Beş

16 6 3
                                    

Merhaba kuşlar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Biliyorum çok ardarda bölüm atıyorum. Fakat o kadar çok taslak var ki gördükçe hepsini atasım geliyor. Ayrıca umarım ki hikayeyi beğeniyorsunuzdur. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum 💛

Annemi sedyeye yatırdılar. Bense öylece yere oturmuş etrafı izliyor, ağlıyordum. En sonunda Çınar yanıma geldi ve fısıltıyla "Emel teyze yaşıyormuş" dedi. Ve beni ayağa kaldırdı. Ambulans gittiğinde hızlıca beni içeri soktu."İtiraz istemiyorum. Canın tehlikede birkaç eşya alıyorsun ve direkt bize gidiyoruz. Eminim annem seni ağırlamaktan mutlu olacaktır." dedi ve beni odama sürükledi.

Kendime birkaç eşye aldım ve Çınara döndüm. "İyi misin?" diye sorduğunda kafamı kaldırıp ona baktım. Sadece baktım. Belki gene anlar diye. Sanırım anlamıştı çünkü önümde diz çöküp "Bak söz veriyorum ikisi de yaşayacak. Hem gitmeleri için bir sebep yok ama dönmeleri için çok güzel bir sebep var." dedi. Burukça gülümsedim ve sarıldım.

*
Onlara geldiğimizde her şeyi anlatmak zorunda kaldık. Zaten duyulmuş da neyse.

"Lavinia kızım bak bir şey istersen lütfen çekinme bize söyle." diyen Tülay teyzeye baktım ve gerçekten içten bir şekilde sarıldım. Sarıldığımda ikimizde ağlıyorduk.

Sarılmamız bölen Çınardı. "Anne Lavinia artık dinlensin. Zordu bugün onun için" dedi. Tülay teyze gözyaşlarımı silip "Senin annen ve abin çok güçlüydü biliyor musun? Annen o zor günlerde hep dayandı sizin için. Abin sana hem arkadaş hem abi hem de baba oldu birtanem. Onlar eminim ki geri gelecektir." dedi ve ayağa kaldırıp beni bir süreliğine kalıcağım odayı gösterdiler.

Polis o not yüzünden pek dışarı çıkmama özellikle de yalnız çıkmamamı söyledi. Ve beni de en güvenli yer olarak buraya getirdiler.

Tülay teyze odadan çıktı ama Çınar kapıyı kapattı ve bana bakmaya başladı. Ben de ona bakıyordum. Derin bir nefes alıp yanıma geldi ve bana sarıldı. "Sana burada hiçbir şey yapamazlar güzelim. Ayrıca inanıyorum ki Emel teyzeyle Arda abi iyileşeceklerdir." dediğinde titrek bir nefes verip "Umarım Çınar umarım" dedim. Benden ayrıldığında odamdan yavaşça çıktı.

Tülay teyze'nin kurmuş olduğu yatağa bakıp gülümsedim. Daha önce bir kaç kere Tülay teyzede kalmıştım. Ama o zamanlar oğlu yani Çınar sürekli başka yerlerde oluyor, hiç rastlamıyorduk. Bu yüzden biz birbirimizle okulda tanışmıştık.

Yatağa girip kapatmış olduğum telefonuma açtım ve bildirimlere bakmaya başladım.
Anniş: Kızım ben eve geçiyorum

Anniş: Lavinia?

Anniş: Bir şey mi oldu Lavinia?

Anniş: Mesajlarımı görürsen sakın eve geleyim deme!

Anniş: Lavinia mesajları gördüğün an polisi ara

Anniş: Lütfen gelme!

Bu mesajları okurken sesli bir şekilde okumaya başladım. Bir anda odaya Çınar girdi ve yanıma geldi. "Lavinia ne oldu?" diye sorduğunda titreyen ellerimle telefonumu gösterdim Çınara.

Mesajları okumayı bitirdiği an konuştu. "Sakın kendini suçlama!" dediğinde "Ama suçluyum!" diye bağırdım. "Eğer telefonumu kapatmasaydım anneme yardım edebilirdim" diye bağırdığımda o da bana bağırarak "Bilsen bile bir şey yapamazdın Lavinia! Kes artık kendini suçlamayı" dedi.

