Yurttan çıkmıştık.Ama ben hala koşuyordum ve kızlar da arkamdan koşuyordu.O an bir höyükten içeri girdik.Hava biraz soğuk ve bulutluydu ama höyüğün içinden geçtikten sonra güneş parlıyordu.Ben bile bir an kendimden emin olamadım.Ben mi yapmıştım yoksa havanın bir oyunu muydu?Çocukları kaybetmiştik.''Cheryl,yeter artık geri dönelim!''diye bağırdı Veronica.Bir umut varsa bile kaybetmeye başlıyordum.Durdum,Betty ve Veronica iki metre arkamdaydı.Arkama döndüm ve iyi misiniz?dedim.''E-evet''dedi Betty ama hala soluk soluğaydı.Etrafıma bakınma fırsatını o an yakaladım.Herkes bize bakıyordu.Acaba çok mu bağırdık?diye düşündüm aklımdan.Ama kıyafetlerimize bakıyorlardı.Bu durumda bakmamak garip olurdu zaten.Üzerlerinde 1939-1940 modası elbiseler-kıyafetler vardı.''Neden herkes böyle giyiniyor?''diye sordu Veronica.''Artık gidelim mi,Cheryl?''diye sordu Betty.Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.Elimizde bir fırsat vardı ve biz bu fırsatı kaçırmıştık.T-tamam dedim.Benim için bu halde olmaları gerekmiyordu.Yanlarına gittim.Sanki her yer değişmişti ama bana öyle geliyordu sanırım.Çünkü kendimde değildim.Mary teyzenin evini bulmak açıkçası biraz zaman aldı.Eskisinden biraz daha farklı görünüyordu ve zil yoktu.İşte bu tuhaftı şuan burada garip bir şeyler dönüyordu.Kapıyı tıklattım.Bir tane kadın açtı kapıyı;Mary teyzeden daha gençti ve üzerinde anlam veremediğim bir kıyafet vardı.''Siz kimsiniz?''diye sordu Betty.''Asıl siz kimsiniz?''dedi kadın.''Biz Mary teyzenin torunları sayılırız.''dedi Veronica.''Mary?Mary kim?Biz yirmi yıldır burada oturuyoruz.''Bu gerçek olabilir miydi?Sanırım evleri karıştırdık dedim.Ve özür diledim.Arkamızı dönüp tam giderken kadın arkadan''Bu arada buralarda Mary diye birini tanımıyorum.Buralarda öyle biri yok.''dedi.İlk afalladım.Nasıl?Nasıl olabilirdi?Biraz uzaklaşınca evden oturacak bir bank benzeri bir şey bulduk ve konuyu tartışmaya başladık.''Sizce kadın bizi mi deniyordu?''diye sordu Veronica.''Hiç sanmıyorum,çok ciddi görünüyordu ama bir sorunu varsa bilemiyorum.''dedi Betty.Bence her şeyin başladığı yere geri dönmemiz gerekiyor dedim.İkisi de ne demek istediğimi anladı.Veronica yüzünü buruşturdu.''Hayır Cheryl,biliyorum içinde bir umut var ama orası tehlikeli.''dedi Betty.Ne nasıl bir tehlike?Bence şuan daha büyük bir tehlikedeyiz.Kimseyi tanımıyoruz dedim.''Orada tanımadığımız üç kişi vardı.En azından şuan bir enkazın içinde değiliz.''dedi Veronica.Ayağa kalktım.''Nereye gidiyorsun?''diye sordu Betty.Geldiğimiz yere ayrıca o çocuklardan birini tanıyorduk dedim.Şimdi asıl soruyu soruyorum,benimle geliyor musunuz?İkisi de ayağa kalktı istemeyerek de olsa.Yollar biraz farklıydı ama bulabileceğimizi biliyordum.Yurda varmak üzereyken duvarda asılı bir takvim dikkatimi çekti.Şoke olmuştum kızlar görmemişti.Kızlar dedim.Yanıma yaklaştılar.''Cheryl,ne oldu?''diye sordu Veronica.3 eylül 1940 dedim yüksek sesle.3 harfi yuvarlak içine alınmıştı.''Çocukların öldüğü gün.''dedi Betty.Daha da hızlandım.Kızlar da arkamdan bana yetişmeye çalışıyorlardı.Aklımda bir sürü soru vardı ama soracağım biri olduğunu sanmıyordum.Derken daha da şoke edici bir şey gördük.Yurt.O yurt dimdik,sapasağlam karşımızda bütün heybetiyle karşımızda dikiliyordu.Veonica ve Betty nefeslerini tuttuklarını duyabiliyordum.Benim ise duygularım karmaşıktı.Korku,heyecan,merak.Kapıdan geçtik.Büyük bir bahçesi vardı aslında elim çantama gitti fotoğraf makinemi çıkarmak için.Şuan aklıma gelmişti yanımızda telefonlarımız vardı ama birini aramak hiç aklımıza gelmemişti.Şimdi yurdun kapısındaydık.Kapıya vurdum.Açılmadı.Yeniden vurdum yine açılmadı.Son vuruşumda kapı aralandı,açılmıştı.O çocuk dedim içimden.Bizi kapıda görünce kapıyı kapatmayı denedi.Ama kolumu kapının arasına koymuştum kolum acıyordu ama buna değecekti.Alma LeFay Peregrine'ni arıyoruz dedim.İlk durdu sonrasında aklına bir şey geldi ve kapıyı zorlamaya devam ettim.O resmi hatırladım.Arkasındaki ismi hatırladım.Hugh,Hugh Apiston,midesinde arılar yaşayan çocuk dedim.O an duraksadı sonra kapıyı bıraktı.''Evet.''demekle yetindi ardından kapıyı sonuna kadar açıp bize geniş holü gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE PECULİAR GİRLS
FantasyCheryl Blossom'un anneannesinin ölmesi ile Cheryl ve kuzenleri Cairnholm'a ziyarete gider.Alma LeFay Peregrine'ni bulmak için bombalanmış yurda giderler.Sonrasında karşılarına üç çocuğun çıkmasıyla 3 Eylül 1940'a giderler ve yurdu ziyaret ederler.So...