-SEOKJİN!
Derin derin nefeslenmesinin arasından zar zor çıkan kelimeleri sadece beni değil herkesi rahatsız etmişti.
-Sakın Hoseok. Sakın ikinci alarmı unuttum deme.
Bir süre nefes aldı ve toparlanınca devam etti.
-Sence o kadar salak mıyım?
-Evet?
Ne bekliyordu onu övmemi falan mı?
-Beni kırıyorsun gerizekalı.
Namjoon beni bile tedirgin eden bir ses tonuyla konuştu.
-Neden geldin?
Alayla güldü, takmıyor gibiydi alttan alttan tehtit edilmeyi.
-İyi haber vermek için.
-Verdin şimdi siktir git.
Yoongi de Namjoon gibi sevmemişti Hoseok'u.
-Size meraklı değilim. Seokjin'le konuşup gideceğim zaten.
-Dinliyorum.
Az önceki alayın yerini büyül bir heyecan kapladı.
-Bilgisayarından maili bulup yazdım, birkaç dakika sonra cevap geldi, ilk uçakla buraya geliyormuş.
-Yani bu ne kadar sürer?
-Birkaç saat sonra karşında olur.
-Sağ ol Hoseok, sana borçlandım.
Arkama bakıp tekrar bana baktı.
-Arkandakiler beni bakışlarıyla öldürmeden gidiyorum.
Arkasını dönüp hızla ilerledi. Namjoon yine bir şeylerden şikayet ediyordu.
-Niye bu kadar dar giyiniyor ki sanki?
-Neden hiçbiriniz Hoseok'u sevmedi?
-Ben sevdim hyungie, zararsız duruyor.
-Sen de zararsız duruyorsun ama buradasın.
Yoongi kendini savunmak adına devam ediyordu sözlerine, durdurmam gerekiyormuş gibi hissettim nedensizce.
-Yoongi, yeterli.
-Haklısın daha önemli bir konu var. Neden senin evine gidip, senin bilgisayarını kullanıp, senin yakınını buluyor?
-Apar topar getirildim buraya ve hapse girdiğimi bilen fazla kişi yok. Bir şeye ihtiyacım olursa arayabileceğim biri olması için böyle yaptık.
Saniyeler içinde uydurduklarım onu inandırmaya yeterliydi. Kafasınısı salladı ve devam etti bizi takmamaya.
-Hyung siz devam edin o gelmemiş gibi.
Tae masum bir şekilde söylediği masum olmayan sözlerini tamamlayınca Namjoon bana bakmaya başladı. Bir süre yüzüme baktı sadece, sonra incelemeye başladı vücudumu.
-Bence de devam etmeliyiz Seok.
Boğuk ve pürüzlü sesi her zamankinden daha derin gelmişti bana. Ona yaklaşıp minik bir öpücük kondurdum burnuna.
Bir süre donuk donuk baktı ve işaret parmağıyla dudağını gösterdi.
-Buraya da.
Ona uyup minik bir öpücük bıraktım dolgun dudaklarına. Yapmamı beklemiyor olacak ki iri gözlerle baktı bana.
-Az önce öpüştük Namjoon. Bundan mı çekineceğim?
-Çekinmez misin?
Olumsuz anlamda salladım kafamı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Interfectorem || Namjin
Hayran KurguDonuk bakışları önündeki yemekte geziniyordu. Hapishane yemekleri her zaman çok kötüydü. Karısınım yemeklerini özlemişti. Anlamsız düşüncelerinden sıyrılmasını sağlayan sese odaklandı. -Hey sen, senin gibi biri neden bu fare çukurunu boyladı? Yüzünd...