Gözüme bir ışık çarparken uyandım. Çadırda kimse yoktu. Kalktığımda herkesin oturup beni beklediğini gördüm.
"Darcy herkese anlattı. O yüzden seni uyandırmadık. Bugün oraya varacağız."Biraz yemek yedikten ve şu içtikten sonra yine yola çıktık. Ben ve Jack önde, Darcy ve Anabelle ortada, Allison ve James arkada yürüyorduk. Thomas bugün erkenden kalkmış olduğu için yanımda sürünerek gidiyordu.
Yürürken canım sıkılmaması için doğayı dinlemeye karar verdim. En uzaktaki kuşların bile cıvıltıları duyuluyordu. Esen rüzgar karşısında ağaçların yaprakları sallanıyordu.
Kimsenin sesi çıkmıyordu. Korkumuzu içimize saklıyorduk. Hepimiz Nemesis,Sally ve Limos'a karşı nefret duyuyorduk. Ama Sally konusunda Darcy'den hiç emin değilim. Onu korur. Ne de olsa kardeşi. Tam o sırada arkalardan bir dalın çatırdama sesi duyuldu. Karşımıza hiç beklemediğimiz biri çıktı. Sally öfkeyle karşımızda bulunuyordu.
"Oraya asla ulaşamayacaksınız. Ulaşsanız bile tüm dünya kurak kalacak."
Bana saldırmaya kalkınca bağırdım.
"Hep birlikte."
Kendimi savunurken arada arkaya bakmaya çalışıyordum. Geliyorlardı. Ama sanki bir şey onları yavaşlatıyordu. Arkama bakarken arkamdan bir saldırı gerçekleşti. Savunamadım. Ama iki kılıcın birleştiğini duydum. Birkaç dakika durduktan sonra o tarafa baktım. Darcy'nin kılıcı elinde, yerde yatan Sally'ye bakıyordu.
"Sen ne yaptın? Kardeşini nasıl öldürdün?"
"Kardeşim olsa da üvey kardeşim sayılır. Çünkü onu asla sevmedim. Geldiğin gün seni korudum. Çünkü o, tüm meleklerden farklı. Melez Kampında neredeyse hiçbir zaman alay edilmedi o gelene kadar. Ama geldiğinden beri yeni gelen herkes alay konusu oluyordu."
Bu konuya nerden geçtiğini bilmiyorum.
"Ama yine de sen benim arkadaşım değilsin Rose. Sadece bunun için korudum seni."
Sonra koşarak başka bir tarafa gitti. Biz dümdüz ilerlemeye devam ettik. Ama içimden onu bulup getirmek geliyordu.
"Olmaz Rose. Ekibimizde Darcy, kesinlikle en arka planda."
Anabelle'yi çok seviyorum. Bakışlarımdan hemen anlıyor ne olduğunu.
"Tamam. Bunu kabul ediyorum. Belki tekrar gelir yanımıza."
Ama belkiydi işte. Gelmeme ihtimali de vardı. Hatta belkide Melez Kampı'na geri dönmüş olabilirdi. Ama yinede nefret doluydum ona.
"Gelmesede olur. Hatta Melez Kampı'na da gelmesin."dedim öfkeyle. Yolumuza devam ettik. Bir yandan Anabelle konuşuyordu. Bizde onu dinliyorduk.
"Bence kesinlikle Sally'nin ortaya çıkma sebebi yaklaşmış olmamız. Ondan dolayı acele etmeliyiz. Bizi nasıl bir tehlike beklediğini... Biliyoruz."
Önümüzde bir sürü sarmaşık vardı. Onları yok etmeden içeri girmemiz imkansızdı. Yalnızca bir yolu vardı.
"Olmaz Rose. Uçmak mide bulandırıcıdır. Diğerleri de öyle düşünüyor bence."
Allison güldü.
"Korktuğunu mu söylüyorsun Anabelle?"
Ben karşılık verdim.
"Yükseklikten korkmuyor. Ama uçak çok yüksekten uçuyor. Bende sevmiyorum. Aynı zamanda bu sarmaşıkların üstünden bir uçak uçabilir."
Kabullenmek zorunda kaldılar. Ama çok zor bir durumdu. Herkes düşünüyordu. Kimsenin bir fikri yoktu.
"Güç harcamak gerek. Hem de çok büyük bir güç."
Sonra ellerimi hareket ettirdim. Sarmaşıklara odaklanmaya çalıştım. Sarmaşıkları birbirinden ayırıp atmaya çalışıyordum. Gittikçe daha çok yoruluyordum.
"İyi misin Rose?"
"İyiyim. Sadece biraz yorgunum."
Birden tüm sarmaşıklar ortadan kayboldu. Ama onu tutan iki ağaç onların üzerine doğru düşmeye başladı.
"İleriye koşun."
"Ne yapacaksın Jack? Ağaçları düşürmemek için uğraşmayacaksın ya."
"Her zaman doğru tahminler yaptın. Seni bu yüzden seviyorum."
"Jack!"
Anabelle ve James onu tuttular.
"Koş Demeter'in kızı. Koş! Biz sana yetiştiriz."
Koşmaya başladım. Koştum,koştum. Nehir kenarına vardım. İki dev gibi Tanrıça önümdeydi artık.
"Rose Anderson, demek sonunda arkadaşlarınla buraya vardın. Son saatinde."
'Son saat' kulaklarımda çınlıyordu. Arkamdaki arkadaşlarıma bakıyordum. Üçününde kılıçları elindeydi. Ama bir sorun vardı. Jack yoktu. Ölmüş olamazdı. O çok güçlü biriydi.
"O öldü Rose."
![](https://img.wattpad.com/cover/218331385-288-k136272.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMETER'İN KIZI 1-Limos
FantasyO günlerde dünyada var olan tek Demeter kızı ve melezi sanılıyordu. O kehanette bahsedilen kişiydi onlara göre. Daha 13 yaşında. O Rose Anderson. Adını gül adlı bir çiçekten alan her gülümseyişinde adının hakkını veren kız. O büyük gerçeklerle ve zo...