Yer: Ahmet Topal Anadolu Lisesi, Samsun
Tarih: 31.03.2020 00.35
Göğe bakıp imam edasıyla "Bismillahirrahmanirrahim." dediğimde ikisi de mana veremeyen bakışlarla bana bakmıştı. Boğazımı temizleyip Emre'ye döndüm.
"Şimdi okulun arka tarafına geçiyoruz oradan gireceğiz." deyip hızlı adımlarla okulun arkasına ilerlediğinde biz de Yiğitle onu takip ediyorduk. Yine kafama bir soru takılmıştı."Kameraları ne yapacağız?"
Durup çantasını açtığında ona bakıyorduk. Üç, yüz maskesi ve fener çıkartıp elimize tutuşturdu. "Merak etme orasını önceden hallettim."
"Peki." deyip maskelelerimizi takmış yine ilerlemiştik.
Okulun arkasına varmıştık.Duvarın yarısı yapay çimlerle kaplı tellerden oluşuyordu. Emre yine bir dizini yere yaslayarak çömelmiş çantasını karıştırıyordu. Bir halat çıkarıp bir kısmına boşluk kalacak şekilde düğüm
atmıştı.Yaptığı düğümü gererek muhtemelen sağlamlığını kontrol ediyordu.Kaşları çatık şekilde bize başını döndürüp "Siz halata tırmanabilecek misiniz?" dedi. Yiğit kollarını göğsünde birleştirip "Ne bileyim oğlum deneriz." dediğinde ben de kafa sallayarak onu onayladım.
Emre ayağa kalkıp çantasını sırtına geçirmişti.Derin nefes alıp halatı sallayarak tekte demirlere tutturdu.
"İlk, ikinizden biri çıksın." dedi Emre bize bakarak. Ben de kolumu öne uzatıp Yiğit'e buyur demeye çalıştım. O da anlamış olacak ki bana kısa bir bakış atıp halata tutundu.
"Kanka olay basit. Önce iki elinle halata tutun ve sonra halata asılıp ayaklarınla da halata tutun."
Yiğit, Emre'nin nasıl tutunacağını söylemesiyle ellerini sıkıca halata sarmış sonra da zıplayarak ayaklarını da halata götürmüştü.
"Şimdi bacaklarını kullanarak yükselmeye çalışacaksın ve olabildiğince yukarı tutunmaya çalışacaksın. Ellerin acıyacaktır biraz, salma elini."
Bir Emre'nin ellerini kullanarak, ilgili anlatış biçimine bakıyor bir de olayı kavrıyor olacak ki yavaş yavaş yukarı tırmanan Yiğit için endişeleniyor, ona bakıyordum. Bir şeyler anlatması hoşuma gitmişti aslında. Nasıl dikkat toplayacağını, yüreklendireceğini, ikna edebileceğini ve diğer konuşma becerileri ile ilgili her şeyi biliyor gibiydi.
"Kanka düşersem ne bok yiyeceğim amına koyayım."
"Kardeşim burdayım ben, düşmeyeceksin ama bir şey olursa tutarım ben seni."
"Az kaldı hadi bitir işte." dedim mızmızlanarak.
"Kes sesini orospu çocuğu. Sen yaparken göreceğim seni."
"Lan!"
Yiğit'in dediği şeyle aklıma dank eden korkum gelmişti.
Emre "Ne oldu?" dedi.
"Benim yükseklik korkum var."
"Korkacak kadar yüksek değil."
"Emre! Çıktım lan!"
Yiğit'e baktığımda halattan inmiş bir bacağı bizim tarafta bir bacağı okulun bahçe tarafındaydı.
"Şimdi atla." dedi Emre.
"Atlıyorum ama dua et bir yerim kırılmasın."
"O kısım çimenli. Ayaklarının üzerine düşmeye bak."
Diğer bacağını da bahçe tarafına atıp arkasındaki demirlere tutunmuş yere bakıyordu ve evet atladı.
"Ananızı sikeyiööm!"