14

1.3K 175 320
                                    

- Sizi sikikler mükemmel hyungunuz her boku planladı.

(N)- Seokjin ne yaşıyorsun?

Namjoon'a göz devirip sevincimi yaşamaya ve kendime övgü yağdırmaya devam ettim. Neden mi? Çünkü mükemmelim.

(Y)- Anlatmayı düşünüyor musun?

- Pekala, sözümü keseni gebertirim. Ah az önce Hoseok'la konuştum ve anahtarı bir şrkilde halledecek ayrıca 2 ve 4 arası onun nöbeti yani rahatça kaçabiliriz. Tek halletmemiz gereken kameralar ve onlar için de bir şey buldum.

(T)- Kameralar için ne yapacağız?

- Biz değil Tae sen yapacaksın.

- Seni dinliyorum hyung.

- Kamera kayıtlarının olduğu odanın,yerini hatırlıyorsundur, oraya girmen yeterli olacak.

- İçerideki görevlileri ne yapacağım hyung.

- Bayılt onları Tae, sonra eline geçen ilk şeyle kamera kayıtlarını parçalamaya başla. Her şeyi boz.

Beni kafasını yavaşça sallayarak onayladı.

- Namjoon müdürü kendine çek, içeri ben giriyorum ve Yoongi, sen kapıda bekle ve beni savun. Gerekirse daha çok sorun çıkar ana yakalanmamı engelle.

(N)- Buradan çıkınca ne yapacağız?

- Evime gideceğiz, kasamın içindeki altınları bir çantaya dolduracağız, adam gibi kıyafetler bulacağız ve Incheon Körfezi'ndeki tekneme binip buradan gideceğiz.

- Evindeki kameralar ne olacak hyung?

- Kameralara ulaşmak için kodu bilmeliler, sorun olmayacaktır.

Yüzüme salakça bir gülümseme yayıldı ve hepsinin yüzlerine baktım teker teker.

-Şimdi dikkat çekmeden hücrelerinize dağılın çocuklar.

----------------------

- Seokjin.

Aptalca fısıltılarla uyandım, güneş daha ilk ışıklarını yeni yeni salıyordu, hücremin kapısında dikilene baktım kısa bir süre.

- Ne var Hoseok?

- Senin için bir anahtar.

Hızla ayaklanıp elime aldım anahtarı. Hoseok'a geniş bir gülümseme sundum karşılığında. Aynı şekilde bana gülümseyip hücremin önünden hızla ayrıldı. Elimdeki anahtarla birlikte rahatsız yatağa uzandım. Onu bir yere koymalıydım ama ne yapacağımı bilmiyordum.

- Nereye sokabilirim seni?

Bir süre boş boş bakındım. Gözüme çarpan İncil'i açtım ve içindeki çakıyı aldım. Çakının bıçağıyla tahta yatağın ayaklarından birini oymaya başladım. Anahtarın sığabileceği ince bir oyuk açıp oraya soktum anahtarı ve arkamda iz bırakmamak için yerdeki talaşları avucuma toplayıp pencereden aşağı bıraktım.

- Sözümü tutacağım Tae, sana çikolatalı dondurma alacağım.

Heyecandan uyuyamazken parmaklıklar ardından gündoğumunu izledim, son kez parmaklıklar ardından baktım güneşe.

Yavaş yavaş tepeye yükselirken kapılar açıldı, ilk kez küfretmedim metalik sese.

- Acele et Yoongi, bulmamız gereken üç kişi var.

Beni onaylayıp aceleyle peşimden geldi, Namjoon her zaman olduğu gibi iki koridorun birleşim noktasında bekliyordu bizi.

- Siz Tae'ye gidin Hoseok'u bulmalıyım.

Interfectorem || NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin