Pembe mavi desenli pijamalarımla yatağımda debeleniyordum. Bugünün tatil olduğunu bildiğimden oyalanıyordum. Sonsuza kadar uyuyabilirdim. Bence dünyadaki en harika şey uyku.
Bir de chaeyoung."Minaaaağ" heh bir de dahyun..
Her cumartesi kraliçelere lâyık bir kahvaltı hazırlardı. Bu kahvaltı sadece bana özelmiş öyle söylerdi."Geliiyoorruuğmm"
Saçım başım birbirine girmiş bir şekilde aşağı indim. Elindeki tabakları masaya koyarken yan gözle bana baktı.
"Her zaman olduğu gibi çirkinsin"
"Saol" esneyerek masaya oturdum
"Ve her zaman olduğu gibi çok kibarsın" masaya yardım etmediğim için diyordu bunu. Gülümsedim. Bu benim gıcık teşekkürümdü.
Masaya oturur oturmaz tabağımı alıp ne var ne yoksa doldurmaya başladı."Ooh ye bakalım bunların hepsini"
"Ayı mıyım ben?"
"Eveeet!! Bu minari kahvaltısı biliyorsun ki bende buna ek yaptım yani 2× minari kahvaltısı oldu" gururla söylüyordu. Çok da şirin gözüktüğü için kahkaha attım.
"Şeytanın aklına gelmez"
"Kızım senin bugün vitamin alman, güçlü olman lazım" salatalığı ağzıma atarken duraksadım.
"O niye?"
"Eh yuh ama! Chaeyoung'a gitmeyecek misin?" Kan beynime sıçradığı an tabağımdaki her şeyi ağzıma tıktım.
"Utunuttuğuummt"
"Ne diyosun aptal anlamıyorum" kahretsin.
Son salatalığı da ağzıma atarken merdivene gelmiştim."Geç kalacağım" ben yukarı kıyafetlerimi çıkartmaya koşarken dahyun arkamdan bağırıyordu.
"Mina senin salak olduğunu bildiğim için erken kaldırdım! Bu evde beynini kullanabilen biri var!"
..
..
..POST
...
...
...
Chaeyoung'un devasa evinin salonunda oturuyordum. Çoğu fan gibi bende yurtta kaldığını düşünüyordum. İşte onun hakkında öğrendiğim bir şey daha.
Bir başka şey ise duvarlarında bulunan fotoğraflar.
Tabiki benimle olacak hâli yok. Her yerde namjoonla olan fotoğraflar veya twice üyeleri fotoğrafları vardı. Fazlasıyla momo..
Çok fazla momo.."Al bakalım. Sıkılmadın dimi?"
Elinde kahveleriyle geldi. Başımı salladım. Sen nefes alıyorken üstelik benim yanımda nefes alırken sıkılmak mümkün mü?"Nefes alırken sıkılmak mümkün mü?"
"Ne?" Dedi kahkahalarla gülüp yanıma otururken. Harbiden ne? İyice saçmalıyorsun mina! Devrelerin yandı yine. Kafamın içinde bir sürü dahyun var üstelik kıpırdamıyorlar.
Halay çekiyorlar."Yani.. şey insan nefes alırken sıkılır mı? Hayat, yaşam" sen ben... daha fazla saçmalıyordum. Kahvesinden yudum alıp bana bakıyordu.
"Her zaman böyle şiir gibi miydin mina?"
Sen varya bana aşıksın kızımm diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Aşırı saçmalamıştım buna bile düşmüştü.
"Zil çalıyor" dedim bakışmamızı bölerken. Son anda duymuştum zilin sesini de.
"Ah. Hemen geliyorum" aralıksız bakışmamızdan utanmış gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖑𝖎𝖊𝖓𝖟𝖔 ° 𝐌𝐢𝐜𝐡𝐚𝐞𝐧𝐠
Novela JuvenilAşkım bir tuval ve sen benim en güzel fırçamsın. -Tamamlandı-