Xiao XingChen!" diye haykırarak uyanan Haoxuan oturduğu sandalyeden yere düştü ve tüm sınıfın kendisine bakmasına sebep oldu.
"Ne yapıyorsun sen orada?" sinirli bir ses tonuyla konuşan öğretmen kaşlarını çatarak arkaya baktı.
"Ö-özür dilerim." Haoxuan çantasını aldı ve "G-gitmeliyim." diyerek, başka bir şey demeden ve dinlemeden sınıftan çıktı. Eve doğru koşmaya başladı, bir şeyler bulmalıydı.
"X-Xingchen? S-sen kimsin?" aklından geçirdiği soruyu sesli bir şekilde de dile getirmişti.
Yolda eczaneden uyku hapı almayı da unutmadı. Eve geldiğinde laptopunu açtı ve arama butonuna o adı yazdı. ''Xiao Xingchen.''
Ama çıkan sonuç, koca bir hiçti.
"Kimsin sen!?" diye tekrar sesli düşündü Hoaxuan. Resmen aklını kaybediyordu. Kaç gündür rüyasına giren ve kendine benzeyen adamla yaşayan Xingchen, o kimdi?
Hemen laptopu kapattı ve eczaneden aldığı haptan dört beş tanesini içip yatağına uzandı.
• • •
Xingchen, "Eğlendin mi?" diyerek kılıcını diğerine doğru uzattı.
"Ne?" dedi siyahlı olan.
"Benimle dalga geçtiğin, beni aldattığın ve kullandığın süreç boyunca eğlendin mi?" sesindeki kırgınlık bariz bir şekilde hissediliyordu.
"Evet," dedi genç olan aynı zamanda sırıtıyordu. " Hem de çok "
"Neden yaptın bunu!?'' diyen Xingchen kılıcını uzaklaştırdı.
"Xingchen, parmağımın nasıl kırıldığını bilmek ister misin?" dedi siyahlı genç adam.
"Hayır! Xueyang! Hiçbir şey duymak istemiyorum!"
• • •
Haoxuan ter içinde uyandı. Saat daha akşamın yedisiydi.
"Xueyang...Xueyang, kimsin sen? Kimsiniz siz? Neden...neden kalbim acıyor?" diye fısıltı şeklinde konuşan Haoxuan hemen yatağının yanındaki masadan yeni bir hap daha aldı ve uyumaya çalıştı. "Devamını da görmeliyim, hayır daha bitmedi!''
• • •
"Duymak zorundasın! Hikayemi dinletikten sonra yine de bana hak vermezsen, istediğini yapabilirsin." diye bağırdı Xueyang. Sesinde umut vardı. Karşısındakinin onun acılarını anlayacağını düşünüyordu.
Ama yanılmıştı, Xingchen'in de diğerleri gibi onu anlamadığına kanaat getirmişti. Sevdiği adam ona iğrençsin demişti.
Tabii ki Xingchen haklıydı. Çünkü bir köyü katletmek insanlık dışı hareketti onun için. Bu yetmezmiş gibi birlikte kaldıkları süreç boyunca Xingchen'i bile kandırmıştı Xueyang. Bunca süredir zaman geçirdiği, değer verdiği, hatta sevdiğini düşündüğü adam Xueyangtı.
Xueyang ise kırgın mı, yoksa kızgın mı olduğunu anlayamıyordu. O, nasıl Xingchen'in diğerleri gibi olmadığını düşünebilmişti ki? Sonuçta büyüğü her zaman iyilik peşindeydi.
"İşte bu yüzden senden nefret ediyorum, Xiao Xingchen!" diyen genç adam büyüğüne arkadaşını ve masum köylüleri nasıl öldürdüğünü zevkle anlattı. Bunu yapıyordu, çünkü gerçeklerden nefret ediyordu. Her şeyden, herkesten nefret ediyordu. Kendisini haklı çıkartarak kahkaha atmaya başladı.
"Sensin, tüm bunların suçlusu sensin!" diyerek bu ıssız köyde yankılanacak büyük bir kahkaha attı.Xingchen'in yere yığılmasını görene kadar sürdürdü bu kahkakasını.
"X-Xingchen...k-kendin bu yolu seçtin! Ölüler... ölüler her zaman daha da iyidir.''
Xueyang sevdiğini kucağına aldı ve içeriye geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
candy // whx & sjy
Fanfic" Eğer içimdeki şeytanlardan kurtulursam, beni affeder misin ? "