🐰🐰

897 82 50
                                    

Etraf incelenmeye devam ederken. Bende Bir şeyler arıyordum. Belki küçükte olsa bir şeyler bulurdum.

Etrafa bakınırken aklıma gelen şeyle adamlardan birine döndüm.

"etrafta ki benzin istasyonlarına gidin ve görüntüler alın. Onun dışında etraftaki dükkanlardan yanıcı ve yakıcı madde alan herkesi de tesbit etmenizi istiyorum."

"efendim JEY çok dikkatlidir. Etraftaki bir yerden alacak kadar aptal olduğunu düşünmüyorum."

"sen bana karşı mı geliyorsun? APTAL DEĞİLİM! Bende biliyorum heralde. Ama sana bul diyorsam bulacaksın."

"peki efendim"

Hızlıca adamın omuzuna çarparak geçtim. Hepsi ayrı bir sinirdi. Onların başıydım ve ne diyorsam onu yapmalılardı.

Bende biliyordum tabiki yakın çevreden almayacağını. Kore in nüfusu 51.000.000 küsürdü. Suçlu kadın değildi. Birde yakın çevreyi çıkarırsak yarısından biraz fazlası gidiyordu.

Şimdi diyeceksiniz ki bu yüksek bir rakam salak mısın ne işine yarayacak. Ama şöyleki katilin tek bir hatası bu rakamı iki veya tek haneli bir sayıya düşürebilir. O yüzden birden farklı şekilde araştırmalıyız. Hem 51 milyon küsürden hemde 0 kişiden başlayarak.

Bir yandan bunları düşünüp bir yandan da binanın etrafına bakınıyordum. Arka tarafa doğru dolaştığımda binanın arkasında bir yazı gördüm.

Hediyen pjm

Birinin ismini kırmızıyla yazmak ölüm anlamına gelirdi. Kırmızıyla yazılmış bu yazıyı gördüğümde yüzümü ekşittim.

Aceleyle yazılmış olduğu 'm harfinin uç kısmından belliydi. Demekki biz geldiğimizde hala buradaydı. Hızlıca ön tarafa geçip. Arkada ki kırmızıyla yazılmış yazının incelenmesini istedim.

Daha sonra belli sokakların belli saatlerinin kamere görüntülerini. Biraz daha bu şekilde araştırıp bir şeyler bulmaya çalıştım. Fakat başka hiç bir şey yoktu. Bulduklarımız ise bilerek bırakılmış şeylerdi zaten.

Yoksa namjoonun hakkını mı yemiştim? Belki ilk başarısız- hayır hayır hayır ben başarısız olmam.

Evime gitmeye karar verdim. Sonuçta 2 gündür işteydim ve benimde uykuya ihtiyacım vardı.

JUNGKOOK

Bacaklarımı masanın üzerine uzatmış hafif hafif sandalyeyi sağa sola döndürerek oturuyordum.

Cidden çok sıkıcıydı. Kim namjoonla oynamak bile apayrı sıkıcı bir işti. Bıraktığım notları bile bulamıyordu bazen.

Böyle dönmektense kameralardan birini seçip izlemeye karar verdim. Bacaklarımı masadan indirip bilgisayara yaklaştım. Kameralara incelerken gözüme bir görüntü takıldı. Adliyede bir şeyler oluyordu. Başkanın odasında kim namjoon ve arkası kameraya dönük sarışın kısa bir oğlan vardı.

Hemen görüntüyü büyütüp sesi açtım. Biraz izledikten sonra oğlanın yüzünü görebilmek için diğer açıdaki kameraya geçtim.

Kısa oğlanın yüzünde şeytani bir gülümseme vardı. Namjoon ise sinirli gözüküyordu.

Bi dakika başkan az önce ne demişti!
Dosyamı namjoondan almış mı? Başkan dosyayı sarışın güzel oğlana vermişti. Dosyamı almak için ne yapmıştı acaba? Akıllı bir oğlana benziyor. Onunla oynamak daha Eğlenceli olacak.

Biraz daha izleyip başkan adını söyleyince adını öğrendiğim oğlanı hemen araştırmaya başladım.

Woow cidden harika olacak gibi. Bir sürü başarısı var ve fazlasıyla dikkatli, titiz ve bu dosyada ilerleme kaydedecek biri gibi gözüküyor.

Aslında dosya tam zamanında el değiştirmişti çünkü bu akşam güzel bir işim vardı. Ona hoşgeldin hediyesi vermeliyim değil mi?

Hemen ceketimi alıp çıktım ve işimi halletmek üzere havuza gittim.

-------

İşimi güzel bir şekilde halletmiştim ve park jiminin evini bulmuş önünde onu bekliyordum.

Kameradan çok net bir şekilde göremediğim için gerçekte görmek istiyorum. Sonuçta artık beraber olacağız.

Biraz daha arabada bekledikten sonra binanın önünde duran. Beklediğim plakalı araç gelince dikkatle izlemeye başladım.

Içinden siyah gömleği, mavi kadife ceketi, dar pantolonuyla fazlasıyla güzel bir oğlan inmişti.

Kendi kendime bir ıslık çaldım. Sürücü koltuğundan inip, kapıyı kapattı ve diğer tarafa dolaşıp arka kapıyı açıp bir şeyleri almak için arabanın içine eğildi.

Bende bu süre zarfında güzel kalçaları izliyordum. Vayy be.... Şuan daha çok emin oldum. Bu oğlanla daha çok eğleneceğiz. İçeri girene kadar onu izlemeye devam ettim.
(yüce jibooty)

Jimin

Aldıklarımı arabanın arka koltuğundan aldıktan sonra arabanın kapılarını kilitleyip evime girdim.

Poşetleri mutfağa bırakıp kendimi koltuğa bıraktım. Cidden başım çok ağrıyordu ve bu JEY midir nedir? O da beni tedirgin ediyordu.

Bir kaç dakikalık oturmanın ardından kalkıp bir duş aldım ve uyumak üzere yatağıma gittim. İki günün yorgunluğu kısa sürede vücudumu sardı ve uykuya daldım.

-----------

Gözüme vuran ışıkla gözlerimi açtım. Evim bir gökdelenin en üst katıydı ve yatak odamın bir duvarı komple camdandı ve tüm şehri görebiliyordum. Yavaşça telefonumu alıp dikleştim.

Biraz telefonumda uyanıp ayrıldıktan sonra geri komidine koymak üzere elimi uzattığımda üzerinde ki sticerlar dikkatimi çekti.

Tavşan çıkartması vardı. Bunu buraya kim bırakmıştı ki? Yavaşça odaya daha dikkatli baktım. Duvarda bir takvim vardı. Tavşanlardan biri dün ve bugüne sanki çarpı yerine yapıştırılmış gibiydi.

Elimde  sticerlars baktığımda aklıma gelen şeyle korktum. Belkide bu sticerlar bittiğinde yeni bir cinayet işlenecekti veya ben kurban mı olacaktım?

O katil evime kadar gelmiş bunları bırakmış ve gitmişti. Cidden psikopatın teki.

Fakat jimin evine takılmış olan kameraların farkında değildi.

___________

Merhabaa yeni bir bölümle buradayım. Sanırım bir gün diğer hikayeye bir gün buna bölüm atacağım. Yani iki günde bir bölüm gelecek.

Lütfen oy verin sizleri seviyorum 💜

SEARCHİNG!!! /JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin