"Derin!" diye bağırdığımda Derin bana dönüp "Tamam hadi gidelim" dedi direkt. Bahsettiğim şey camdan Çınarın bahçede olduğunu gördüm.
Merdivenden inerken hızlıca saçlarımı topladım. Derin bana bakıp "Böyle de çok güzelsin insafsız. Bize adam bırakmıyon" dediğinde sarılıp "O senin güzellin bebeğim" dedim ve ayrılıp yürümeye başladık bahçede.
Şansıma ki Çınarın yanında Irmak vardı. Irmak benim çocukluk arkadaşım, kardeşim. Irmak bizi görünce bize gelin işareti yaptı. Ben terettüte kalsam da Derin hızlıca ilerleyince gitmek zorunda kaldım.
Ben hep uzaktan sevdim. Uzaktan başkalarından duyarak sevindim, üzüldüm, heyecanlandım. Ve insan bunu 3 sene boyunca sürdürmek zorunda kalınca artık alışıyor.
Yanlarına gittiğimizde Derin hemen "Merhaba" dedi. Irmak bana da sarılıp "Merhaba" dedi Derine yanıt olarak. Gülümsediğimde Irmak da gülümsedi.
Çınarsa bize bakıyor yani Derin ile bana.Çınar "Hey sözelci olmak nasıl?" diye sorduğunda Derin "Güzel" dedi. Çınar bana dönüp "Pek konuşkan değilsin sanırım." dediğinde kaşlarımı çatıp "Aslında konuşurum ama Derin sağolsun her şeyi cevaplıyor" dediğimde Derin bana "Peki öyle olsun" bakışlarını gönderiyordu. "Nee?" dediğimde kolunu omzuma atıp onlara yapmacık bir gülümsemeyle "Bizim küçük bir işimiz var. Aslında Laviniayı dövmek biraz büyük bir iş de neyse. Size iyi sayısalcılık yapmacılıklar." dedi ve beni oradan çekerek uzaklaştırdı.
*
"Kızım sende de bir şey var ha! İyi sayısalcılık yapmacılıklar da ne?! Allah iyiliğini versin. Ama saol Çınarın gülüşünü görmemi sağladın" dediğimde Derin hâlâ "Ne yaptım ben ya? Rezil oldum enişteciğime" dediğinde öksürmeye başladım. Hemen suyumu verdi ve Çınar yüzünden diğer tarafa gitmekten kurtuldum. Sanki hiç öldürmüyor da...
"Lavina!" diyen Derine bakıp "Bir dakika" dedim. Ve çalan telefonumu açtım.
"Efendim anne?""Gelirken pastaneye gidip kurabiyeleri alır mısın?"
"Hangi pastane?"
"Konum attım"
"Tamam. Başka bir şey?"
"Oo var mesaj olarak yazdım"
"Yani diyorsun ki bütün paranı sömüreceğim"
"Tamam veririm"
"Oldu kapattım ben anniş"
"Görüşürüz"
Sınıfa girmek için arkamı döndüğüm an bir kayaya çarptım. Pardon taşa. Kafamı yukarı kaldırdığımda Çınarın bana bakan yüzünü gördüm.Kenardan sınıfa girecekken "Lavinia" dedi durdum. Sonra elini açtı ve bana uzattı "Kolyeni Derin seni boğarken düşürmüşsün" dedi ve uzattı. Ben de alıp baktım. "Teşekkürler ama benim olduğunu nasıl anladın ki?" diye sorduğumda elini ensesine atıp kaşıdı ve "Güzeldi ve dikkatimi çekmişti. Oradan hatırladım" dediğinde kafamı salladım ve sınıfa gittim. Derin'e anlattığımda dedi ki "Aferim enişteciğime" dedi ve güldü.
*
Okul çıkışı Irmak ile gitmedim ilk önce markete uğradım ve annemin dediklerini aldım. "Ya rabbim annem paramı bitirmek için her şeyi aldırmış ya" diye yolda yürürken pastaneye geldim.İçeri girdiğimde "Ayşe ablaa!" diye bağırdım. Ayşe abla içeriden gelip "Hoşgeldin Lavinia" dedi. Ona sarıldım. Çok severim Ayşe ablayı. İçeri müşteri girince ondan ayrılmak zorunda kaldım. Cama görüntüm yansıdığında saçımda un olduğunu fark ettim. Hemen silkelemeye başladım. Silkerlerken omzuma biri dokundu. Döndüğümde burada beklediğim sok kişi olan Çınardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA |yarı texting|
ChickLitLavinia son sınıfa geçmiş genç bir kızdır. Hayatında gerçekten kötü dönemleri olmuş, olacaktır. Siz de Lavinia'nın bu acılarını yenme hikayesini içinde kendinizi bularak okumak ister misiniz? Eee hadi ne duruyorsunuz? Katılın bize!