If the end of the world was near (Dünya'nın sonu yakın olsaydı)
Where would you choose to be? (Nerede olmayı seçerdin?)
If there was five more minutes of air (Beş dakikalık hava olsaydı)
Would you panic and hide (Panikler ve saklanır mıydın?)
Or run for your life (Veya hayatın için koşar mıydın?)
Or stand here and spend them with me (Veya burda durup vaktini benimle mi harcardın?)
If we had five more minutes (Eğer beş dakikamız daha olsaydı)
Would I, could I, make you happy? (Seni mutlu eder miydim, edebilir miydim?)
So it finally came to pass (Bu yüzden sonunda geçti)
I saw the end of the world (Dünyanın sonunu gördüm)
I saw the madness unfold like (Deliliğin gözler önüne serildiğini gördüm)
Some primal barrier (Bazı önemli engeller gibi)
And I looked back upon (Ve geriye baktım)
Armageddon (Mahşerde)
And the moment of truth (Ve bu anı gerçek)
Between you and me (Seninle benim aramda)
Jaemin için zor bir gündü. Jeno'nun ailesini araştırmıştı. Öğrendiği şeyler ona fazla geldiği için sevmese de içmeye gitmişti. Gece yarısını geçerken eve gelmişti. Şimdiyse yatağına uzanmış, mavi tavana bakıyordu.
Tavanı Jeno ile beraber boyamışlardı. Kendilerince manzara çizmişlerdi. Jeno'nun yattığı yerde deniz vardı. Lacivert tonlarının ağır bastığı hafif dalgalı bir deniz...
Jaemin'in yattığı kısımda ise gökyüzü vardı. Mavinin açık tonlarını ve beyaz bulutları kapsayan manzara eskiden Jaemin'i mutlu ederken, şimdi gözünden bir damla yaş düşürüyordu.
Jaemin ilk kez derin bir uyku uyumak istedi.
Belki de hiç uyanmamak...
Aklına Bay ve Bayan Lee geldi. Olayları sindirmek zordu.
Bay ve Bayan Lee, oğullarının eşcinsel olduğu öğrenince Jeno'yu psikoloğa göndermişler. Ancak psikolog da bu durumun hastalık değil de yönelim olduğunu aileye izah etmeye çalışsa da Bay ve Bayan Lee durumu kabul etmemişler.
Bunun üzerine Jeno'ya özel rahip tutmuşlar. Rahip Jeno'ya dini bilgiler vermek yerine onunla yakınlaşmaya çalışmış ancak Jeno tepki gösterince rahip suçu Jeno'ya atmış. Jeno her ne kadar kendini savunmaya çalışsa da ailesi ona inanmamıştı.
Jeno ise bu durumdan bıktığı için evden kaçmış ve uyuşturucu kullanmaya başlamıştı. Ancak bir süre sonra işlerin kötüleştiğini anlayan Jeno kendine çeki düzen verebilmek için ablasına başvurmuştu.
Ablası ise Jeno'ya uyuşturucuyu bıraksın diye bir doktor ayarlamış daha sonra onu bir derneğe yazdırmıştı.
Dernektekiler hayatlarıyla ilgili sorunlarını dile getiriyor ve içlerindeki kötü hissi atmak adına terapi görüyorlardı.
Jeno ile Jaemin burada tanışmışlardı. Ancak Jeno terapideki herkese kendini ailesi eşcinselliğe karşı olduğu için dışlanan bir evlat olarak değil de ailesini yangında kaybetmiş biri gibi tanıtmıştı.
İyi ki de öyle yapmış çünkü Jaemin ailesinin ölümünden önce onlara çok bağlıymış. Eğer Jeno kendi ailesinden nefret ettiğini söyleseydi muhtemelen Jaemin ona daha farklı yaklaşacaktı.
Jaemin bunları düşünürken çoktan uykuya dalmıştı. Üstünü örtmeyi unutmuştu. Hoş, o Jeno'suz her zaman üşüyordu.
Umarım Jaemin rüyasında Jeno'suyla kavuşur...
----------------
hi guys,
şimdi size bir şey diyeceğim ancak çok umutlanmayın
Şimdi bu ficimi kısa tutacağım çok uzatmanın alemi yok diye düşünüyorum ancak beğenilirse size Nomin çiftinin nasıl tanıştığını anlatan bir fic yazarım.
O yüzden bu bölümde çok fazla bahsetme gereği duymadım ama beni biliyorsunuz çok dengeli bir insan değilim eheheh
Sizi seviyorum ♡︎
Bu arada şarkıyı mutlaka dinleyin tek kelimeyle harika
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
