"Geleceğim Jeno, geleceğim..." Genç aşığımızın son sözleriydi bunlar.
Ayakkabıları hâlâ kumun üzerinde duruyordu.
İki tane papatya da aynı şekilde.
Daha sonra aşık, maşuğuna kavuşmak için iskeleye doğru ilerledi.
İskelenin ucuna vardığında suyun derin olduğunu görmek ona hüzünlü bir tebessüm ettirdi.
Jaemin, kendini gökyüzüne yani Jeno'ya adadı ve denizin serin sularına bıraktı.
Sular bu anı bekliyormuş gibi hemen içine aldı Jaemin'i.
Geriye kalan tek şey, siyah bir çift ayakkabının içindeki papatyalar oldu...
Jaemin, gökyüzüne kavuştu.
Jeno ise denizine...
Güçlü kalamıyorum...
---------- [Okumadan geçmeyiniz!
Öncelikle Jaemin, kendine ve Jeno'ya söz verdi. Kokun gittiğinde sana geleceğim diye.
Bildiğiniz gibi her insanın kendine has bir kokusu vardır. Tabii biz kendi kokumuzu alamayız. Ancak her ne kadar parfüm gibi kokular sıkılsa da kendi kokumuzu örtemeyiz. Ve genelde bu kokuyu en yakınımız alır.
Jaemin'in koku diye bahsettiği şey de bu. Jeno'nun kendine has kokusunu, hiç ayrılmadıkları için kendi üstüne sinmiş gibi bahsetti. Ve bu koku parfüm gibi uçucu değildir...
Jeno, Jaemin için gökyüzünü ifade ediyordu. Sonsuz....
Jaemin ise Jeno için denizdi. Derin...
Papatyalarsa saf aşkı ve beraberliği...
Papatyalar genelde belli bir alanda ve beraber bulunurlar. Bu onların yaşama şanslarını arttırır.
Ancak Jaemin, o papatyalardan sadece 2 tane koparttı. Biri kendini biri de Jeno'yu temsil ediyordu.
Birbirlerini koruyacakları anlamına geliyordu.
Ve papatyalar, yapraklarını aşka adar. Güller gibi değildir. Gülleri kurutur süs olarak kullanırız ancak papatyaların yapraklarını aşkı anlamak için kullanırız.
Seviyor, sevmiyor...
Bu ficte iki papatya da seviyordu.
Bu ficte Jeno ve Jaemin seviyordu.
Ve ben, denizle gökyüzünü birbirlerine karıştırdım....
Ve son cümle, bir önceki bölümle ilgili. Güçlüyüm değil mi diye soruyordu kendi kendine...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
