"Uf, bu ödevi aldığıma inanamıyorum!" diye homurdandı Mary MacDonalds sinirle. "İhtiyar Slug tutturdu. Ne yapayım ben Amortentia'nın karakteristik özelliklerini."
Lily Evans arkadaşı yanında kendi kendine çekişirken keyifle kıkırdadı.
"Eğer derste Geveleme Gazozu'yla Amortentia'yı karıştırmasaydın, eminim ki bunlarla uğraşmazdın Mary." dedi ve elindeki balbağı suyundan bir yudum aldı.
"Nasıl bütün bunları ezberleyebilirim ki, Lily? Yok kıvamı, yok rengi, yok kokusu, yok şunu, yok bunu..."
O sırada Quidditch antrenmanı yeni bitmiş olan Marlene McKinnon yanlarına geldi. Başı dönüyormuş gibi yürüyor, kolları spagetti gibi yanlarından sarkıyordu.
"3 saat sen Bludger iteklemedin Mary. Hayıflanmayı bırak." dedi yanlarındaki koltuğa gömülürken. Gözlerini kapatmış, derin derin nefes alıp veriyordu.
"Slughorn, yani n'olmuş bir iki iksirin özelliklerini karıştırdıysam? " dedi somurtkan bir suratla. Fakat Marlene onu dinliyora pek benzemiyordu. Lily'nin sehpaya koyduğu balkabağı suyunu eline almış ve tek bir yudumda bitirmişti. "Ah, pardon Lils. Çok susamıştım."
"Sorun değil, Marlene." dedi gülerek Lily. Kızın canı çıkmış gibiydi. "Bir iksiri en iyi nasıl öğrenirsin biliyor musun, Mary? Onu yaparak."
Mary ona göz devirdi. " Evet, eğer sensek. Slug'ın gözdesi."
"Merak etme, Mary. 12 Olağanüstü S.B.D.'si olan arkadaşın yanında. Şimdi o iksiri yap ve İhtiyar Slug'la hepimizi şoke et. " dedi yatakhaneden yeni inmiş olan Dorcas. Lily kahkaha atarken destek verircesine iki kez omzuna vurdu arkadaşının destek vermek için. Ve Lily'nin yanına oturdu.
Derin bir of çekti Mary. "Desenize, el mahkum."
O sırada Marlene'den bir horultu geldi.
*
"Lily, Lily! Nasıl gidiyor dersin?" dedi Mary heyecanla. Kaç gündür şu iksir şeyiyle uğraşıyordu. Ortak salonda cam kenarına küçük boy kazanıyla tünemişti. Zaten bir onlar bir de nerede olduklarını bilmedikleri James ile Sirius'u bekleyen Remus ile Peter kalmıştı.
Koyu kızıl saçlı cadı ona yaklaşırken dudaklarını ısırıyordu. Lily iksire baktı, bir kaşıkla kıvamına baktı, abartıyla kokladı- "E hadi be. Olmuş mu olmamış mı?"
Lily gülerek Mary'e baktı. "Yani, kıvamı olmuş gibi ama kokusu gelmiyor. Tabi rengi de-"
Mary bir of çekerek yere çöktü. "Ben bu işi bırakıyorum!" dedi ve kahkaha atmaya başlayan Lily'e baktı. İki gözü kocaman olmuş, şaşkın şaşkın ona bakıyordu. Bu haliyle tam bir ev cinini anımsatıyordu.
"Hayır, Mary, doğru yaptın! Sadece şaka yapıyordum!" dedi gülerek. İkisi de onlara kulak kabartan Peter ile kitap okur gibi durup Peter'ı dikizleyen Remus'u fark etmemişlerdi.
"Uf, Lily. İlla bir kalp krizi geçirteceksin değil mi yani?" diye söylene söylene kalktı Mary. Üstüne birkaç kez vurup tozları silkeledi. "O halde bugünlük bu kadar yeter diye-" derken ona çarpan Peter ile yerle kavuştu. "Ah, Peter! Dikkat etsene."
Lily olana bir anlam veremeyip Mary'e elini uzatıp kaldırdı. Tam Peter'a uzatırken onun çoktan ayağa kalkmış, üzerini silkeliyor olduğunu fark etti. Ellerini saçma bir şekilde havada sallarken birkaç saniye anlamsızca ona baktı.
Arkadan bir pat sesi geldi ve iki kız da hızla o tarafa döndü. James ile Sirius birbirlerine karışmış halde yerde duruyorlardı. Mary onlara boş boş bakarken sırıttılar. Ama Lily şüpheyle bir onlara bir Peter'a bakıyordu.