Dizi 1 sezon daha çektikten sonra final yaptı. Yas uzun sürdüğü için karakterler büyümüştü ve daha da zorlamak istemediler.
Gaten, Millie, Noah, Caleb ve Finn buluşmaya devam etti. Hayatlarına devam ettiler olması gerektiği gibi. Kendilerini suçlayan taraflarının seslerini bastıramadılar. Rüyalarında defalarca anlattım suçları olmadığını. Yine de ölüler konuşamaz.
Finn birkaç yılın sonunda tekrar aşık oldu. Onu daima sevecek bir insan çıktı karşısına.
Hepsi dünyaca tanındılar, sevildiler.
Asla unutmadıklarını bir çok yerde dile getirdiler. Her yıl mezarımı ziyaret edip kırmızı güllerle süslediler.
Hiç birinin ölümümde bir payı yoktu aslında. Bir çok insanın düşündüğü gibi intihar etmemiştim. Uyandığımda odamı alevler sarmıştı. Kurtulamadım.
Uyanık kalabildiğim birkaç dakika içerisinde tüm hayatım dendiği gibi gözlerimin önünden geçti. Sevildiğimi iliklerime kadar hissettim. Birkaç saat önceki kavgayı hatırlamıyordum bile.Dumandan boğulduğumu ve alevlerin beni yuttuğunu biliyorum. Hiç bir şey söylenmedi bana. Bir odaya sokuldum ve tüm sevdiklerimi oradan izledim.
Finn hiç bir zaman benim prensim olmadı. Ona yakışan prenslik değildi zaten. Takmayı çok sevdiği bereleri, çalmaktan vazgeçemediği gitarları ve kaykayıyla hatırlıyorum onu.
Vıcık vıcık olmayan asla doğru düzgün yaşayamadığımız bir ilişkimiz oldu. Onunla geçirdiğim günler beni hala mutlu ediyor.
Noah'la yaptığımız saçmalıklar peşimi bırakmıyor, sürekli görmeye devam ediyorum. Millie'nin ketçap ve hardal benzetmesini de asla unutmadım. Gaten ile yerdeki tepinmelerimizi de Caleb ile olan mükemmel anılarımı da aklımda tutuyorum.
Setteki herkesi hatırlıyorum. Onlara ne kadar çok değer verdiğimi de hissediyorum. Dacre anılarımda sadece abimmiş gibi kaldı. Ailem benim dünyada en çok değer verdiğim insanlar, onlar bu tarafta da en çok değer verdiğim kişiler.
Finn, Finn çok farklı. Yaşadığımız çoğu şeyi kimse bilmedi. İkimiz arasında mezara kadar gidecek bir çok anı var. Yaşadıklarımızı görmeden birbirimize ne kadar değer verdiğimiz asla anlaşılmayacak.
Hoş bende çok fazla şeyi hatırlamıyorum. Ruhum bir odada kaybolmak üzere. Tüm anılar da gidiyor. Neye benzediğimi bile hatırlayamıyorum.
Ölümden korkmadığımı söylerdim. Sanırım yalan söylemiştim.
Asla bitmemiş olan hikayemin insanların kalbinde devam etmesi bana verilen en güzel hediye.
Kocaman ailemi çok seviyorum, en çokta seni Finn.
Çok anlık yazdığım, kendi karmaşık duygularımı yansıtmaya çalıştığım bir şey oldu bu. Yani yazım hataları, mantıksızlık falan aramayın çünkü bol olma ihtimali var.
Birkaç haftanın sonunda yanından kaldırabilirim ama aklımda bir Fadie hikayesi var. Onu doğru düzgün yazabilirsem kesinlikle yayınlayacağım.(Kendi hayal dünyamda ürettiğim ölümden sonra teorilerimden biri de bunun gibi bir şey ondan ilham geldi. Yazdığım küçük sonla ilgili hiç bir yerden (ç)alıntı yapmadım.)
Görüşmek üzere! (Yani umarım:))