Bölüm 2: Tanışma

68 8 10
                                    

Kahvaltı masasında oturmuş Oreon'la konuşuyorduk. Verdiğim karardan pişman olmak istemiyordum ama hala emin değildim.

  "Peki nasıl karşılarına çıkacağız?" Oreon'un sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

  "Madem bizi bulmuşlar bırak alsınlar." dedim. Oreon kaşlarını çatmış bana bakıyordu. 

   "Nasıl yani gafil mi avlanacağız?" aynı zamanda gözleri korkuyla açılmıştı.

  Dudaklarımdan alaycı bir gülüş çıktı. "Neden bu kadar endişelisin? Bırak bulsunlar amacımız bu değil mi?"

  Oreon kaşlarını çatıp önüne döndü. Ben ise derin bir nefes alıp tekrar düşündüm.

"Evimizden çıkmalıyız. Meydana gidelim. Kesin bizi bulurlar. Kral, varis ve soylularla görüştürürler. Devamı ne olur bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz."

Oreon kesinlikle benim yanımda olmak için verdiği karardan pişmandı. Ama yapabileceği hiç bir şey yoktu. Aynı benim de olmadığı gibi.

'Tamam dediğin gibi olsun. Hadi hazırlanalım." dedi.

Baş hareketimle onayladım ve masadakileri kaldırmaya başladım. Oreon ise eşyalarımızı topluyordu.

"Yanımıza kıyafet veya başka bir şey alacak mıyız?" diye bağırdı içeriden.

"Kıyafet almıyoruz acil bir durumda valiz bize yük olur. Sırt çantası al. Ok,yay, hançer gibi silahları da unutma. İşimize yarayacak büyü ve tarih kitapları ayrıca biraz yiyecek alacağız. Yer kalırsa bir iki parça kıyafet alabiliriz."

  "Her şeyi düşünmüşsün kardeşim."

"Birimizin aklı bir karış havada olunca tabi." diyip odaya doğru yürümeye başladım. "Hazır mısın?"

  "Sayılır birazdan çıkarız ama evi gizlemeyi unutmayalım."

  Hazırlandığımızda pelerinlerimizi giyip evi gizleyerek çıktık. Bunun için ufak bir büyü yapmamız gerekiyordu tabi.

Hızla meydana ulaştık. Nadiren gelip kısa süreli alışverişlerle gidiyorduk fakat bu sefer gizlenmeden yavaş yavaş alışveriş yapıyorduk.

  Saatler sonra Oreon bir anda kolumdan tuttu. "Hissediyor musun?" diye sordu.

  "Neyi?" dememe kalmadı Oreon iki büklüm şekilde yere çöktü. "Oreon iyi misin?" diyip ben de hızla yanına çöktüm.

  "İyiyim. Sadece bir anlık bir histi." derken kalkmaya çalışıyordu.

  "Tamam yavaş ol." dedim. Bir yandan da kalkmasına yardım ediyordum.

  Kaşlarım çatık şekilde etrafı incelemeye başladım. Anlık bir his değildi biliyordum. O sırada 8 tane muhafız bize doğru gelmeye başladı.

  İçlerinden birisi önünüzde durdu ve konuşmaya başladı.

"Kralın emri ile buradayım ve sizi ona götürmekle sorumluyum. Zorluk çıkarmadan bizimle gelin ve canınız yanmasın." dedikten sonra eliyle ileride duran at arabasını gösterdi.

  Muhafaza bir bakış attıktan sonra Oreon'a döndüm. Baş hareketiyle beni onayladı.

   Muhafızların arasından arabaya doğru ilerledik. Hiç biri bizimle göz teması kurmuyordu ve uzak duruyor gibilerdi.

  Bizden bu kadar mı korkuyorlardı?

   Arabayla ilerlerken kimse konuşmuyordu. Biz de sessiz bir şekilde etrafı inceliyorduk.

   Görkemli bir sarayın önünde durduğumuzu fark edene kadar bu sessizlik sürdü.

  "Bu taraftan." diyen muhafız bize yol gösetriyordu. Sanki o göstermese kapıyı bulamayacaktık.

   Merdiven basamaklarını çıkarken şaşkınlığımı belli etmemeye çalışıyordum. Çünkü bu hayatımda gördüğüm en mükemmel manzara olabilirdi.

   Etrafını ağaçlar sarmasına rağmen oldukça büyük saray ve bahçesi beni mest etmişti.

   İçeri girip taht odasına ilerledik. En azından muhafız öyle demişti. Odanın önüne geldiğimizde elimle çubuk şeklindeki kulpa dokundum.

  İçim garip bir hisle doldu. Elektrik çarpmış gibi geri çekildim. Kimse buna aldırış etmedi. Oreon ise tuhaf tuhaf bakmakla yetindi.

   Muhafız kapıyı açtı ve içeri girdik. Karşımızda merdinvenlerin sonunda devasa şekilli 5 taht vardı. Hepsi siyah renkteydi ve ortalarındaki diğerlerine göre daha büyüktü. Hepsinin tepesinde siyah bir taş vardı.

   Duvarlar kristallerden oluşuyor gibi duruyordu. Yer ise bembeyazdı. Etrafı incelemeyi kesip önümüzde duran 3 kişiye odaklandım. Kalbimin teklemesine önem vermeden başım dik bir şekilde karşımdaki adama baktım.

 
    Kim bilecek içindeki sırları onların.
    Hepsi birbirinden kilitli kutuların.
    Haberleri yok zaman başladı.
    İlk karşılaşma çoktan yaşandı.

 

GÖKYÜZÜ BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin