/ Sezen Aksu - Küçüğüm / ♪
"Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az,Yolun başındaymışım meğer,
Elimde yalandan kocaman rengarenk
Geçici oyuncak zaferler."②
Oyunun tadını çıkarmak mı?
Oyunun tadını kaçırmıştım.
Öğretmenim benden kökleri kuvvetli büyük bir çınar olmamı beklemişti belki.
Ben ise minik bir yabani ot gibiydim, diğer bitkilere zarar vermemek adına koparıp atılan o küçük şey.
Lakin aramızda bir fark vardı. Yabani otlar diğer çiçeklere zarar verendi. Ben ise zarar görendim. Önce oyundan atmaya çalıştım zarar nedenlerimi fakat onlar oyunumun kurallarını üzerime yıktılar. Belki en çok o dokundu kalbime. Kim bilir. Ardından duygularımı içime sakladım. İyice dibe gömdüm. Sonra sıra ruhum ve çocukluğuma geldi. Onlara zarar gelmesin diye nöbetçi oldum başlarına.
Küçükken o kadar öğrenci arasında hayat hakkında fikir verilmesi gereken kişi neden bendim, bilmiyorum.
O konuşma, yıllar içinde kafamda şekillenmiş ve zamanla oturmuştu. Ancak bir sorun vardı. Güçlü durmak adına bana öğretilen oyun, gerçeklerin ön planda olduğu bir ebelemeçti belki. Ama ben bu oyunu bir tiyatro oyununa çevirmiştim. Yaşananlar gerçek değildi. Çevremdekiler doğal değildi. Büyük bir oyun vardı ve herkes oynuyordu.
Ben ise uyum sağlıyordum.
Maskelerim vardı.
Senarist, güçlü ol dediği an güçlüydüm.
Senarist, bendim.
Ben bitti dersem eğer biterdi.
Seyirciler ayağa kalkar, alkışlardı.
Saygı duyarlardı çünkü onlara görmek istediklerini göstermemiş olurdum.
Aslında iki taraf da iyi biliyordu ki o sahnenin tek oyuncusu ben değildim.
İnsanlar sahte ve hayal kırıklığı ile doluydu. Benim yalancı seyircilerimdi onlar.
Oyunlar oynanır, savaşlar yapılır; gülümsenir, perde kapanır.
Ve seyirciler evlere dağılır, ben ise sahnede kalan ve ruhu ile büyük bir kargaşanın içine giren kişi olurdum.
Çocukluğum sözü alırdı önce " Eğer senin yanında olamayacaksak niye tutuyorsun bizi içinde?" derdi bana.
Ruhum, alayla gülerdi ona " Korkağın teki çünkü tüketiyor günbegün kendini ." Sonra ciddileşirdi. " Yapma. " derdi ve bir süre gözümün içine bakar ardından sahneyi terk ederdi.
Sonra çocukluğum takip ederdi onu. Yalnız başıma kalırdım öylece.
Yavaşça yere çökerdim. Kafamı arkaya atardım sonra.
Kendimi dinlemeye çalışırdım. İçim artık ninniler söylemiyordu. Beni avutmuyordu. Bu gerçek olması gerekenden daha çok acıtıyordu. O artık sadece insanlar ne istiyorsa onu yapıyordu. Kaybediyordum. Kazanmak adına yaptığım hamlelerim tek tek benliğimi kazmış ve büyük bir çukur açıp yok olmuştu. O lanet boşluk dolmuyordu.
Kalkmak da gelmiyordu içimden. O karanlık sahne, benim için bir mahkeme gibiydi.
Hayat dayanamadı beni öyle görmeye, yavaşça perdeyi çekti.
Görmeyince olmadı bildi.
Hayat devam etti.
___
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Büyük Hata'm
Cerita PendekDoğdum, büyüdüm, değiştim. Doğmak, büyümek ve olduğum gibi kalmak istedim. Denedim. 12/05/20