Sesimiz sanırım biraz fazla çıkmış olacak ki Tülay teyze, Yunus amca ve Çınarın kardeşi Filiz geldi. Tülay teyze "Ne oluyor?" dediğinde Çınar telefonumu onlara uzattı ve Filize dönüp "Küçük civcivim hadi sen içeri git. Sabah söz veriyorum Laviniayla oynayacaksınız" dedi ve onu gönderdi rahat konuşabilmek için.

Yunus amca "Polise bildirelim ne olur olmaz" dedi ve içeri gitti. Tülay teyze yanıma gelip "Laviniacığım sen bir şey yapamazdın ki" dediğinde "Hayır eğer telefonum kapalı olamsaydı polisi arayabilirdim." dedim. Tülay teyze kafasını sağa sola sallayıp ayağa kalktı ve içeri gitti.

Çınar bana bakıyordu. "Ağlama lütfen" dediğinde ona baktım. Sadece baktım. O da baktı benim gözümde ne kadar acı varsa onun gözlerindende o kadar yalvarış okunabiliyordu.

Tülay teyze yanıma gelip bana su verdi ve dedi ki "Hadi Çınar biz çıkalım. Lavinia sen de uyu lütfen" dedi ve ikisi de odadan çıktı.

Biraz daha sakinleştiğimde telefonumu gene elime alıp diğer bildirimlere baktım.

Yara İzli: Duyduğuma üzüldüm

Siz: Bu kadar hızlı mı yayıldı?

Yara İzli: Maalesef

Siz: Ben şey diyeceğim. Bence artık bana yazma çünkü seni mutsuz etmekten başka hiçbir şey yapmam

Yara İzli: Sen öyle düşünüyor olabilirsin ama hayır. Ben seni sadece mutlu olduğun anlarda sevmedim ki

Yara İzli: Ben seni mutluluğunda, acında, heyecanında, kırılmışlığında sevdim.

Yara İzli: Ayrıca (bence öyle bir şey olmayacak da) beni mutsuz yaparsan sıkıntı olmaz. Çünkü sen mutsuzsan ben de mutsuzumdur bu kadar basit.

Siz: Sözler için saol ama hoşçakal
Yara İzli kişisini engellediniz.

Tam telefonumu kapatacakken Çınardan mesaj geldi.

Çınar: Uyuman lazım

Siz: Biliyorum ama uykum yok, olacağını da zannetmiyorum

Çınar: Olsun sen yine de telefonunu kapat ve uyumaya çalış. Bir şey olursa da mesaj atman yeterli.

Siz: Bir şey sorucam ama yanlış anlama. Öncelikle çok teşekkür ederim yanımda olduğun için ama neden yaımdasın? Bana acıdığın için mi?

Çınar: Sana acımıyorum çünkü sen çok güçlü birisin. Eminim atlatacaksındır bunları. Yanında durmak istediğim için duruyorum.

Siz: Tekrardan teşekkür ederim

Çınar: 😉

Siz: İyi geceler

Çınar: İyi geceler...

Telefonumu kapattığımda tavana bakıp düşünmeye başladım. "Şu an Çınarın evindeyim. Bana aşırı iyi davranıyor. Gerçekten! Bundan 2 ay önce beni gördüğünde sadece gülümseyen çocukla aynı evi paylaşacağım bir süre.

Hayat, ne beklersiniz ki ondan. Çınardan ümit keserken şu an onunla aynı evdeyim. Anneme sarılmak isterken sarılamam. Abim sevdiği kıza açılma planları yaparken şuan bilmediğim bir hastanede bilinçsiz bir şekilde yatıyor. Sahi, beni bizi bu duruma süren kim? Daha ne kadar sürdürecek sevdiklerimin canını yakmaya? Ya da ne istiyor?

Tekrar selam. Sizin tahminlerinizi buraya alabilir miyim? Sizce kim? Ne istiyor? Ne kadar sürecek?

LAVİNİA |yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin