14: savior

582 55 77
                                    

0****: selam Seolyi, ben Jaemin

müsaitsen kahve içebilir miyiz

anlatacaklarım var

seolyi: ne hakkında?

jaemin: söylersem gelmezsin

seolyi: ben cevabımı aldım

ve evet

gelmeyeceğim

jaemin: ama söyleyeceklerimi duyman lazım

seolyi: ne malum Haechan'i çağırmayacağın?

jaemin: sence böyle bir fikre kapılacağını tahmin etmek çok mu zor?

ayrıca Haechan hakkında konuşacaksak

neden Haechan'i çağırayım

??

seolyi: ah...

hâlâ güvenimi sağlayamadın ama

pekala...

nerede buluşacağız?

jaemin: *konum*


Üzerime bir eşofman ve bir hoodie geçirip spor ayakkabjlarımı giyinerek dışarı çıktım.

Bu tam bir delilikti. Neden mi? Çünkü Jaemin bu, b*kta çıkabilir. Jaemin ile sadece partide konuşmuştuk ki o da aşırı kısa ve saçma bir konuşmaydı. Gerçi güvenilir biriydi, partide biri çok fazla alkol aldığı için kaza yapmıştı. Jaemin bunu duyar duymaz yanına koşmuştu. Tekrar geldiklerinde Haechan çocuğu tanımadığı halde ortaya atladığı için ona kızmıştı.

Sanırım hala bir umudum vardı. Haechan'i hala seviyordum, onun bir hatası yoktu. Çünkü Hiseon belli bir şekilde Haechan'e yalan söyleyerek onu kendine çekmişti. Yalanın ne olduğunu henüz bilmiyordum fakat Haechan'in hiç sorgulamadan ona inandığı belli. Bu yüzden Haechan'e kızgınım. Onunla konuşmak istemiyordum, ona bir şeyleri açıklamak istemiyordum çünkü bana güvenseydi böyle bir şeyi duyduğunda hemen gelip bana sormalıydı, tabii duyduğu her ne ise.

Hiseon ise, cidden onunla tartışmaya bile girmek istemiyordum. Kendi doğrusu dışında bir şey yapmıyor ve o hep doğru. Açıklamaya çalışsam bile asla anlamayı bırak anlamaya bile çalışmayacak biri. Bu zamana kadar neden onunla arkadaşlık kurduğumu anlayamıyorum, neden yani?

Tam olarak hangi yalanı Haechan'e yedirdi bilmiyorum fakat tahmin etmeye çalışırsam: benim Haechan'i kullandığımı söylemişti. Nedenini hiç bilmiyorum, muhtemelen onu kendine çekmek içindi. Peki ya Jeno? Ona ne olmuştu? Ayrıca Jeno ile Haechan arkadaşlardı, Hiseon Haechan'i kendine çektikten sonra Jeno ile kavga etmemişler miydi? Aralarına soğukluk girmemiş miydi?

Kafamdaki soruların hepsinin cevabını sonra alabileceğimi emindim bu yüzden sonraya saklamaya karar verdim. Güvenilir biri olup doğruyu söyleyeceğini tahmin ediyordum. Kafenin kapısını aralayarak içeri girdikten sonra Jaemin'i görmem birkaç saniyemi almıştı. Ben girer girmez el kaldırmıştı çünkü. Zaten o yakışıklılıkta birini görmezsem kendimi keserdim.

Karşısına oturduktan sonra masamıza iki bardak kahve geldi. Önüme konulan kahve ve kısa bir merhabalaşmadan sonra söze Jaemin girdi.

"Biliyorum, Haechan'e hâlâ nefret dolusun. Seni kullanıp bir kenara attığını düşünüyorsun, Haechan de senin onu şöhreti için kullandığını düşünüyor fakat ben ikinizin de öyle şeyler yapmayacağına inanıyorum. Seni tam olarak tanımadığım için öncelikle seninle konuşmaya geldim. Haechan ile aynı yaştayız, küçüklüğümüzden beri iç içeyiz ve Haechan bana her şeyini anlatır. Sana dürüst konuşacağım Seolyi. Hiseon ile tanıştım, iki kere görüştük. Senin eski arkadaşınmış anladığım kadarıyla, senden çok bahsetmedi. İlk görüştüğümüzde Hiseon biraz farklı davranıyordu, ne yaptığını anlayamıyordum ama farklıydı. Haechan'i gereksiz ve fazlaca sahipleniyordu, takıntı haline getirmiş gibiydi. Haechan bundan biraz rahatsız oluyor gibiydi fakat sevgisinden öyle yaptığını söyledi bende garip bulmadım. Sonraki gün sen ikisini bir kenara çekip konuşmuşsun ve Haechan gelip bana olanları anlattı, senin dediklerini falan. Bana danıştı, sana mı inanacağını yoksa Hiseon'a mı inanacağını bilememiş. Çünkü ikinizde apayrı şeyler söylüyormuşsunuz. Bende en iyisi ikisi ile de çaktırmadan konuş dedim ama burası sanırım, Hiseon ile çaktırmadan konuşmaya dönüştü çünkü artık biliyorsun. Bu akşam Haechan seninle konuşacaktı, bana öyle söyledi. Sen ona yinede buluştuğumuzu söyleme, ben anlatırım her şeyi. Ve lütfen Haechan ile konuş, dürüst olun birbirimize karşı. Eminim tüm sorun çözülecektir. Sonunun sizin için tatlıya bağlanacağına eminim."

Parmaklarımla oynamayı kesip gözlerimi soğuyan kahvemden çekip Jaemin'e döndüm. Gülümseyen yüzünde tavşan dişleri görünüyordu. Benimde yüzüme gülümseme yayıldı. Doğrulup kollarımı masaya yasladım Jaemin gibi. "Pekala, konuşacağım onunla." Kahvemden uzun bir yudum aldıktan sonra devam ettim. "Peki bu aradaki karışıklığa sebep olan kim, madem ikimiz de masumuz?"

"En başında dediğim gibi, sana dürüst olacağım. Açıkçası Hiseon'da garip bir şeyler seziyorum, ama kesin o yaptı diyemem." Expresso'sunu eline alıp arkasına yaslandı ve şöyle bir salladıktan sonra son yudumu kafasına dikip bardağı tekrar masaya koydu. Arkasına yaslanmış bir şekilde kollarını göğsünde birleştirdi. "Neyse, bu akşam her şeyi öğreneceğiz."

"Umarım."

Jaemin'e güvenmek istiyordum. Haklı olmasını o kadar çok istiyordum ki: Haechan'in suçsuz olmasını, hâlâ beni seviyor olmasını, tekrar bana güvenmesini, gülümsemesini, mutlu olmayı. Tüm bunları istemek bencillik miydi? Evet, hatanın bir kısmı bendeydi, konuşabilirdim onunla fakat inadıma yenik düşmüştüm. Ama o da bana güvenmemişti. Eğer güvenseydi böyle bir şeyi duyar duymaz bana gelip sorması gerekirdi.

İkimizde haksızdık, her zaman ki gibi...

ゃberceste

Yeni bir bölüm daha eueheuheueh

Tüm cevaplar bir sonraki bölümde geliyor bebişler, her şey çözülüyor! Sizi seviyorum ve okuma sayısı 700'ü geçtiği için çok teşekkür ederim🤓

Mwah❤️

xenophobia | lee donghyuck(haechan) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin