırdım. O da yüzünü yıkayıp geldi.

"Kahvaltı etmek istemiyorum" dediğimde o da "Üzgünüm edeceksin ama burada etmek zorunda değilsin" dedi ve evden çıktık.

Beni o kafeye getirdi ve bir şeyler istedi. Yemek geldikten sonra ağzıma birkaç bir şey attım ve arkama yaslanıp etrafı izlemeye başladım. "Yer misin? Ben mi tıkayım ağzına?" dediğinde omuz silktim. O da kafasını sen görürsün şimdi der gibi sakladı ve bir ekmeğe bal sürüp çatalla bana uzattı. Kafamı geri çektiğimde daha da ileri uzattı. "Sende de zürafa boynu gibi kol var arkadaş. Gittikça geliyorsun" dediğimde uzatmaya devam etti. En sonunda pes edip ağzıma attım. "Hah şöyle" dedi ve o da arkasına yaslandı.

*
Okula geldiğimizde ben direkt sınıfa çıktım ve kafayı sıraya koyup uyumaya başladım.

*
"Lavinia uyan!" diyen sese baktığımda sesin sahibinin Çınar olduğunu idrak etmem yarım saniyemi aldı. "Uyanır mısın? Bak Derin sabahtan beri uyuduğunu söyledi. Yeter bu kadar" dedi ve elimden tutup ayağa kaldırmayı denedi. "Çınar bırakır mısın kolumu? Uyuyacağım" dedim ve ondan sıyrılıp geri yattım.

Çınar Derine yaklaşıp olanları anlatmak zorunda kaldı. Derin bana arkadan sarıldığında ağlıyordum. Ama kafamı kaldırmadım. Derin hemen "Senin keyfinin ne yerine getirir biliyorum. Beş dakikaya gelirim" dedi ve gitti sanırım.

Sınıfta bir biz kalmıştık. Çınar yanıma oturdu ve "Ağladığını biliyorum." dedi. Ben de kafamı kaldırıp ona "Ciddi misin?" bakışlarımı gönderdim. O da "Tamam hadi gel öğlen oldu yemek yiyelim." dediğinde "İstemiyorum sen ye Irmakla." dedim. Ve geri uyuma numarası yaptım.

Beş dakika sonra Derin geldi. Beni uyuyo zannettiği için "Aaa uyudu mu? Ben de ona meyve suyu almıştım. Bayılır o" dedi ve sanırım ön sıraya oturdu. Ve devam etti "Çınar istersen sen git yemek ye, ben bunla kalırım" dedi ama Çınar "Üzgünüm gitmiyorum. Uyanana kadar buradayım." dedi ve ikisi de yerlerinde kaldılar.

*
Çıkış zilinin çaldığını duyduğum an hızlıca sınıftan çıkıp yürümeye başladım. Okuldan çıktım ve sahile gittim. Kayalıkların olduğu yerde oturup öylece etrafı izlemeye başladım. Telefonum çalınca hemen kimin aradığına bakmadan açtım. "Neredesin?" dedi Çınar. "Yalnız kalıcam" dedim ve suratına kapattım. Sert olmuştu ama üzgünüm yumuşak davransam o kazanacaktı. Telefonumu kapatacakken Yara İzli den mesaj geldi.

Yara İzli: Hey neredesin? Şu an Çınar deliye döndü söyle de bu deliden kurtulayım.

Siz: Rahat bırak beni

Yara İzli: Tamam gelmiyeceğim zaten gelemem de nerede olduğunu söyle

Siz: Ya sen kimsin ki benden yerimi istiyorsun?! Kimsin kim?!

Yara İzli: Haklısın, ben kimim ki Lavinia bana nerede olduğunu söylesim haklısın. Merak etme bir süre yazmayacağım.

Bilinmeyenle konuştuktan sonra Çınar beni birkaç kez daha aradı. En sonunda telefonumu kapatıp eve doğru yürümeye başladım. Yolda giderken bir kızla babasını gördüm. Kız babasının omzundaydı. Çok tatlıydılar. Keşke benim de böyle anılarım olsa...

Eve vardığımda kapıda Çınarı beklemiyordum. Çınar yavaş yavaş üzerime doğru geldiğinde korkup geri gitmeye başladım. O hızlandı ve yanıma gelip bana sarıldı. "Bir şey yaptın zannettim. Ayrıca sana asla zarar vermem benden korkma." dediğinde "Sen kendini sinirliyken hiç görmedin." dedim ve ayrıldım. Sonra dönüp "Sen eve git hadi" dedim o da "Hayır" dedi. Sinirle "Bismillahirrahmanirahim" dedim ve kapıyı açtım.

Kapıyı açar açmaz çığlık atmam bir olmuştu. Çınar hemen yanıma gelip gördüğüme bakınca havaya bir küfür savurdu. Gördüğüm şeyse:

Annem yerde kanlar içinde yatıyordu yanında da "On yedi yıl önce babana yaptığım gibi hepinizin sonu geliyor" yazan bir kağıt vardı.

LAVİNİA |yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin