Uyanıp gözlerimi açtığımda beni ilk karşılayan şey evdeki gürültüler oldu. Yatağımdan doğrulduğumda güneş ışıkları beni istercesine yüzüme vuruyordu. Yatağımdan kalktığımda ne olup bitiğini anlamamıştım,ta ki odamdan çıkıp merdivenlerden inene kadar. Karşımdaydı. O kız... Asıl güneş onun saçlarıydı sanki. Az önce yüzüme vuran o güneş sahteydi sanki... Bir ay kadar güzel olan yüzüyle karşılaşmıştım. Sonra babamın bana söylenişiyle tüm ciddiyetim bozuldu. " Günaydın kızım. Misafirlerimize merhaba demicek misin?!" "Merhaba." "Mina Alya'ya merhaba desene." Demek ismi Mina'ydı. "Merhaba Alya" "Alya kızım odana geçin de tanışın ." "Tamam. Hadi gel Mina." Merdivenlerden çıkarken Mina'nın arkamdan gelen ayak seslerini duyuyordum. Odama girdiğimden beri Mina hiç konuşmamıştı. Ondan ses çıkmayınca ben konuşmaya başladım. Tüm sessizlik bozuldu. " Eee Mina yeni taşındığınız evi beğendin mi?" " Hmm... Iyi gibi." " Umarım daha çok seversin." "Umarım..." Mina'ya bir kaç soru daha sordum. Kısa cevaplar verdi. Daha sonra Mina'nın babasının sesini duyduk. "Kızım aşağı gelin." Mina benden kurtulmak istercesine hızlı adımlarla aşağı indi. Bende peşinden ilerledim. "Mina kızım Alya ile okul alışverişi yapıcaktınız. Ben sizi bırakayım." "Bence gerek yok baba." Mina'nın bu sözünden sonra çok incildim. Sanki benden nefret eder gibi davranıyor. Halbuki ben bugün onla alışverişi yapmayı çok isterdim. Daha sonra hemen söze atıldım. "Bence gidebiliriz. Almam gereken şeyler var." "Benim ihtiyacım yok. Zaten sen gidiceksin diye gelicektim. Ama şu an gelmek istemiyorum. Kusura bakma. Sen yanlız git." "Peki. Sen bilirsin. Bende zaten senin için gidicektim." Mina ve babası gülerek evden ayrıldılar. Ben ise mutsuzca merdivenlerden yukarı çıktım. Sonra bir anda gerçekten almam gereken şeyler olduğunu farketim.
** * * * * * * * * * * * * * * * *
Hemen üstüme siyah kazağımı ve kot pantolumu giyip aşağı kata indim.
"Anne ben çıkıyorum!" "Nereye kızım?" "Almam gereken şeyler var." "Tamam. Geç kalma!" Hemen ayakkabılarımı giyip evden ayrıldım. Dışarıda yağmur yağıyordu ama bu benim umrumda değildi. Hem yağmurun altında ıslanmak güzeldir. Kulağıma kulaklığımı da takıp yağmurun altında ilerdim. Evimize en yakın markete gidicektim. Fakat 5 dakika sonra kendimi marketin önünde buldum. İçeri hiç girmek istemedim. Ama ayaklarım istiyordu. Bir anda kendimi içeri de buldum. Okul ihtiyaçları bölümünü bulduktan sonra o bölüme girmeyi hiç istemedim. Belki Mina ile gelseydim onu birazdan yakından tanıma şansım olacaktı. * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Kafam yere doğru eğik bölüme doğru ilerleken kafamı kaldırdım. Ve o karşımdaydı. Mina karşımdaydı. Benimle gitmek istememişti. Yanında babası vardı. Benden utandığını düşündüm bir an... Hemen yanına gittim.
"Mina" "Alya..." * * * * * * * * * *
Sanki bir şeyden pişman olmuş gibi gözlerimin içine bakıyordu. Sonra dudaklarını yavaşça araladı. "Alya ben özür dilerim." "Neden özür diliyorsun ki?" * * "Aslında... Ben utandığım için seninle buraya gelmek istemedim. Senin yanında dururken çok utandım. Çünkü ilk defa biri bana gerçek arkadaşıymışım gibi davranıyor. Ben... ne yapacağımı biledim. Ç-çünkü ben hep dışlandım. Bu yaşıma kadar hiç arkadaşım olmadı. Ben ne yapacağımı bilemedim." * * Mina bu cümleleri kullandıktan sonra sanki içim parçlanmıştı. Dışlanmak ne demek onu öğrenmiştim sanki. Bir de bunları söylerken gözünden bir damla yaş aktı iyice içim parçlandı. Sonra bir anda ne olduğunu anlamadan aynı anda birbirimize sarıldık. Birbirimize sarılırken kulağına şunları fısıldadım. " Yeni arkadaşına merhaba de." Oda kulağıma fısıldayarak, " Merhaba." dedi. * * Mina'nın babası hemen söze atıldı.
"Bende burdayım kızlar." Mina gülümseyerek babasına sarıldı. "Mina alışverişe devam etsek iyi olucak yarın okula eli boş gitmek istemeyiz." * * Ve Mina'nın ilk defa küçük bir kahkaha atığını gördüm. "Hadi başlayalım Alya yada arkadaşım."Mina - 15 yaşında - 10. Sınıf öğrencisi Kişiliği: Saf,masum,ciddi,iyi kalpli
Alya - 16 yaşında - 10. Sınıf öğrencisi Kişiliği: Ciddi,kararlı,umursamayan(yeri geldiğinde), arkadaş canlısı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanser
RandomBaşara bilir miydik? Kazana bilir miydik bu savaşı? Başarmalıydık yapmalıydık. Bu bizim hikayemizdi. Bu iki arkadaşın hikayesiydi. Kanser sadece o olmamıştı. İkimizde kanserdik bu saaten sonra... Bu kitap her şey bitti derken yeniden doğanlara... Pe...