11. Bölüm: Kızınız Kanser...

20 4 8
                                    

(Rüzgâr'ın Anlatımıyla)

Eve gitmiş öylece müzik dinliyordum. Aslında ne yalan söyleyim olabilecek ihtimallere kendimi hazırlıyordum. Alya ve Ece benim kardeşim gibidir. Onları her zaman korumaya çalıştım. Ve bunu başardım. Şimdi Mina geldi. Bilmiyorum ama kendimi suçlu hissediyorum.

Sanki Mina'ya olanlar benim suçum gibi hissediyorum. Eğer Mina'ya bir şey olursa kendimi affedemeyeceğimi düşünüyorum. Benim hatam sanki Mina'ya olanlar.

Aklımdan bir sürü ihtimal geçiyor. Alya'nın dedikleri geliyor aklıma.

Başı ağrıyor, bayılıyor, saçları azalıyor. Düşünüyorum ne olabilir diye. Bir dakika bir dakika yoksa Mina...

(Ece'nin Anlatımıyla)

Ben gerçekten arkadaşlığa değer veren bir insanım. Mina'ya bir şey olursa o ağırlığı kaldıramayabilirim. Ama dayanmam lazım. Her zaman sulu göz oldum. Bu yüzden kendimi hazır tutmam lazım. Mina'ya bir şey olursa güçlü durmam lazım.

Alya'nın bahsettiği ihtimaller aklımı yerinden oynatıyor.

Başı ağrıyor, bayılıyor, saçları azalıyor. Ne olabilir ne? Bir dakika saçları mı azalıyor? Yoksa... Olabilir mi?

(Mina'nın Anlatımıyla)

Ne olmuştu bana hiç bilmiyordum. Başımın içinde deprem oluyordu. Ne kadar belli etmesemde içimden korkuyordum. Sanki adım atsam kendimi yerde bulacak gibiyim.

Aslında ihtimaller var aklımda ama olabilir mi diyorum kendime. Bende korkuyorum en az onlar kadar.

Yarın her şeyi öğreneceğim. Her şeyi.

(Alya'nın Anlatımıyla)

Tekrardan merhaba. Yine uyanmış ve hazırlanmıştım. Öylece Mina'yı düşünüyordum. Onu çağıracaktım şimdi. Okula gelecek mi onu da bilmiyordum. Bence gelmemeliydi iyi değildi. Hızlıca kapıya tıkaldım. Kapıyı Mina açtı fakat çok yorgun görünüyordu. Hemde çok yorgun.

"Mina okula gelicek misin?"
"H-hayır gelemiycem."
"Peki görüşürüz."

Evden uzaklaştığım sırada son kez göz ucuyla Mina'ya baktım. Gözleri kapandı tam düşecekti ki gözlerini açıp doğruldu.

Çantamı yere atıp yanına koştum.
"Mina iyi misin!"
"İ-iyiyim."
"Gel içeri baban nerde?"
"İçerde."

Hızlıca Mina'yı içeri soktum. Babasına seslendim.

"Murat Amca!"

Babası soluk soluğa içeri geldi.

"Mina kızım ne oldu?"
Hızlıca Mina'yı kucakladı. Odasına götürdü. Yavaşça yatağa yatırdı.

Babası ve ben dışarı çıktık.

"Alya ne oldu?"

"Bilmiyorum. Okula gelip gelmeyeceğini sordum. Sonra gidiyordum. Son kez bir baktım. Gözlerini kapattı yere düşecekti sonra hemen geri ayaklandı."

Mina'nın babası sinirle duvara vurdu.

Derin bir nefes aldım ve konuştum.
"Bence randevuyu felan boşverin. Direk şimdi gidin hastaneye. Ben okuldan sonra gelirim hastaneye. Mina'ya bir şey olmamalı."

"Haklısın. Biraz dinlensin götüreceğim."
Gülümseyerek evden ayrıldım.

Dışarı çıktım. Rüzgâr ve Ece oradaydı. Rüzgâr yerden çantamı eline almıştı. Bir küfür savurdu. Hemen konuştum.

"Rüzgâr!"
Rüzgâr hızla yanıma geldi. Ece de oturduğu yerden ayaklandı. Rüzgâr sakin kalmaya çalışarak konuştu.

"Nerdesin sen? 20 dakikadır seni bekliyoruz. Dayanamayıp geldik buraya."

KanserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin