2: apologize

813 73 38
                                    

Revire girdiğimde Hiseon çoktan işini halledip çıkmıştı. Yataklardan birine oturduğumda hemşiremiz sandalyesini çekerek karşıma oturdu. Eldivenlerini eline geçirerek miyop olduğunu tahmin ettiğim gözlüğünü taktı.

"Üstüne ne oldu?"

"Kazara kahve döküldü."

"Bir bakalım."

Bacaklarımı ve karnımı kontrol ettikten sonra sandalyesinde kalkıp dolaba ilerledi.

"Yanık derecesinde değil, korkmamıza gerek yok. Birkaç gün krem sürmen yeterli."

"Tamamdır doktor bey!"

"Ya! Bu şekilde hitap etme, kibirleniyorum."

"Hah!"

Gülüşlerimiz odayı doldururken kapı açılması ile oraya döndüm. Bu çocuk her yerden çıkmak zorunda mıydı?

"Merhaba Haechan! Üstüne ne oldu?"

"Arkadaş kahve döktü." diyerek hem suçu üzerime atmış hem de gözleri ile beni işaret etmişti. Sabır dilenirken ona döndüm ve bağırmaya başladım.

"Seni bilmiş aptal, tüm suçu bana atıp durma! Sabahtan beri burada oturmuş sabır dileniyorum sen ise sadece çirkeflik yapıyorsun! Bir insandan özür dilemek bu kadar mı zor? Hayır yani söyleyeceğin sadece iki kelime ve birazcık pişmanlık, bu kadar! Zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsun sürekli!"

"Tüm nefretini kustun herhalde."

Nefes nefese kalmış bir şekilde ona bakarken çantasını yanımdaki yatağa koyup oturdu.

"Sana da aynı kremden veriyorum Haechan."

Dolaba tekrar uzanıp bir krem kutusu daha alarak adını az önce öğrendiğim Haechan'e uzattıktan sonra, odanın içinde bulunan fakat kendisine özel olarak tasarlanmış kısma ilerledi.

Haechan'e baktığımda üstünde ki gömleği çıkarıyordu. Gözlerim büyürken aramızdaki perdeyi hızla çektim. Arkadan bir kıkırtı sesi geldiğinde göz devirmiştim.

"Kaslı vücuduma dayanamadın mı?"

"Sapık olma ihtimalinin %99 olduğunu düşünerekten perdeyi çektim, dünya senin etrafında dönmüyor Haechan."

"%1'lik ihtimali neden katmadın peki? Yoksa benden mi hoşlanıyorsun?"

"Yanılma payı sadece."

Önüme dönüp gömleğimin alt düğmelerini açıp karnıma krem sürmeye devam ettim. O sırada Haechan konuşmaya girdi.

"Okulun ilk gününü bu kadar aksiyonlu geçireceğimi düşünmezdim."

"İlk günün olduğunu bilmiyordum."

"Sen hiç magazin falan izlemiyor musun? Büyük markalarla iş birliği yaptığım için her yerde manşet oldum."

"Magazin programları mı? İnsanların özel hayatını ifşa eden bir programı neden izleyeyim?"

"İlk defa haklısın Seolyi. Takdire şayan!"

"Benimle dalga geçme ukala çocuk."

"En son kaba çocuktum?"

"Afedersin hem kaba hem de ukala çocuk(!)"

Kremi bacaklarıma da sürdükten sonra ayağa kalkıp kitaplarımı sırtlandım.

"Nereye gidiyorsun?" Yatağına uzanmış bir şekilde kafasını kaldırıp yatağın ayak ucunda olan bana bakmıştı.

"Sınıfa."

"Dinlenmemiz gerekiyor."

"4 ay sonra sınava gireceğim Haechan, ders işlemeliyim."

"Hastasın, otur şuraya."

"Emrivaki konuşma benimle. Ayrıca sen bana kaltak dememiş miydin?"

"Ah...Pekala, özür dilerim. Bilip bilmeden sinirle konuştum."

Anlık söylediği şey ile dona kalmıştım. Yüz ifadesi pişmanlığını belli ediyordu. Gözlerimin içine bakarken bir anlığına onu incelemiştim. Güneşte kavrulmuş teninin üzerindeki küçük benler buradan görülebiliyordu. Dolgun dudakları açık pembeydi, biçimli kaşları hissettiği pişmanlığın şeklini almıştı. Küçük burnu yüzüne tam oturan bir misket gibi duruyordu. Küçük gözlerinin büyük kahve göz bebekleri tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Açık kahverengi saçları alnına dökülmüştü ve bu haliyle çekici görünüyordu. Üzerine gri bir hoodie giyinmiş ve kapüşonunu örtmüştü, sevimliydi.

Önüme dönüp kapıya doğru yürümeye devam ettim. Planım soyunma odasına ilerleyip kıyafetlerimi değiştirip tekrar buraya gelmekti. Benimde dinlenmeye ihtiyacım vardı.

Kulbu aşağı indirirken son cümlemi söylemek için ona dönmüştüm.

"Affedilmedin."

ゃberceste

Diğerine göre biraz kısa ama yine de hoş bir bölümdü!

Oy vermeyi unutmayın ✨

xenophobia | lee donghyuck(haechan) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin