༄2

105 8 5
                                    

Bölüm 2 : Şımarık Prens

Bölüm 2 : Şımarık Prens

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

━ 

Bütün davetlilere hakim olunabilecek açıdaki balkonda Kral Tudor ile birlikte ayakta duruyorlardı. Tudor, oturmayı aylaklık etmek olarak değerlendirdiğinden pek sevmezdi. Babası ona dışişlerinden, politikadan vesaire bahsediyordu ancak Tom'un bir kulağından giriyor ötekisinden çıkıyordu. Ve ne var ki babasına hayran olmaktan da geri durmuyordu. Tudor konuşurken Tom da onun kendinden emin, yıkılmaz duruşunu inceliyordu. Her ne kadar ilgisini çekmese bile Tom'a bir şeyler öğretmeye çalışırken takındığı bilgece tavırları Tom'un hep çok hoşuna gitmişti. Gür kaşları bu esnada hep çatılı olurdu. Eli sürekli hareket eder, henüz yeni yeni ak düşmeye başlamış sakallarını iki de bir okşardı. Anlatacakları bitince bir süre sessizliğe gömülüp oğlunu izler, çok başka alemlere daldığını görünce hafifçe tebessüm ederek saçlarını karıştırırdı. Tıpkı şimdi olduğu gibi.

"Dinlemiyorsun demek..." dedi Tom'un saçlarını önce karıştırıp ardından da düzelterek. "Söyle bakalım en son ne dedim?"

"Harry'nin kılıç eğitmenim olarak geri döneceğini?"

Tudor göz devirdi, bunu pek sık yapmazdı. "Mümkün değil oğlum, az önce beni dinleseydin daha iyi anlayabilirdin. Weriven yeniden ayaklanıyor, savunma üst düzey olursa her şeye hazırlıklı oluruz." Göz kırptı. "İşte Willaim'a tam olarak bu yüzden ihtiyaç var. Ancak seni tuş ettiğine göre belki kadroya Christopher'ı da dahil etmeliyiz."

Bu defa da Tom göz devirecek gibi oldu ancak kendine engel oldu. Bir şey söylemek yerine sessiz kaldı ve babası da ilgisini başka bir yere verdi. Balkonun aşağısındaki insan kalabalığında göz gezdirdi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Legorya Krallığı önderliğinde baharın gelişini kutlama bahanesiyle tüm krallıklar birleşiyor, kaynaşıyordu. Normal bir zamanda olsa Tom cıvıl cıvıl etrafı turlar, gecenin tadını çıkarırdı ancak sabahki olay yüzünden oldukça neşesizdi. Chris tarafından nasıl da kandırıldığına dair sahneler kafasında bir bir oynadığı için öfkesi ete kemiğe bürünecek raddeye gelmişti neredeyse. Düşüncelerinin başrolünü piste yakın bir yerde elindeki içkisiyle insanları izlerken bulunca farkında olmadan yumruklarını sıktı. Bakışlarını yanı başındaki babasına çevirdi, Chris davetli olduğuna göre en az Harry kadar değer veriyor olmalıydı. Bugün yaşananlardan sonra vermese şaşardı zaten. 

Dirseklerini balkon korkuluklarına yaslayıp göz hapsine aldığı eğitmenini izlerken sağ tarafına yaşanan hareketlilik dikkatini dağıttı. Yanlarına Svadya Kralı gelmiş, Tudor ile selamlaşıyordu. Kralın kızı onun hemen arkasında duruyor, Tom'a tebessüm ediyordu. Tudor'u taklit ederek üsulüne uygun bir şekilde Svadya Kralı'nı ve kızı Kate'i eğilerek selamladı. 

Kral Richard ve Tudor arasındaki dostluk herkes tarafından bilinirdi. Bu yüzden de kaderi henüz o doğmamışken babası tarafından belirlenmişti. Şuan karşısında duran Kral Richard'ın biricik kızı Kate, ileride müstakbel karısı, kraliçesi olacaktı. İstese de istemese de.

LEGORYA | HiddlesworthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin