4. Bölüm:Annesini...

20 4 3
                                    

Hemen bahçeden ayrılıp okulun içine girdim. Okulun koridorlarında yoktu. Hemen sınıfa gittim. Orada da yoktu. En üst kata çıktığımda herkes kızlar tuvaletinin önünde toplanmıştı. Hemen oraya doğru ilerledim. Kapının önünde matematik hocamız vardı ve kimseyi içeri almıyordu.

"Hocam ne oldu?"
"Alyacım sonunda geldin. Mina içeri de ağlıyor. Sen bir baksan arkadaşısın sonuçta."

Süper Mina'yı ağlatmıştım. Neden annesinden bahsettiğimde bu kadar üzülmüştü. Neden sordum ki? Uff kendimden nefret ediyorum.

"Tamam ben bir bakim."
Ebru hoca yavaşça kapıyı açtı. Hemen içeri girdim. Mina arkasını dönmüş "Benim annem yok" diye sayıklıyodu. Yavaşça Mina'ya doğru ilerledim. Omzuna dokundum. Dokunduğum an yerinde sıçradı.

"Mina... Ben özür dilerim. Yani neden bu kadar üzüldün bilmiyorum ama üzüleceğini bilsem annenden yani o kadından bahsetmezdim."

Mina öylece gözlerimin içine baktı. Öyle boş bakıyordu ki sanki hayata üzülebileceği en kötü şeyi söylemişim gibi.

"A-alya senin bir suçun yok. Bilemezdin benim bu kadar üzüleceğimi benim ben o kadına anne diyemiyorum çünkü... H-her neyse sen beni boş ver."

Sonra birbirimize sıkıca sarıldık.
"Mina bana hayatını anlatmanı istiyorum. Seni tanımak istiyorum. Hem seni artık tanırsam seni üzecek bir şey de demem. Seni üzmek istemiyorum."

Mina hafifçe başını evet anlamında salladı.
"Hadi gel elini yüzünü yıkayalım."
"Tamam."

Mina ellini yüzünü yıkadı ve tuvaletten dışarı çıktık. Matematik hocası hemen soru sormaya başladı.

"Mina tatlım iyi misin? Neden ağladın? Seni çok merak ettik."
Mina'nın konuşamıcağını bildiğim için hemen söze atıldım.

"Hocam Mina konuşacak hâlde değil. Biz kendi aramızda halletik durumu. Sınıfa gidiyoruz şimdi."

"Peki Alyacım sorun halledildiyse sıkıntı yok. Hadi gidin siz."

Mina ile birlikte aşağı kata indik. Sude hanım da sırasında otumuş Mina'ya gülüyordu. Sinirlenip hemen konuşmaya başladım.

"Sen Mina'ya güleceğine kendi durumuna gül ezilecek haldesin."

Sude büyük bir kahkaha attı. Konuşmaya başladı.
"Sen hiç aynaya bakmıyorsun demi Alya."

"Aynaya bakmama gerek yok. Aynaya baksam ben hariç kendisini bir şey sananlarla karşılaşıyorum. Ama o kendini bir şey sananlar varya aslında bir hiçler."

Mina yanlışıkla küçük bir kahkaha attı ve hemen sustu. Tüm sınıf Sude'ye söylenmeye başladı.

"Sude şu kız sana laf sokuyor ya ben sana ne diyeyim artık." Ve kahkahlar...

Mina ile birlikte oturduğumuz sırada zil çaldı ve anons yapıldı.

"Tüm öğrencilerimizin dikkatine herkes bahçeye sıra olsun."

Mina ile birlikte merdivenlerden indik ve bahçeye yan yana sıra olduk. 2-3 dakika sonra Müdür mikrofonun önüne geçti.

"Çocuklar bugün eğitim-öğretim yılımızın tatilden sonra ilk günü. Bugün geldiniz fakat bazı öğretmenlerimiz gelemedi. Hem okulun ilk günü olduğu için sizi fazla zorlamak istemiyoruz. O yüzden bugün de tatilsiniz. Ama yarın hepinizi okula bekliyorum."

Herkes bağıra bağıra sınıfa çantalarını almaya gitti. Bizde Mina'yla çantalarımızı aldık evin yollunu tuttuk.

"Mina bugün gerçekten senden çok özür dilerim. Öyle demek istememiştim."
"Sorun yok Alya bu konuda biraz hassasımda."

"Bir gün bana hayatını anlatmanı istiyorum. Bir daha seni üzmek istemem."

"Bir gün anlatırım. Belki bugün belki de yarın."
Mina'nın bu cümlesinden sonra gözünden bir yaş aktığını gördüm.

"Mina..." Hemen sözümü kesti.
"Sorun yok dedim!"
"Peki."

Bizim evin önüne geldiğimizde Mina' dan telefon numarasını istedim ve kaydettim.

"Görüşürüz Mina."
"Görüşürüz."

Kapıya tıkladım. Açan annem oldu.
"Hoşgeldin kızım."
"Hoşbulduk anne."
"Hayırdır erken gelmişsin."
"Okulun ilk günü çoğu öğretmen gelmemiş tatil yaptılar."

Suratsız bir şekilde ayakkabımı çıkarıp içeri girdim.

"Yemek yaptım yiyecek misin?"
"Yerim"

Merdivenlerden yukarı çıktım. Dolabımı açtım eşofmanımı ve kazağımı üzerime geçirdim. Yine Mina'yı düşünüyordum. Neden bu kadar üzülmüştü çok merak ediyordum.

"Kızım hadi gel."
"Geliyorum."
Merdivenlerden aşağı indim. Mutfağa girdim.

"Mercimek çorbası yaptım en sevdiğin çorba."
"Anne sana kalırsa sevmediğim çorba yok."
"Ha ha ha çok komik."

Gülerek çorbamı içmeye başladım. 4 dakika sonra çorbamı bitirip merdivenlerden yukarı çıktım. Yatağıma uzandım müzik dinlemeye başladım. Mina ile ilgili aklımda bir sürü soru vardı. Bir an onla yürüyüş yapmayı düşündüm ve hemen anneme haber verdim.

"Tamam kızım geç kalma."
"Tamamdır."

Heyecanla evden çıktım Mina'nın evinin önüne geldiğimde derin bir iç çektim. Hemen kapıya tıkladım. Mina yerine kapıyı babası açtı.

"Aaa merhaba Mina evde mi acaba?"
"Yok tatlım Mina evde değil."
"Nerde peki."
"Annesine gitti."

Ne annesine mi gitti? Annesi bu evde değil miydi yani hem annesinden nefret ediyordu Mina ve evet aklım iyice karıştı.

"Hmm. Peki."

Hemen eve doğru ilerledim. Merdivenlerden yukarı çıktım. Yatağıma uzandım. Mina nasıl annesine gitmişti. Ve annesinden nefret ediyordu neden annesine gitti? Anlamıyorum. Kendinden hiç bahsetmiyor. Neden bu kadar üzgün saf ve masum. Mina'yı artık her zamankinden daha çok tanımak istiyorum. Kendisinden sonra da annesini tanımak istiyorum. Onu bu kadar çok üzen Annesini...

 Onu bu kadar çok üzen Annesini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamllar umarım bolümü beğenmissinizdir yavaş yavaş olaylara doğru ilerliyoruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamllar umarım bolümü beğenmissinizdir yavaş yavaş olaylara doğru ilerliyoruz. Kitabımı oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Size bir soru sormak istiyorum. Mina karakterini mi yoksa Alya karakterini mi daha çok sevdiniz yorumlara yazabilirsiniz. Sizleri seviyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın❤❤

KanserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin