iki

1.6K 125 164
                                    

Chuuya gözlerini ovuşturdu. Mori yapmıştı gene yapacağını. Derin bir nefes verip yatağından kalktı. Dazai'nin gidişinden beri tam beş yıl geçmişti. Chuuya artık Dazai'yi çok düşünmüyor, ağlama krizlerine girmiyordu kısaca iyileşmişti. Şimdi ise sabahın beşinde Mori'nin emri üzerine kaplan çocuğu yakalamak için Yokohama sokaklarına sızacaklardı. Chuuya Akutagawa'ya eşlik edecekti, onları oraya çekecek kişi ise Higuchi'ydi.

Gökyüzü tatlı bir turuncu rengindeydi ve hava buram buram yağmur kokuyordu, oldukçada soğuktu. Sıkı sıkı giyinmiş olan Akutagawa ve Chuuya ikilisi sindikleri köşeden planlarını uygulamayı bekliyorlardı. Çok geçmeden beyaz saçlı ve oldukça hoş bir çocuk geldi, yanında turuncu saçlı bir oğlan ve lise kıyafetleri ile bir kızda vardı.

Beyaz saçlı olan Higuchi konuşurken sanki birilerinin kendisini izlediğini hissetmiş gibi saklanmış ikiliye dönünce ve sanki onların içini okuyormuşçasına bakınca ikisinede bir ürperti geldi. Bu öyle bir ürpertiydiki bırakıp kaçmak istediler. Bu kaplan çocuk neyin nesiydi bilmiyorlardı fakat o sadece bir alfadan ibaret olamazdı derken Higuchi'nin onlara saldırmasıyla işler biraz değişti. Kaplan çocuk oldukça çevikti. Saldırılardan kolayca kurtuluyordu.

Keşke aynı şeyi diğer iki kişi içinde söyleyebilseydik. Akutagawa kaplan çocuğun kaçma ihtimaline karşı saklandığı yerden çıktı. "Bizimle gel kaplan çocuk, eğer bizimle gelirsen onlar ölmez" Beyaz saçlı yüzündeki korkuyla yerdekilere bakarken, yerde kolunu tutarak yatan çocuk bağırmıştı "KAÇ! " çocuk her ne kadar onları bırakmak istemesede kaçmaya başlamıştı.

Akutagawa bu kadar kolay pes eden biri değildi. Arkasından rashomunu gönderiyordu ki. Rashomun boynunu sıkan bir el yüzünden yok olmuştu. Dazai gelmişti.

Bu sırada her şeyi rahatça izleyen Chuuya uzun zaman sonra Dazai'yi görünce donakalmıştı. Dazai Osamu tam beş sikik senedir ortada yoktu ve şuan tam karşısındaydı. Saklandığı yerden çıkarsa tekrar karşılaşacaklardı. Dazai'yi görme heyecanına o kadar kapılmıştıki nefesini bile doğru düzgün alamıyordu. Ama Akutagawa öyle değildi. Sinirle kendini Dazai'den uzaklaştırmış ve hem saşkın hemde öfkeli bakışlarını üzerinde tutmuştu.

Dazai kocaman gülümsemişti "görüşmeyeli uzun zaman oldu Akutagawa-kun~" Akutagawa Dazai'nin yavşak sesinden oldukça rahatsız olmuştu. Chuuya-sanı nasıldı? Ordan izliyor olmalıydı? Annesi gibi gördüğü insanın tekrar eski haline dönme ihtimali onu korkutmuştu.

Atsushi yavaşça Dazai'nin yanına gelmiş ve öfkeyle siyahlıya bakmaya başlamıştı, Akutagawa her ne kadar kalıp savaşmak istesede Dazai'ye karşı kazanamayacağını biliyordu, derin bir nefes verdi "bu iş burda bitmedi kaplan çocuk" Diye uyarısında bulundu. Hayır onu kolay kolay bırakmayacaktı.

Arkasını dönüp seri ve hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı. Higuchi'de hemen arkasındaydı, Akutagawa köşeyi dönünce yerde baygın bir Chuuya görmeyi beklemiyordu tabi.

"Chuuya-san! " Bağırarak kızılın yanına çökünce onun kızışmaya girdiğini ve etrafındaki güçlü alfa kokularından olsa gerek bayıldığını anladı. Bağırtısını sadece Higuchi duymamıştı. Dazai kızılın ismini duyunca uçarcasına oraya gelmişti.

Harika. Gerçekten harika diye düşündü Akutagawa "sorun yok, sadece bayılmış" Diye mırıldanmıştı Higuchi. Dazai yanlarında bitip Chuuya'ya bakmaya başlamıştı bir yandanda elini Chuuya'ya uzatıyordu.

Akutagawa sinirli bakışlarını Dazai'ye çevirip elini iteledi. Dazai boş bakan gözlerini Atsushi'ye çevirince Atsushi gözlerini devirip Akutagawa'yı tek kolundan tuttuğu gibi kaldırmıştı. Akutagawa salak değildi böylesine güçlü bir auradan kaçamazdı. Çırpınmaya çalışmadı ve öylece beyaz saçlıyla yan yana bekledi.

Dazai ellerini Chuuya'nın yüzünde gezdirdi. Özlemişti kızılını. Chuuya'nın neden bayıldığınıda anlamıştı. Chuuya kendini gördü diye bayılacak değildi. O güçlüydü kendine engel olur arzularını dinlemezdi. Dazai en çokda buna hayrandı işte. Kızıl mırıldanarak yüzünü yanağındaki ele sürttü, tıpkı bir kedi gibi diye geçirdi içinden Dazai. Daha sonra ayrıldı ondan. Atsushi'yide aldı ve tek kelime etmeden gitti.

Ee 1000 Kelime sözünü veren kişi öldü ben başkasıyım.

Şu sahnede Dazai'ye nasıl küfrettiğimi bir ben bilirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu sahnede Dazai'ye nasıl küfrettiğimi bir ben bilirim. Benim canım yanmıştı ya.

тяʋɛ ℓσѵɛHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin