Muhtelif

1.1K 98 194
                                    

Kural Koyucu
Muhtelif
1

Beni bir çocuk gibi heyecanlandıran kurguya hoş geldiniz.

Kurgu, en başından planladığım şekilde uzun soluklu olacak.

Bunun anlamı ise kurgunun iki kitaplık bir seri olacağı. Serinin ilk kitabı Kural Koyucu kadının, ikinci kitabı Kanun Koyucu adamın ağzından yazılacaktır.

Oy verip bolcana yorum yapmayı unutmayın. 🖤

Seriye başlangıç tarihinizi bırakabilirsiniz :)

Sia-Alive

Sia-Alive

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Muhtelif. Zıt. Birbirini tutmayan.

on bir yıl önce

Düşüncelerin zihnimde oluşturduğu yakıcı girdabın bulantısı eşliğinde tadı üzüm sirkesinden beter telaşı, sırt çantama o an elime ne gelirse sokuşturmaya çalışırken aynı anda tadıyordum.

''Sessiz olacağız.'' demişti babam beş yaşında bir çocuğu tembihler gibi. Sesi çelik kadar sert, savaşta son çaresi kendini feda etmek uğruna bomba fitilini ateşlemek üzere olan bir asker kadar kararlıydı. 

Aklım karışmıştı. Bugüne kadar bildiğim, öğrendiğim her ne varsa gökyüzünden yeryüzüne nazlı nazlı el sallayan yıldızların altında, durgun bir sonbahar gecesinde tam tersini duyuyordum. Babam kaçışımızı anlatıyordu; her şey planlıydı. Bir asteroit misali hızlı hareket edip, ayaklarımızı zeminden ayırarak uçarcasına sessiz olmamız gerektiğini söylüyordu bana. 

Babam hazır olup olmadığımı kontrol etmek için odama usta ve sinsi bir hırsız gibi girmişti. Gelişini, beni korkutmamak adına koluma nazikçe dokunduğu an anladım. ''Baba.'' dedim zihnimin içindeki karmaşayı fısıldayan sesime yansıtarak. ''Neler oluyor?''

Sigortayı kapadığından evimizin içi zifiri karanlıktı, derhal ayrılmamız gerektiğinden yanımıza aldığımız sırt çantaları dışında sahip olduğumuz her şey kalıcı olarak ardımızda kalacaktı. 

Babam kollarını sırtıma doğru uzatarak birkaç yoklamayla bulduğu siyah kapüşonu başıma geçirdi, ardından beni kendine çekip alnıma kısa ama içime bir nebze su serpen bir öpücük kondurdu.

''Bilmemem gereken bir şey biliyorum.'' dedi pencereden süzülen ışığın belli belirsiz anlaştırdığı gözlerime dikkatle bakarak. Fısıldayan ses tonu aba altından sopa gösteren tavrıyla ''oyalanma ve denileni yap, sonra her şeyi anlatacağım.'' diye bağırıyordu. Kaybedecek ufacık bir vakit kırıntısı dahi yoktu.

KURAL KOYUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin