5.BÖLÜM

145 7 2
                                    

Selam tekrardan resimdeki kişi Yekta arkadaşlar. Yektaya düşmeyende ne bilim yani. Bölümleri okuduktan sonra oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Fikirleriniz önemli. Diğer bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın. Bu arada instagram hesabımız: wattpad.beria

İnsan en çok sevdiklerine kırılır onlar tarafından kırırlırlardı. En çok onlara güvenir ama en çokta onlar tarafından güvenleri yıkılır, onlar tarafından ihanete uğrarlardı. Çünkü onlara güvenmiş bütün her şeyini onlarla paylaşmışsındır. Sen onlara kıyamasken bir bakmışsın onlar sana çoktan kıymıştır. Seni gözden çıkarmış, yaşanmışlıkları çoktan bir kenara bırakmıştır. Sen kimseyi seni kırsın, yaralasın,üzsün diye sevmemişsindir oysaki. Ama onlar tam da bunu yapmak için seni sevmiş veya seviyomuş gibi yapmıştır. Çünkü seni en çok neyin yaralicanı onlar bilirler.

Tekrardan o güne gitmek yüzümde acı dolu bir tebessüm oluşturdu. Yekta benim için geçmişteki büyük bir yaraydı. Onunla olduğum için pişmanmıydım? Bu soruyu kendime defalarca sormama rağmen asla pişmanım diyemiyordum. Çünkü her şey benim kararlarım altında olmuştu. Onu hayatımın en önemli yerine koyan bendim. Tek pişmanlık duyduğum şey ona haddinden fazla değer biçmem ve önemsemem. Yektadan sonra kimseyle ilişkim olmamıştı zaten uzun bir süre kendimi insanlara karşı kapatmıştım. Erkeklere karşı uzun bir süre ürkek davranmıştım ama gerekli tedaviler sonucu bunları atlatmıştım. Şimdi insanlarla olan ilişkilerimde eskisi gibiydim. Atlatamadığım tek şey her gece gördüğüm kabuslar.

Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim. Felaket derecede başım ağrıyordu ama mutfağa inmeye de üşeniyordum. Ayarlanması gereken bir ton evrak ve belgeler vardı ama başımın ağrısından dolayı yapabilceğimi hiç sanmıyordum. Yarın ki konferans içinde ayrıyetten çalışmam gerekiyodu. Yarın ki konferans üniversite içinde oldukça önemliydi. Çalıştığım üniversitede her yıl anlaştığımız şirketlerle konferans düzneliyorduk. Dönem başarısına göre seçtiğimiz bir öğrencide stajyer olarak 1 ay orada çalışıyordu. Her sene yapılan konferanslara tabikide özeniyorduk ama bu sene anlaştığımız şirket uluslararası bir öneme sahipt. Bu yüzden bu konferans için çok daha fazla özeniyorduk. Şirket sahibinin bu tarz işlerde fazla titiz davrandığını duymuştum. Ufakda olsa yapılacak bir hata kötü sonuçlara sebep olabilirdi, üstelik üniversitemiz yaptığı bu çalışmalarla adını duyurmuş ve bir çok şirket tarafından da tercih edilmeye başlanmışken tam bir felaket olurdu.

Üşengeçliği bir kenara bırakıp mutfağa indiğimde bahçeye çıkan kapının açık olduğunu gördüm. Camları ve kapıyı kapatmaya çok dikkat ederdim ve bu kapıyı açık bırakıcamı hiç sanmıyordum.İçime dolan korkuyla birlikle cama ilerleyip etrafı gözden geçirdim. Ne bir hareket ne de bir ses vardı. Hızlıca kapıyı kapatıp üstünede perdeyi çektim.Tedirginlikle cebimden telefonumu çıkarıp Fisun ablayı aradım. Fisun abla günde üç defa evi temizlemek için gelirdi ben gelmedende işini bitirmiş çoktan gitmiş olurdu. Kapıyı onun açık bıraktığını umarak onu aradım.

' Fisun abla, seni rahatsız ettim kusura bakma ama ben bir şey sorucaktım sana'

' Bir şey mi oldu Beria hayırdır'

' Yok yok önemli bir şey değil, şey diycektim mutfak kapısını sen mi açık bıraktın bahçeye çıkan kapı?'

' Hayır çıkarken bütün her yeri kapattım. Sen baya tembihlemiştin beni.'

' Eminmisin? Fisun abla iyi düşün aklından çıkmışdır belki'

' Eminim Beria. Hatta çıkarken kontrol bile ettim belki unutmuşturum diye. Cam mı açık kalmış ki?'

' Evet geldiğimde açıktıda sana bir sorayım dedim. Neyse iyi kapanmadıysa rüzgar açmıştır. Kusura bakma sende. Görüşürüz.

Telefonu kapattığımda içimdeki korku daha çok büyümüştü. Hırsız girse muhakkak etrafta dağınıklık olurdu. Korkunun verdiği tedirginlikle ilacı içip direk yukarıya çıktım. Diğer odalara tek tek baktım ama hiç bi yerde bir şey yoktu. Odama dönüp yatağa oturdum. Pür dikkat etrafıma bakıp sesleri dinlediysemde hiçbir şey duymadım. İçimden 'sakin ol ' desemde bir türlü sakinleşemiyordum. Eve biri girmişti ama kim ve neden girdi? Düşücelere dalmışken irden kafama dank etmesiyle hızlıca telefonu çıkarıp bu seferde güvenliği aradım. Korkudan aklıma bile gelmeyen şeyle gülümsedim. Kameralardan kim olduğunu görebilirdik. Fazla bekletmeden açılan telefonla karşı tarafa fırsat vermeden konuşmaya başladım.

' İyi akşamlar. Bugün siteye gelip beni soran birileri oldu mu?'

' Hayır Beria hanım kimse gelmedi.'

' Peki yabancı biri giriş yaptı mı? İyi düşünün lütfen.'

' Hayır. Bugün temizlik olduğu için kimse gelmedi. Neden sordunuz?'

' Eve geldiğimde bahçe kapısı açıktıda. Fisün hanıma sordum ama kapattığına eminmiş bende açmadığıma eminim.Peki kamera kayıtlarına bakabilirmiyiz?

' Sistemde arza olduğu için şuan bakmamız mümkün değil ama yarın gerekli kişiler gelicek sorun düzeldiğinde bakabiliriz.'

' Teşekkür ederim. Siz beni haberdar ederseniz çok sevinirim. İyi akşamlar.

' Tabi biz size haber veririz. İyi akşamlar.'

Kimsenin gelmemiş olması azda olsa içimi rahatlaşmıştı ama bu seferde siteden ya da temizlik için gelen kişilerden biri veya birileri olma ihtimali aklıma gelmişti. Şu zamana kadar sitede oturan kimseyle muhattap olmamıştım beni tanımayan biri de neden eve girmek istesinki? Temizlik şirketinden gelen kişiler olma ihitmali daha yüksek bir ihtimaldi ama o saatelerde de Fisun abla evde oluyordu. Belkide Fisun ablaya dediğim gibi olmuştur kapı iyi kapanmadıysa rüzgar açmış olabilir.Aklımda ki sorulara mantıklı bir açıklama bulamıyordum daha fazla düşünüp delirmek istemiyordum nasıl olsa yarın işin aslını öğrenecektim. Masanın üstündeki çantama ilişen gözüm yapmam gereken bir işim olduğunu bana hatırlatmıştı. Başımın ağrısıda azalmışken ayağa kalkıp çamtamı aldım. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp olabildiğince işime odaklanmaya çalıştım.

2 SAAT SONRA

Bilgisayara bakmaktan gözlerim ağrımaya başlamıştı artık, uykumda yavaştan beni ele geçirmeye başlamıştı. Saate baktığımda on ikiyi geçiyordu. Eşyalarımı toplayıp ışığı kapattım yatağa yatacağım sırada alt kattan gelen gürültüyle çığlık attım. Aşağıda biri vardı. Adım kadar emindim. Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atarken ne yapıcağımı şaşırmıştım. Yavaşca kapıya doğru ilerledim açmadan önce ses var mı diye dinledim ses olmadığına emin olunca kapı kulpunu sessizce aşağı indirdim. Ellerimin titremesi bana yardımcı olmazken içimdeki korku git gide büyüyordu. Kapıdan adımı mı atar atmaz etrafıma bakındım kimse yoktu. Tek tek odalara bakmaya başladım ama odalarda da kimse yoktu. Yavaşca merdivenleri ilerlemeye başladığımda aşağıdan gelen ses olduğum yerde kalmama neden oldu. Korku tüm uzuvlarımı ele geçirmiş bedenimi titretirken gözlerimde dolmuştu. Derin bir nefes alıp tekrardan ilerlemeye başladım. Korkudan dolmuş olan gözlerim görüşümü bulanıklaştırırken ben hala adım atıyordum. Merdivenlerin başına geldiğimde ise aşağıda gördüğüm gölde ile gözlerimdeki yaşlar akmaya başlamış dudaklarımdan ise kısık sesli bir nida dökülmüştü. Dudaklarımdan dökülen nida ölüm sessizliğindeki evde duyulmuş aşağıda ki kişinin kafasını yukarıya kaldırmasına sebep olmuştu. Birbirine değen gözlerimizle o anında kaçarken ben bütün evi sarsan bir çığlık atmıştım. Vİcudumun titremesi artmış görüşüm daha çok bulanıklaşmıştı. Kendimi taşımakta zorlanırken ileriye doğru attığım sarsak bir adımla dengem iyice bozulmuştu. Kendimi taşıyamazken bedenim birden yere yığılmıştı. Merdiven başında olmamla birlikte merdivenlerden yuvarlanmaya başlamıştım. Sertçe yere çarpmamla son duyduğum sesler bahçeden gelen insan sesleriydi.

Bu bölüm önceki bölüme nazaran daha kısa oldu kusura bakmayın. Oy ve yorumu unutmayın. Görüşmek üzere.

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin